Halk sağlığı uzmanı Okyay: Önlemler alınmazsa çok kişi virüse yakalanır 2020-04-05 09:15:02 ANKARA - Koronavirüs salgının kontrol altında tutulmasında hastane boyutundan çok toplumsal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan HASUDER Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay, pek çok kişinin hastalığa yakalanmaması için genel sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 11 Mart tarihinde pandemi olarak ilan ettiği koronavirüse (Kovid-19) dair Türkiye’de alınan önlemler tartışma konusu. İktidar, salgının önüne geçmek için 20 yaş altı ile 65 yaş ve üstü yurttaşlara sokağa çıkma yasağı getirip, 31 kenti araç giriş çıkışına kapatırken, sağlık meslek örgütleri alınan tedbirlerin daha da genişletilmesi gerektiği görüşünde.   Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay, Sağlık Bakanlığı sorumluluğunda ve bir bilim kurulunun danışmanlığında bugüne kadar alınan önlemlerin olumlu düzenlemeler olduğunu ancak bazı tedbirlerin geç alındığı söyledi.   Okyay, test yapılan merkez sayılarının artırılması, hızlı testlerin alındığı ve illere dağıtıldığı yolundaki açıklamalar ile salgın yönetimini ile ilgili yapılacak düzenlenmeler için İl Pandemi Kurullarında Halk Sağlığı Uzmanlarına yer verilmesi ile ilgili kararların önemli olduğunu belirtti. Düzenlemelerin uygulama aşamasında sorunlar çıkabildiğini vurgulayan Okyay, “Özellikle karantina ve izolasyon önlemlerine uyumda ne yazık ki toplumumuzun uyumu yeterli olamayabilir. Söz konusu düzenlemelerin toplumdaki her bireyin sorumluluğu olduğunu vurgulamanın yanı sıra gerekli durumlarda ek önlemler alınması ile ilgili düzenlemeler de her an için gündemde olmalıdır” diye belirtti.    GÜVEN SAĞLAMAK   Dünyanın yeni ortaya çıkan bir hastalık ile mücadele ettiğine vurgu yapan Okyay, pek çok bilinmezliğin söz konusu olduğuna işaret etti. Okyay, “Hastalığa müdahalede neler yapılması gerektiğini belirleyebilmek için önce durumun ne olduğunu, hastalığın epidemiyolojik özellikleri dediğimiz kimlerde, hangi bölgelerde, hangi durumlarda ortaya çıktığı ile ilgili bilgilerin bilinmesi gerekmektedir. Her ülkenin demografik özellikleri farklılık gösterebilmektedir. O nedenle bizim artık kendi verilerimizi ortaya koymamız ve bunlar üzerinden değerlendirmeler yapmamız ve müdahalelerimizi buna göre belirlememiz gerekir” dedi.    Salgınla mücadele etmenin en iyi yolunun toplumsal güven sağlamak olduğunu dile getiren Okyay, toplumsal güveni sağlamanın yolunun şeffaflıktan geçtiğini söyledi. Okyay, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımların detaylandırılarak devam etmesi gerektiğini ifade etti.    SINIRLANDIRMA BİREYLERE BIRAKILDI   Türkiye’de vakaların görüldüğü ülkeler tanımlanır tanımlanmaz bu ülkelerle uçuşların ivedi bir şekilde kapatılmadığını hatırlatan Okyay, şöyle devam etti: “Yer yer karantina uygulamalarında, 14 gün boyunca bireylerin kendilerini sınırlamaları, kendilerine bırakılmıştır. Toplumsal farkındalık yaratma çalışmalarına vakaların görülmesi ile birlikte başlanmıştır. Tüm çevre ülkelerde bu enfeksiyonun görülmesi, bu enfeksiyonun ülkemizde de görüleceğinin sinyalini vermiştir. Ancak ne yazık ki toplum olarak bu enfeksiyonla ilgili farkındalığımız oluşmadan vakalarla karşı karşıya kalınmıştır.”    Testlerin ilk zamanlar tek merkezde yapılması ve sonuçların geç alınmasıyla ortaya çıkan riski de anlatan Okyay, şunları dile getirdi: “Bu süreç hasta kişilerin sağlam kişilerle temas etmesine neden olmuş ve ülke içi yerel yayılım söz konusu olmuştur. Temaslı takipleri ile ilgili büyük emek verilmekle birlikte halihazırda aksayan hususlar bulunmaktadır.”   ‘YEREL SOKAĞA ÇIKMA DAHA DEĞERLİ’   Salgının kontrollü bir şekilde yönetilebilmesi için hasta kişilerin bulunması ve izole edilmesinin son derece kritik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Okyay, hastalığı taşıyan ancak belirtisi olmayan bireylerin toplumda diğer kişilerle aynı ortamı paylaşmaları hastalığı toplumun diğer fertlerine yayabilme riski taşıdığını dile getirdi.  Okyay, “Bu nedenle ‘evde kal’ uyarıları da son derece önemli bir uygulama olmakla beraber, tanımlanmış bir süre için bölgesel karantina uygulamaları uygun bir yol olarak görülmektedir. Gelinen aşamada, tüm ülke genelinde temel ihtiyaçlar için gerekli iş alanları dışında sıkı tedbirlik bir ‘evde kal’ hareketi ve genel değil ama verilere göre yerelde alınacak sokağa çıkma, ya da karantina uygulamaları daha değerli görülmektedir” ifadelerini kullandı.   TOPLUMSAL DÜZENLEME İHTİYACI   Mevcut düzenlemeyle Bilim Kurulu’nda bir halk sağlığı uzmanının bulunduğunu hatırlatan Okyay, sayının yetersiz olduğunu söyledi. Hastalığın kontrol altında tutulmasında hastane boyutundan çok toplumsal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirten Okyay, şunları aktardı: “Elbette hastaların tanı ve tedavi süreçleri ile ilgili çalışmalara gereksinim var. Elbette hastane yatak kapasitelerimiz, personel kapasitelerimizin güçlendirilmesi son derece önemli. Ancak toplumsal önlemler alınmadığı sürece pek çok kişinin hastalığa yakalanacağını öngörmeli, ne kadar çok olanaklarımız olursa olsun bunun ihtiyacı asla karşılamayacağını bilmemiz gerekir. Bu noktada kritik olan husus salgının iyi yönetilmesine dayanmaktadır. Elde edilen verilerle devamlı değerlendirmeler yapmak ve bu değerlendirmeler ışığında ek ne önlem almak gerekiyorsa onların belirlenmesi önemli olacaktır. Bu konuda da salgın yönetimi açısından özel eğitimi ve deneyimi olan grup halk sağlığı uzmanlarıdır.”   MA / Zemo Ağgöz