Sosyolog Dara: Bugünlerde dayanışma hayatidir 2020-04-02 09:03:00   VAN - Koranavirüs günlerinde dayanışmanın önemli ve hayati olduğuna dikkati çeken Sosyolog Basri Dara, “İnsanlara ‘Evde kal’ çağrıları yapılırken, ekonomik ihtiyaçları da karşılanmalıdır. Bir türlü hayata geçmeyen sosyal devlet olgusu tam da bugünler için var” dedi.   Koranavirüsün yayılması üzerine yapılan “Evde kal” çağrılarına rağmen birçok kişi yaşamını sağlayabilmesi için işe gitmek zorunda kalıyor. Uzmanlar insanların evde kalmanın önemli olduğunu ancak “Evde kal” çağrıları ve OHAL ifade edilirken sosyal devlet olmanın gereği insanların ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiğini vurguluyor.    ‘SOSYAL DEVLET BUGÜNLER İÇİN VAR’   Yıllarca yardım kuruluşlarında sosyolog olarak çalışan Basri Dara, Türkiye’yi yıllardır yönetenlerin dile getirdiği “sosyal devlet” söyleminin tam da bu günler için önemli olduğunu ve bugüne kadar yerine getirilmeyen bu söylemin pratiğe geçmesi gerektiğinin altını çiziyor. İnsanlara yapılan “evde kal” çağrılarının önemli ve gereğinin yerine getirilmesi gereken bir durum olduğunu dile getiren Dara, ancak bu çağrıların arkasında sosyal devlet denilen olgunun da devreye girmesi gerektiğini belirtti. Avrupa’da sokağa çıkma yasağı uygulanan ülkelerin büyük bir bölümünde insanların ihtiyaçlarının önemli ölçüde karşılandığını hatırlatan Dara, bu durumun tüm ülkelerde aynı şekilde uygulanması gerektiğini söyledi.    ‘İHTİYAÇLAR KARŞILANMALI’   Evde kalan insanlara karşı devletin yükümlülükleri olduğunu anımsatan Dara, şu hususlara dikkat çekti: “Öncelikle sosyal devletin ne olduğu ve ne yapması gerektiğini görmek gerekiyor. Evdekal çağrılarının tam olarak yerine getirilmesi için birincisi devletin insanların can güvenliğini sağlaması, en önemlisi insanların sağlığını koruması, ikincisi ekonomik anlamda yurttaşın tüm ihtiyaçlarının karşılanması, üçüncüsü izolasyon döneminde halka psikolojik ve sosyal destek sunulması ve son olarak bu izolasyon bittiğinde insanların sonraki yaşamlarında sıkıntı yaşamaması için ekonomik destek ve işlerini kaybetmemesi gerekiyor. Eğer insanlar işlerini kaybetme, iş bulamama tereddüdü yaşarsa bu sonraki dönem çok daha ağır bir sosyal travmayı ortaya çıkarır.”   DESTEK VERİLMEDİĞİ İÇİN…   Türkiye’nin büyük bir bölümü ve özellikle bölgede insanların yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan dolayı halen sokaklara çıkarak çalışmak zorunda olduklarını anlatan Dara, “Çünkü bugüne kadar süregelen devlet geleneği maalesef bireylerin hak ve özgürlükleri konusunda pek de iç açıcı bir tablo yaratmamıştır. Bölge büyük bir yoksullukla savaşıyor. Bu yoksulluk yaşanırken üzerine bu salgının gelmesi sanki bölgede yasayan insanların olayı pek de ciddiye almadıkları için dışarıya çıktıkları algısı yaratıyor. İnsanların temel düşüncesi ‘evde aç mı kalmak yoksa tüm riskleri alıp çalışmak mı?’ ikileminde kalıyor. İşte sosyal devlet dediğimiz olgu burada ortaya çıkmalı ve en önemli şeyin insanların sağlıklarını korumak olması gerektiğini söylemelidir. Bunu yaparken elbette insanların evde kalmasını sağlayacak ekonomik bir takım destekleri yapması gerekiyor. Bu destek kimsenin inisiyatifine bırakılmadın bizzat devlet tarafından yapılmalıdır” dedi.   DAYANIŞMA ÇOK ÖNEMLİ   Böylesi süreçlerde sosyal, psikolojik ve ekonomik anlamda dayanışmanın en önemli mesele olduğunun altını çizen Dara, “Dayanışma ancak herkesin biraz sorumluluk almasıyla ancak olabilir. Herkes bu konuda sorumluluk almalıdır. İnsanlar kendilerini izole etmeli ama dayanışmayı da yaşatmalıdır. Bu salgın bize dayanışmanın ne kadar hayati ve önemli olduğunu günün sonunda gösterecektir. Bugünlerde dayanışmanın gereği herkese hatırlatılmalı ve insanların asla bulundukları yerde kendilerini yalnız hissetmemeleri gerekiyor. Bu süreçte elbette çocukların ruh sağlığını da korumamız gerekiyor. Onlara bu süreci uygun bir dille anlatmamız, daha çok doğayı, yaşamı sevdirmemiz ve en önemlisi izolasyon sürecine onlar için verimli hale getirmemiz gerekiyor. Ailelere tavsiyem çocuklarımıza bol bol kitap okumalı ve eğer yapılabilirse bu süreci satranç öğreterek bitirmeliyiz” diye konuştu.    ‘PARANIN YENMEYECEĞİ ANLAŞILACAK’   Doğanın ve doğal dengenin insanlar için ne kadar önemli olduğu olgusunu herkesin hayatının en önemli parçası haline getirmesi gerektiğinin vurgulayan Dara, şunları söyledi: “Küresel sermayeler doğayı tahrip ede ede herkes için yaşanmaz hale getirdiler. İnsanlık bu süreçte bu durumu elbette tahlil edecek ve Kızılderili’nin dediği gibi ‘paranın yenmeyeceğini’ anlayacaklar. Doğaya verdiğimiz bu tahribatın bir gün gelip acısını insandan çıkacağını hepimizin iyi analiz etmesi gerekiyor. İnsanlık bu süreçten sonra kapitalizm ve sermaye için bir meta unsuru olmak yerine daha kolektif bir dayanışma ortaya koyarak düzeni değiştirebilir inancındayım. Bunun öncülüğünü de işçi sınıfı pekala rahatlıkla yapabilir. İnsanlığın, yeryüzünde bugüne kadar süregelen eğitim, sağlık, ekonomi gibi bu adaletsiz dağılımı değiştirebilecek bir güçtedir. İçerisinden geçtiğimiz bu süreç sonuçları açısından çok şeye gebedir.”    MA / Adnan Bilen