'Sorun çözücü hiçbir madde yok' 2020-04-02 09:21:22   ADANA - İnfaz yasasında yapılacak değişikliğin sorunlara çözüm olmadığını belirten İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat İlhan Öngör, temel sorununun "terör" tanımı olduğunu aktararak, TMK'nin 2’nci maddesinde değişiklik yapılmasını istedi.   İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Avukat İlhan Öngör, hasta tutukluların durumunu ve İnfaz düzenlemesine dair yasa tasarısını değerlendirdi. "Ağır hasta mahpuslar ciddi yaşamsal bir risk altında" diyen Öngör, Türkiye cezaevlerinde 31 Mart 2020'i itibariyle 590'ı ağır bin 564 hasta tutuklu bulunduğunu kaydetti.   Ağır hasta tutukluların içerisinde; yaşamını tek başına idame ettiremeyecek ve "cezaevinde kalamaz" raporu olanların olduğuna dikkati çeken Öngör, hasta tutuklu sorununun Türkiye'nin kanayan yarası olduğunu belirtti. Öngör, "AKP ve MHP’nin ortak önerisi olarak Meclis’e getirilen yeni infaz düzenlemesine ilişkin pakette, mevcut yasadan herhangi ileri ve sorunu çözücü bir husus bulunmamaktadır. Bugüne kadar itiraz ettiğimiz; ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi maddesini düzenleyen Ceza İnfaz Yasası'ndaki 16’ncı maddesindeki Adli Tıp Kurumu’nun tek yetkili kurum olması maddesi aynen yeni tasarıda mevcudiyetini korumaktadır. Bu anlamda hasta mahpuslar ile ilgili usul ve esasta sorunu çözücü hiçbir madde bulunmamaktadır" diye ifade etti.    COVİD AYRIM YAPMIYOR, İNFAZ YAPIYOR   Koronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerinin büyük bir risk altında olduğunu vurgulayan Öngör, tüm tutukluların sağlık ve yaşam haklarının devletin koruma yükümlüğünde olduğunu söyledi. Öngör, koronavirüsünün infaz yasa tasarısı gibi ayrımcılık yaptığını ve tasarının eşitlik ilkesine aykırı olduğuna işaret etti. Öngör, "Bilindiği üzere; Adli suçlular mevcut yasada aldıkları cezanın 3’te 2’sini ünü cezaevinde geçirmekle, siyasi mahpuslar ve örgütlü suçlar ise 4’te 3’ünü cezaevinde geçirmekle koşullu salıverilme hakkından faydalanabilmektedirler. Mevcut devam eden bu eşitsizlik yeni tasarıda da aynen devam etmektedir. Yeni infaz yasa tasarısında adli mahpuslar için yarı oranında koşullu salıverilme infaz düzenlemesi getirilirken siyasi mahpuslar bu yeni düzenleme dışında tutulmuşlardır.  İHD olarak talebimiz, yeni infaz yasa tasarısında siyasi suçlar açısından da eşitlik ilkesi gereği bu oranında infaz düzenlenmesinin yapılarak mahpusların koşullu salıverilme hakkından faydalanmasıdır. Ancak; tasarıda, yaşam hakkı tehlikede olan ağır hasta mahpuslar arasında dahi bu eşitsizliğe gidilmiş ve siyasi ağır hasta mahpuslar bu düzenlemeden faydalanamamaktadırlar. Bu yönüyle tasarı, sadece eşitlik ilkesine aykırı olmayıp insani ve vicdani boyutuyla da tartışmalıdır."   ANAYASA AYKIRI   "Asıl sorununun Türkiye’nin ceza hukukundaki terör tanımının tartışılmaya açılması gerektiği kanaatindeyiz.  İnsan hakları hukuku literatüründe tartıştığımız Düşman Ceza Hukukunun etkin bir şekilde hayata geçirilmiş olmasının neticesi; maalesef yeniçağın vebası haline gelen 'örgüt üyeliği' suçudur" diyen Öngör, acilen Terörle Mücadele Yasası'nın 2. Maddesi'nde değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı.    Öngör sözlerini şöyle tamamladı: "Tasarıdaki birçok husus evrensel hukuk normlarına ve anayasaya aykırılık teşkil etmektedir. Örneğin; mahpusun denetimli serbestlikten faydalanması için cezaevinde geçirdiği tüm sürenin iyi hal incelemesine tabi tutulması özellikle keyfi ve geniş bir şekilde verilen disiplin cezaları göz önünde bulundurulduğunda uzun süre hapiste kalan mahpusun denetimli serbestlik hakkından faydalanmasına engel teşkil edecektir. Bu nedenle tasarıda bu belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Gerek tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgın virüsünün cezaevlerinde yaşamsal bir tehlike oluşturması, gerekse infaz yasa tasarısının eşitlik ilkesi ve evrensel hukuk değerleri göz önünde bulundurularak yeniden gözden geçirilerek toplumsal barışa, hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde yasalaşması gerekmektedir"    MA / Hamdullah Kesen