Günay: Türkiye toplumu bu iktidarı terk ediyor 2020-05-22 13:21:58 DİYARBAKIR - Kürt siyasetçilere yönelik operasyona tepki göstererek, "Türkiye toplumu artık bu iktidarı terk ediyor” diyen HDP Sözcüsü Ebru Günay, "İktidar korkuyu yaydıkça biz cesareti yayacağız. İktidar karanlığı yaydıkça biz umudu ve ışığı yayacağız" dedi.     Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Diyarbakır İl Örgütü binasında gerçekleştirilen haftalık olağan basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Diyarbakır merkezli yürütülen bir soruşturma kapsamında Kürt siyasetçi ve kadın hakları savunucularının gözaltına alınmasını kınayarak konuşmasına başlayan Günay, “Bu sabah yine bir siyasi soykırım operasyonuyla güne başladık” dedi.    GÖZALTILARA TEPKİ    Kürt siyasetçilerine yönelik artan saldırılara tepki gösteren Günay, “AKP’nin baskıları, hukuksuzlukları, gözaltıları, siyasi soykırım operasyonları bildiğimiz ve şaşırmadığımız bir durum. Ve bu durum her defasında bizim mücadele azmimizi bir kez daha artırıyor" dedi. Diyarbakır’da MYK üyeleri ve Örgütlenme Komisyonu Eşsözcüsü Özlem Gündüz ile DBP önceki dönem Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan'ın da gözaltına alındığına değinen Günay, "Bu arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı bu hukuksuzluğa son verilmeli” çağrısı yaptı.    KADIN DAYANIŞMASI VE MÜCADELESİ     Çocuk istismarı yasasının tartışıldığı bir dönemde kadınlara yönelik gözaltı operasyonun, kadın düşmanlığının sürdürüleceğinin işareti olduğunu söyleyen Günay, “Rosa Kadın Derneği bölgede kadına yönelik şiddete direnen tek kadın derneği ve bu sabah dernekte saatlerce aramalar gerçekleştirildi, evraklarına el konuldu. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir derneğin basılması, yöneticilerinin gözaltına alınması, TJA’lı aktivistlerin gözaltına alınması şu demek oluyor; iktidar diyor ki 'Ben kadına şiddet uygulamaya devam edeceğim, ben erkekleri korumaya devam edeceğim, ben tacizciyi, tecavüzcüyü, kadın katillerini korumaya devam edeceğim.' Çünkü kadınları koruyan, kadınları savunan bir derneğin yöneticileri bu sabah gözaltına alındı. İşin ilginci tam da çocuk istismarına yönelik yasayı tartıştığımız, kadınların ‘aklınıza bile getirmeyin’ dediği bir yasal düzenlemenin arefesinde kadınlar gözaltına alınıyor. İktidar aslında kadın düşmanlığı yapmaya devam edeceğinin mesajını veriyor. Ben de buradan şunu söylüyorum: Bizim kadın mücadelemizi, kadın dayanışmamızı hiçbir baskı engelleyemedi, hiçbir sınırı tanımadı. Bugün de tanımadı yarın da tanımayacak. Biz dayanışmaya, kadın mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.    KAYYIMLARIN YOLSUZLUKLARI    Günay, gündemdeki bir başka konu olan HDP'li belediyelere kayyım atanmasına da değindi. Günay, şunları söyledi: "Tabii hukuksuzluklar bunlarla bitmiyor. AKP’nin saldırısı soykırımları bunlarla bitmiyor. Hepimizin bildiği kayyım politikası konusunda AKP ısrarcı olmaya devam ediyor. Şu ana kadar 51 belediyeniz AKP tarafından gasp edildi; 45’ine kayyım atandı, 6’sı KHK bahanesiyle elimizden alındı, gasp edildi. Son olarak Iğdır ve Siirt belediyelerimize kayyım atandı, Iğdır Belediyesi 3 dönemdir HDP’nin yönettiği bir belediye. İller Bankası’nın gönderdiği kıt kanaat imkanlarla eşbaşkanlarımız Iğdır halkına hizmet ediyor. Ama artık kayyım bu işi yapacak, kayyım el koydu. Biz önceki kayyım dönemlerinde tanıklık ettik, Iğdır’da da tanıklık edeceğiz. AKP’nin kayyımlarının nasıl yolsuzluk yaptığını, nasıl yandaşlarına halkımızın kaynaklarını peşkeş çektiğini göreceğiz. Kayyımların yaptıkları hepimizin hafızalarında.”    BAYRAK VE MARŞ KILIFI    Günay, 21’inci yüzyılda Türkiye’de Kürtlerin seçme seçilme hakkının gasp edildiğini ve bu "talanın" İstiklal Marşı ve bayrakla örtüldüğüne dikkati çekerek, "Yine aslında kayyımlarla seçme seçilme hakkına darbe var. Biz Türkiye’nin 3’üncü büyük partisiyiz. Seçimle kazandığımız belediyeler polislerle, TOMA’larla, özel harekatla belediyelerimiz sarılarak gasp ediliyor, halkın belediyelerine el konuluyor. Siirt'te belediye binasının etrafı çevik kuvvetlerle sarıldı, özel harekatlar nöbet tuttu. Daha önemlisi, belediye binasında İstiklal Marşı Siirtlilere dinletildi. İstiklal Marşı,Türkiye’nin ulusal marşı. AKP iktidarı ne yapıyor? AKP iktidarı kendi talan politikasını, kendi kirliliğini, çirkinliğini, talanını bir halkın ulusal marşı ile örtmeye çalışıyor. Ve bu aslında aynı zamanda ulusal marşa hakarettir. Buradan tekrar ifade ediyorum. Yapacağınız hiçbir şey sizin kirliliğinizi, çirkinliğinizi, sizin kötülüğünüzü örtemeyecek. Bu halk bunları görecek, biliyor ve görüyor. Buradan başta Siirt ve Iğdır’da kayyım iradesini tanımayan, bunu kabul etmeyen her yerde bunu ifade eden halkımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu.    ‘ANKARA VALİSİ İSTİFA ETMELİ’   Ankara'da milletvekillerinin darp edildiğine de dikkati çeken Günay, “Son iki gündür bu ülkenin başkentinde, Ankara'da bir polis terörüne tanıklık ettik. Kayyımı kabul etmeyen, bunun için sokağa çıkan partililerimiz polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Bir halkın iradesine böyle el uzatamazlar, vali ve emniyet müdürü derhal istifa etmelidir. İlk gün MYK üyemiz, PM üyelerimiz, il eşbaşkanımız darp edilerek sürüklenerek gözaltına alındı. Sonraki gün Ankara il binamızın önünde kayyımı kabul etmediğini söyleyen partililerimize saldırı oldu. Ankara’nın göbeğinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin milletvekilleri darp edildi polis tarafından. İşkenceye uğradı. Ankara Emniyet Müdürü, Ankara Valisi derhal istifa etmelidir. Bir halkın iradesine bu şekilde saldıramazlar. Derhal istifa etmeliler. Kendilerini demokrasiye davet ediyoruz.  İktidar korkuyu yaydıkça biz cesareti yayacağız. İktidar karanlığı yaydıkça biz umudu ve ışığı yayacağız. Buna geçmişte de engel olamadılar bugün de engel olamayacaklar yarın da engel olamayacaklar” diye belirtti.     KALDIRIMA GÖMÜLEN CENAZELER   Günay'ın gündemindeki bir başka konu ise, mezarlıklara dönük saldırılar oldu. Günay, söz konusu konuya ilişkin ise, şunları belirtti: "Ramazan ayındayız, önümüz bayram, ama Ramazan ayında da iktidarın kötülükleri bitmedi. Sistematik bir şekilde iktidarın kötülükleri devam etti. Ramazan ayı süresince toplumun ve insanların en büyük kutsalı olan mezarlıklara saldırılar devam ediyor. Türkiye’nin dört bir tarafında mezarlıklar tahrip edildi. Düşünün Ramazan ayında oruçlu bir anne çocuğunun mezarı saldırıya uğramasın diye günlerce mezarlıkta nöbet tuttu. Ama iktidar mezarlıklara saldırmaktan vazgeçmedi. Son olarak Bitlis Garzan Mezarlığı’ndan İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürülen 282 cenazenin Kilyos’ta mezarlığa değil de kaldırıma gömüldükleri basına yansıdı, hepimiz gördük. Daha önce zaten Garzan Mezarlığı’ndan çıkartılıp İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek aileler cezalandırılmıştı. Dün bir kez daha kaldırımlara gömülerek aileler cezalandırıldılar. Mezarlıklar toplumun ortak değeri ve kutsalıdır. İslamiyete göre cenazenin kimliğine, inancına ve düşüncesine bakılmaksızın saygı duyulur. Cenaze geçerken durum ne olursa olsun herkes ayağa kalkar ve saygı gösterir. Ama AKP ne yapıyor? İktidar ne yapıyor? İktidar mezarlıklara saldırmaya devam ediyor. Halkın kutsalına saldırmaya devam ediyor. Ahlaksızca mezarlıkları kaldırıma gömüyor. O kaldırıma gömülen iktidarın vicdanı, ahlakı, iktidarın insanlığıdır. Bu halk bunları unutmayacak, bu halk bunun hesabını elbet soracak.”    ‘AKP ARTIK SANDIĞA GÜVENMİYOR’   MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son dönemde yaptıkları açıklamalar üzerinden de duran Günay, söz konusu açıklamaların iktidarın yenilgisinin ve erimesinin itirafı olduğunu belirtti. Günay, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz bir süredir iktidarın sözcülüğünü yapan Bahçeli, tekrar seçim yasasını değiştirmekten söz ediyor. Ve muhalefeti tasfiye edeceği tehdidini savuruyor etrafa. Ancak bu bir zayıflık, yenilgi ve erimenin itirafıdır. Maskeleri düştü. Türkiye halkları, Türkiye toplumu artık bu iktidarı terk ediyor. Artık bu iktidara güvenmiyor, artık bu iktidarı tanıyor. Onlar da bu yüzden sandığa güvenleri kalmadı. Yasal mühendislikler ile, halktan uzak saraylarda oturarak yasal mühendisliklerle saltanatlarını sürdüreceklerini sanıyorlar, bunun hazırlıklarını yapıyorlar. Ama saltanatınız devam etmeyecek, saltanatınız kaybediyor. Erken de yapsalar, zamanında da yapsalar, geç de yapsalar ilk seçimde kaybedecekler. Bunun farkındalar, bunun çırpınışları içerisindeler. Ama bizler ve halkımız onlara gereken cevabı sandıkta ve her koşulda mücadelemizle vermeye devam ediyoruz. Bizler bu koşullarda Ramazan Bayramını kutlayacağız. Umuyor ve diliyorum ki Ramazan Bayramı Türkiye halklarına, tüm Ortadoğu halklarına ve toplumları için barış ve kardeşliğe vesile olur. Daha önemlisi dünyada herkesin mücadele ettiği pandeminin de bitmesine vesile olur. Buradan tüm halkımızın, tüm Türkiye halklarının tüm İslam aleminin Ramazan Bayramını kutluyorum.”