Diyetisyen Kartal: Doğru beslenelim, uykumuzu düzene sokalım, fiziki aktivitelere yönelelim 2020-03-31 11:06:11 VAN - Koronavirüs tehdidine karşı alınan “Evde kal” önleminin sağlık açısından yaratacağı sonuçlara işaret eden Diyetisyen Revşan Kartal, imkanlar dahilinde doğru beslenmek gerektiğini dile getirerek, düzenli uyku ile fiziksel aktivitenin ruh ve beden sağlığı açısından önemine vurgu yaptı.   Diyetisyen Revşan Kartal, koronaviris (Kovid-19) tehdidine karşı alınan “Evde kal” önleminin sağlık açısında yaratacağı sonuçları değerlendirdi. Doğru ve yeterli beslenmenin yollarını anlatan Kartal, düzensiz uyku ile hareketsizliğin fiziksel ve ruhsal sağlık açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Kartal, imkanlar dahilinde protein, vitamin ve mineral anlamında zengin besinler tüketilmesini tavsiye ederek, “Karantina süreci bitikten sonra birçok insan diyabet hastası veya insülini yükselmiş bir şekilde bitirebilir" uyarısında bulundu.    'ŞEKERLİ VE HAMURLU YİYECEKLERİ AZALTALIM'   İnsanların zamanın neredeyse tamamını evde ve hareketsiz geçirdiği bir sürecin yaşandığını belirten Kartal, bu dönemde tüketiminin sınırlandırılması gereken ürünlerin başında şekerli ve hamurlu yiyecekler geldiğine vurgu yaptı. Herkesin telaşla karbonhidrat depoladığına işaret eden Kartal, “Zaten hareketsiz bir süreçteyiz. Sürekli mutfakta bir şeyler atıştırmak istiyoruz. Telaş yapmadan karbonhidrata bu kadar ihtiyacımızın olmadığını bilmemiz gerekiyor. İmkanlarımız dahilinde protein, vitamin ve mineral anlamında zengin besinler tüketmemiz gerekiyor" dedi.   'SADE KEFİR TÜKETİN'   Salgına karşı c vitaminin tüketilmesi gerektiğini dile getiren Kartal, bol bol sade kefirin tüketilmesini gerektiğine söyleyerek, "Sade kefir hem bağırsak hareketinizi artırmak hem de bağırsak florasını güçlendirmek adına mutlaka tüketmemiz gerekiyor. Gene aynı şekilde süt ve yoğurt tüketebiliriz. Televizyon karşısında stres artıkça duygusal açlığımız da artıyor. Bunun için daha çok sebze, meyve, kuruyemiş gibi ürünleri tüketebiliriz. Biraz daha fizyolojik açlığımızın farkında olmamız gerekiyor. Her şeyden önemlisi hepimiz hareketsiz bir durumdayız" diye belirtti.   'FİZİKSEL AKTİVİTENİZİ ARTIRIN'   Evde kalınan bu süreçte fiziksel aktivitelerin arttırılması gerektiğine dikkat çeken Kartal, "Amerikan Sağlık Örgütü'nün önermiş olduğu bir spor var. Bu Leslie Sansone diye geçer.  Ben bu sporu herkese öneriyorum. İmkanlar dahilinde herkes yapar mı bilmiyorum? İnternette yapılacak en iyi sporlardan biri de budur. Herkes gün içinde 20 dakika bu sporu yapmasını tavsiye ediyorum" şeklinde tesviyede bulundu.    ‘ABUR CUBURLARIN KAÇINALIM’   “Abur cubur” olarak tanımlardan ürünlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Kartal, salıklı beslenmenin salgın riskinde taşıdığı öneme vurgu yaptı. Kartal, "Yaptığımız yemekler de bizim için önemlidir. Evde sürekli hamur işi yapılıyorsa ve buna maruz kalırsak evet tüketebiliriz. Ama maruz kalmıyorsak bunları fazla tüketmememiz gerekiyor. Depoladığımız abur cuburlar örneğin cips, patlamış mısır gibi yiyecekleri sürekli tüketiyoruz. Bunların tüketiminin sınırlandırılması sağlığımız için çok önemlidir. Bu virüs salgını bize gösterdi ki sağlıksız beslenenler, bağışıklığı zayıf olanlar ve kronik hastalığı olanlar bir adım geride başlıyor. İtalya örneğinde gördük ki diyabet ve hipertansiyon hastaları yoğunlukla zarar gördü. Sağlıksız beslenmeden, hareketsizlikten dolayı bu hastalıklar insanlara nüksetmiş. Hastalığın bize gösterdiği şey de beslenmemize dikkat etmektir. Karantina süreci bitikten sonra birçok insan diyabet hastası veya insülini yükselmiş bir şekilde bitirebilir" diye uyardı.    'UYKU DÜZENİ ŞART'   Evde kalma süresinin uzamasının uyku düzensizliğini de getirdiğine işaret eden Kartal, uyku süresi ve kalitesinin hem bedensel hem de ruhsal anlamdaki önemine vurgu yaptı. Kartal, sağlıklı bir süreç geçirmek için tavsiyelerine şöyle devam etti: "Düzenli bir uykunun yanında doğru bir kahvaltıda şart. Kahvaltımızın içeriğinde peynir, yumurta, mevsim sebzesi, 5-6 zeytin bunun yanında da tam buğday ya da çavdar ekmeği ile kahvaltı yapmalıyız. Sofraya aç oturmamak için ikindi vakti bir ara öğünle destekleyebiliriz. Bu ara öğüne örnek verirsek üç dört kaşık yoğurt, bir porsiyon meyve, beş altı fındık gibi bir ara öğün yaparız. Bunun önemi akşam yemeğine çok aç oturmamaktır. Akşam yemeğini çok hızlı yersek tekrar bir açlık hissi olur. Onun için ara öğün bir şeyler yemek önemlidir. Bunun yanında kan şekerimizi dengelemek adına biraz daha tam buğday ekmeği ve bulgur pilavı tüketmek lazım. Uyumadan 3 saat öncesinde yemekle ilişkimizi kesmek lazım."