Bir yıl geçti: Tecrit ortak mücadeleyle yıkılır 2020-05-26 09:14:14 DİYARBAKIR - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı ve dalga dalga yayılan açlık grevlerinin bitirilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Greve girenlerden HDP’li Dersim Dağ, “Tecrit ortak mücadeleyle yıkılır” dedi.   Türkiye'ye getirildiği 15 Şubat 1999'tan beri İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 21 yıldır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik müdahaleler her dönem Kürt kamuoyunun tepkisine neden olurken, çözüm sürecinin bitmesiyle yeniden tecrit altına alınması açlık grevlerini de beraberinde getirdi.   Daha önce 2012 yılında Öcalan'a yönelik tecrit nedeniyle PKK ve PAJK'lu tutukluların başlattığı 68 günlük açlık grevleri sonucu İmralı kapıları açılarak çözüm sürecine zemin hazırlarken, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "çözüm süreci buzdolabına kaldırılmıştır" açıklamasından sonra Öcalan’a ağırlaştırılmış tecrit uygulandı. Bu süre zarfında Öcalan ile sadece bir görüşme sağlandı.    LEYLA GÜVEN AÇLIK GREVİNE BAŞLADI    Türkiye’nin Efrin saldırısına yönelik açıklamaları ve eşbaşkanı olduğu Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) çalışmaları nedeniyle 31 Ocak 2018 tarihinde tutuklanan Leyla Güven, 7 Kasım 2018'de Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada, Öcalan’a uygulanan tecridi protesto ederek, süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığını duyurdu.    Güven, "Ben siyasette PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadının siyasette yer alması perspektifinden esinlenerek aktif olarak yer aldım. Bugün Sayın Öcalan üzerindeki tecrit sadece bir kişiye değil, bir halka uygulanıyor. Tecrit bir insanlık suçudur. Ben de bu halkın bir parçası olarak, Sayın Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlıyorum. Bundan sonra mahkemeye hiç bir savunma yapmayacağım. Yargı hukuksuz kararlarına son verene ve tecrit kaldırılana kadar eylemime devam edeceğim. Gerekirse eylemimi ölüm orucuna da dönüştüreceğim" sözleriyle 8 Kasım’da süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladı.    DALGA DALGA YAYILDI   Leyla Güven’in tecride karşı başlattığı eylem birçok demokratik örgüt tarafından sahiplenirken, alanlara çıkan halk, "Güven’in talebi talebimizdir" diyerek, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için çağrılar yaptı.    HDP, Güven’in açlık grevinin 11’inci gününde, Diyarbakır, Van, Hakkari, Urfa ve Adana'da 2 günlük dayanışma grevleri başlattı. 21 Kasım’da ise HDP üyesi Nasır Yağız Hewlêr’de açlık grevine başladı.    Türkiye ve bölgedeki cezaevlerinde bulunan tutuklular, 27 Kasım 2018 tarihinde, gruplar halinde dönüşümlü-süresiz, 10 günlük açlık grevi eylemine başladı. 1 Aralık 2018’de ise Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile 14 kadın, 10 günlük açlık grevine başladı.    SÜRESİZ-DÖNÜŞÜMSÜZ GREV   Süresiz-dönüşümlü açlık grevinde 4’üncü grupların eylemi devralmasının ardından kademeli olarak, 16 Aralık 2018’de, 8 ayrı cezaevinde 32, 17 Aralık’ta 4 farklı cezaevinde 13, 20 Aralık’ta bir cezaevinde 4, 26 Aralık’ta 16 cezaevinde 66, 28 Aralık’ta 1 cezaevinde 1, 5 Ocak 2019’da, 25 farklı cezaevinde 105, 6 Ocak’ta 1 cezaevinde 5, 8 Ocak’ta 3 cezaevinde 10 ve 16 Ocak’ta 1 cezaevinde 2 tutuklu süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladığını duyurdu.    18 KÜRT SİYASETÇİ GREVE BAŞLADI   Avrupa'da yaşayan 18 Kürt siyasetçi de Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa Konseyi (AK) önünde süresiz - dönüşümsüz açlık grevi başlattı. 17 Aralık tarihinde, Dilek Öcalan, Gülistan Çiya İke, Deniz Rojbin, Nurgül Başaran, Ramazan İmir, Mehmet Nimet Sevim, Mustafa Sarıkaya, Mohamad Ghaderi, Deniz Sürgüt, Ayvaz Ece, Yüksel Koç, Kadro Bokani, Kerem Solhan, Agit Ural ve Ekrem Yapıcı, tecrit sona erene kadar grevlerinin devam edeceğini açıkladı.    Güven’in başlattığı grevin 67’nci gününde, Öcalan ile kardeşi Mehmet Öcalan bir görüşme sağladı.    TUTUKLULARDAN AÇIKLAMA    Görüşmeye ilişkin cezaevleri adına açıklama yapan Deniz Kaya, "Yapılan görüşme tecridin sona erdiği anlamına gelmediği anlaşılmalıdır" diyerek, başlattıkları açlık grevi eylemini kesintisiz bir şekilde sürdüreceklerini kaydetti. Açlık grevinin 78’inci gününde Güven, cezaevinden tahliye edildi. Başlattığı greve evinde devam etti.    HDP’Lİ VEKİLLER DE GREVE BAŞLADI    HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ 3 Mart’ta, Tayyip Temel ve Murat Sarısaç da 8 Mart’ta aynı taleple süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladı.    AÇLIK GREVİ ÖLÜM ORUCUNA ÇEVRİLDİ    Diğer yandan dört farklı cezaevinde bulunan 15 tutuklu, 136 gündür sürdürdüğü açlık grevi eylemini 30 Nisan’dan itibaren “ölüm orucu”na dönüştürdü. Bu gruba ileriki tarihlerde 15 tutuklu daha katıldı.    8 YIL ARADAN SONRA İLK GÖRÜŞME   Yaygınlaşan grevler nedeniyle 2 Mayıs’ta Öcalan ile avukatları görüşme sağladı. Görüşmenin bilgisi 6 Mayıs’ta kamuoyu ile paylaşıldı. Bu görüşme 27 Temmuz 2011 tarihinden sonra avukatların yaptığı 810 başvurudan sonra gerçekleşti.    ÖCALAN’DAN MESAJ   Öcalan açlık grevlerine ilişkin, "Cezaevleri içindeki ve dışındaki arkadaşların direnişlerine saygı duymakla birlikte, sağlıklarını tehlikeye atacak ve ölümle sonuçlandıracak konumlara taşıracak noktaya taşımamalarını önemle belirtmek isteriz. Bizim için onların akli, fiziki ve ruhi sağlıkları her şeyin üstündedir. Ayrıca en anlamlı yaklaşımın zihinsel ve ruhi duruşun geliştirilmesiyle bağlantılı olduğuna inanıyoruz" açıklamasını yaptı.    İKİNCİ AVUKAT GÖRÜŞMESİ    Öcalan’ın avukatları, İmralı’da müvekkilleriyle 22 Mayıs’ta yaptıkları görüşmeye dair, 26 Mayıs’ta bilgi verdi. Açlık grevi eylemleri sonucu 8 yıl aradan sonra 2 Mayıs’ta ilk kez avukatlarıyla görüşen ve görüşlerini İmralı’daki diğer tutuklu arkadaşlarıyla birlikte 7 maddede kamuoyuna duyuran Öcalan, 22 Mayıs’ta yaptığı ikinci görüşmede, bu kez süren eylemlere dair mesaj verdi.    ‘SONLANDIRIN’ MESAJI    Öcalan açlık grevi eylemlerinin sona ermesine dair mesajında şunları söyledi : "Değerli yoldaşlar, Başta açlık grevi ve ölüm orucuna kendini yatırmış arkadaşlar olmak üzere iki avukatımın yapacağı geniş açıklamalar ışığında eyleminizin sona ermesini bekliyorum. Bana ilişkin maksadınızın hasıl olduğunu da rahatlıkla belirtip hepinize en derin sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Asıl bundan sonrasında da bana yeterli yoğunluk ve iradeyle eşlik etmenizi de özenle belirtiyor ve umuyorum. Bitmeyen sevgi ve selamlarımla."   Güven’in, Öcalan’a yönelik tecride karşı başlattığı, ilerleyen günlerde binlerce tutuklunun katılımıyla devam eden açlık grevleri ve ölüm oruçları, 26 Mayıs itibari ile sona erdi. Eylemlerin sona ermesinin ardından Öcalan, 5 Haziran’da ailesi ile 12 ve 18 Haziran’da avukatları, 7 Ağustos’ta avukatları ve son olarak 27 Nisan 2020 tarihinde 21 yıl aradan sonra ailesiyle telefon aracılığı ile görüşme sağladı.   HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, tecride karşı başlayan grevin, 20 yıl öncenin "Güneşimizi karartamazsınız" mesajını taşıdığını söyledi.    Öcalan’a uygulanan tecridin tüm halklara uygulandığına vurgu yapan Dağ, "Ben bir milletvekili olarak değil, bu halkın bir evladı olarak ve Ortadoğulu olarak, Sayın Öcalan şahsında yürütülen tecridi kendi üzerimde hissetim. Aynı zamanda tecridin Kürt özgürlük ve kadın mücadelesini parçalamaya dönük bir hamle olduğunu biliyoruz. Bir genç, bir kadın o süreçte ben de açlık grevine başladım. Ortadoğu’nun barışının Sayın Öcalan’dan geçtiğini, Kürt halkının özgürlüğünün tecrit politikasının kırılmasından geçtiğini bilen bir Kürt genci olarak greve başladım. Bu hissiyatla bu talepleri ve tecridin kırılması gerektiğini savundum. O dönemde direniş başarılı oldu. Cezaevinde onlarca arkadaşımızın yürüttüğü direniş başka bir boyuta ulaştı ve direnenler kazandı" dedi.    20 YIL SONRA AYNI MESAJ   1999’da bedenini ateşe verenler ile 2019’da açlık grevi eylemlerinde hayatına son veren gençlerin aynı mesajı verdiğini dile getiren Dağ, “Biz aslında ölüm siyaseti değil, yaşama ve yaşatma siyaseti yürüttük. Açlık grevi sürecinde fedai eylem gerçekleştirenler, yaşatmak için öldüler. Hem Kürt halkını yaşatmak, hem Kürt özgürlük mücadelesini yaşatmak, hem de Kürt halkına özgürlüğü getirmek için öldüler. ‘Biz yaşamı uğruna ölecek kadar çok sevenlerin yoldaşıyız’ şiarıyla ‘Güneşimizi karartamazsınız’ mesajını 20 yıl sonra tekrardan vermek için bu eylemleri gerçekleştirdiler. Umuyoruz ki ve temennimiz odur ki bu tarz eylemlere gerek kalmaz” ifadesinde bulundu.    TECRİT DEVAM EDİYOR   Öcalan’a uygulanan tecridin devam ettiğine dikkati çeken Dağ, “Tecrit öyle basit, sadece görüş yasağının olduğu sadece telefon hakkının kullanılmadığı bir politika değil. Her kadın, her genç her birey kendi özgürlüğü için bu tecride karşı çıkmalıdır. Çünkü tecrit bir bütünen Ortadoğu’da yürütülen savaş politikası ile bağlı, kadınlar üzerinde yürütülen taciz, tecavüz politikaları bu tecrit politikasıyla ilişkili. Aslında herkes kendi açsından kendini özgürleştirmek için, kendi hayatını ve toplumsal barışı sağlamak için tecride karşı durmalı” diye konuştu.     ORTAK SES İLE YIKILIR    Tecridi kırmanın yollarına değinen Dağ, “Tecrit, Kürt halkı ile hukuk ve barıştan yana olan tüm kitlelerin birliğiyle, ortak sesiyle ve ortak mücadelesiyle yıkılır. Kürt halkının mücadelesi, direnişi ve ortak sesi yani tecrit tam da Üçüncü Yol ile yıkılır. Aslında Üçüncü Yol dediğimiz nokta tamda budur. Bir taraf olma değil, kendi yolunu çizme ve demokrasi hattını örme, demokrasi hattını güçlendirme ile tecrit kırılır. Buradan bir kez daha bu çağrıyı yapmak istiyoruz; Bu tecrit hepimize uygulanıyor. Her birey kendi özgürlüğü için, kendi toplumsal barışını sağlamak için tecride karşı çıkmalıdır” çağrısında bulundu.    MA / Arjin Dilek Öncel