‘İnfaz yasasında politik hesaplar bir tarafa bırakılsın’ 2020-04-02 09:20:21   MERSİN - İktidarın infaz yasasındaki teklifi ile siyasi tutukluları ölüme terk ettiğini dile getiren hukukçular, politik hesapların bir tarafa bırakılarak tüm tutukluların tahliye edilmesi gerektiğini belirtti.   Mersin'deki avukatlar, AKP-MHP ortaklığıyla 31 Mart'ta Meclis’e sunulan ve siyasi tutukluların kapsam dışı bırakıldığı infaz düzenleme kanununu değerlendirdi. Son yıllarda Türkiye’de birçok kez infaz yasasında değişiklikler yapıldığını hatırlatan avukat Özgür Çağlar, Meclis'e sunulan şuan ki infaz yasasının da sağlıklı olmadığını ve adalet hakkaniyet ile evrensel hukuk ilkelerinin çiğnenerek ortaya çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi.   TUTUKLULARI ÖLÜME TERK EDİYOR   İnfaz düzenlemelerinin, cezaevlerinin “doldur boşalt sistemi” ile konsolide edildiğine dikkat çeken Çağlar, “Düzenlenen infaz yasasında yine ayrım yapılmaksızın tüm örgütlü suçların kapsam dışında bırakıldığı görülmektedir. Bu durumda siyasal iktidarın halen siyasi sebeplerle tutukluların siyasi saiklerle içerde tuttuğunu gösteriyor. Bu durum hem eşitlik ilkesine hem hakkaniyete aykırıdır. Koronavirüs salgınına rağmen siyasi dediğimiz mahpuslara ilişkin bir düzenlenme yapılmaması tamamen kapsam dışı bırakılması cezaevindeki mahpusları özellikle fikir ve düşünce açıklaması nedeniyle içerde olan on binlerce mahpusu ölüme terk etmek anlamı taşıyor. Bu açıdan da infaz yasası son derece yetersizdir” dedi.   RİSK CİDDİ    Yasalarda "terör" suçu kavramının çok geniş değerlendirilerek siyasi iktidara hizmet edecek şekilde yargılamalar yapıldığına değinen Çağlar,  son yıllarda "terör suçlusu" iddiası ile cezaevine konulan birçok muhalifin olduğu bundan dolayı da bunlara ilişkin düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi. Çağlar, “Koronavirüsten kaynaklı en azından şiddet içermeyen fikir ve düşünce açıklaması neticesinde yargılanan cezaevlerinde olan mahpuslara ilişkin infaz düzenlemesi yapma şansı varken tüm bunların kapsam dışında bırakılmasının tek bir anlamı vardır o da bu mahpusları kaderine terk etmektir. Bu yasa tasarısı evrensel bir ilke olan eşitlik ilkesine aykırıdır. Ciddi bir toplumsal risk ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğini görmemiz gerekir. Zira koronavirüs salgınının cezaevlerinde yayılması bu salgının önünün alınamayacağı aşikardır. Hele ki sağlık ve diğer hizmetlerin zor şartlarda ve eksik olduğu cezaevlerinde bu salgının çok büyük bir risk yarattığı gerçeği görmezden geliniyor. Fikirleri yüzünden cezaevinde olanların insan ölümleri gerçekleşmeden infaz yasasından yararlandırılması gerek. Aksi halde geri dönüşü olmayan felaketler ve kayıplar yaşama ihtimalimiz yüksektir” ifadelerini kullandı.   Hükümetin koronavirüs salgını sonrası meclise sunduğu infaz yasasının değerli fakat yetersiz olduğunu ifade eden avukat Selçuk Binici, cezaevlerinin doluluk oranlarının kapasitenin çok üstünde olmasından dolayı virüsün bulaşma riskinin hayati tehlike yarattığını vurguladı. Yasayı AKP ve MHP’nin sunduğunu ve bunun da anayasaya aykırı olduğunu belirten Binici, “Yasanın bu haliyle çıkması cezaevlerinde ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla tutuklu bulunan ve hiçbir şekilde silah kullanmayan halk, siyasetçi, belediye başkanı, seçilmiş, milletvekili, gazeteci, aktivist, insan hakları savunucularına karşı düşman hukuku uygulandığını gösteriyor. Getirilmek istenen yasa toplum tarafından benimsenmiş değildir. AKP tasarıyı bir seçim malzemesi yapmak istedi ancak covid-19 sebebiyle stratejik hataya düşerek seçim yatırımı olarak kullanma şansını kaybetti. Burada AKP sadece cezaevlerindeki doluluk oranını kısmen azaltarak oluşabilecek virüs riskine karşı toplumsal tepkiyi indirmeyi hedeflemekteydi. Asıl amacı ise MHP’nin desteklediği suç örgütlüleri ile yandaşlarını dışarıya salarak cumhur ittifak blokunun memnun etme çabasıdır."   'HASTA TUTUKLULAR BIRAKILSIN'   "Devlet, pozitif bir yükümlülük olarak, yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların, gerek diğer bireylerin, gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü altındadır” diyen Binici, cezaevlerinde bulunan hasta tutukluların durumuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye hapishanelerinde halen 591’i ağır hasta olmak üzere toplam bin 564 hasta mahpus bulunmaktadır. Bu sayının çok daha yüksek olduğunu özellikle belirtmek isteriz. Başta ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların derhal serbest bırakılmasını gerekmektedir. Yapılmak istenen infaz düzenlemesi eşitlikçi ve tarafsız olmalıdır. Aksi durumda mahpusların ve mahpus yakınlarının vereceği refleks devlete ağır yansımaları olacaktır.”    'KANUNLAR YAŞATMALI'   Avukat Gazi İnci, infaz yasasında getirilen düzenlemede belirli suçların kapsam dışında bırakılmasının adil olmadığı gibi infaz kanununa ve anayasaya aykırılık teşkil ettiğini vurguladı. İnci, kanunlar önünde eşitliği yaşatmanın devletin aktif yükümlülüğünde olduğunu aktardı. İnci, "Düşünce suçlarının tasarıya dahil edilmeyerek kapsam dışında bırakılması, infaz sürecini iktidarın sopası haline getirebilir. AKP ve MHP'nin tasarı sürecinde özellikle siyasi suçları ve düşünce suçlarını kapsam dışında tutması politik bir tutum olarak değerlendirilebilir. Tasarının gündeme gelmesi ile özellikle terör suçu adı altında düşünce ve basın hürriyetine karşı yaratılan mağduriyetlerin giderilmesi konusunda ülke genelinde kamuoyu beklentisi oluşmuştu. İktidar, bu beklentiyi göz ardı etmiş, adalet ihtiyacını karşılayamamıştır” diye belirtti.   POLİTİK HESAPLAR    Salgınla mücadele noktasındaki önlemlerin, iktidarın inisiyatifinden ziyade anayasal bir yükümlülük olduğunu ifade eden İnci, yaşam ve sağlık hakkının bireyin benliğini koruyan en temel haklar olduğunu dile getirdi. İnci, “Devletin bu düzenlemeyi getirirken belli suçların düzenlemenin dışında tutması ise Anayasal bir ihlal ihtiva etmektedir. Hükümlülerin yaşam ve sağlık hakkına halel getirmeden risk grubundaki herkesin düzenlemeye dahil edilmesi gerekir. Güdülen yanlış politikanın ağır sonuçları kısa süre sonra yaşanmaya başladığında, AKP ve MHP'nin kendilerine düşen tarihsel ve anayasal misyonu yerine getiremediği maalesef acı bir tecrübe ile gün yüzüne çıkacak. Meydana gelecek her sağlık sorunu ve ölüm vakıası, insan hakkı ihlali listesine kara bir leke olarak eklenecek ve devlete karşı tazminat yükümlülüğü doğuracaktır. İnfaz yasalarının temel amacı bireyleri topluma kazandırmaktır.  AKP ve MHP'nin, hükümlülere uygulanacak infaz sisteminde ayrılığa gitmesi, infazın amacını saptırmaktadır. Tasarının adil olması için cezaların infaz oranı ve diğer düzenlemeler ile ilgili hükümlerde eşit uygulamaya gidilmesi şarttır. Bu noktada politik ve ideolojik hesapların bir kenara bırakılarak, anayasal eşitlik ilkesinin ve yaşam hakkının öneminin kavranması elzemdir” ifadelerini kullandı.   MA / Ergin Çağlar