7 aydır tek başına bir otelde yaşayan felçli Hami: Yurtdışı yasağım kaldırılsın 2020-03-31 09:15:36 DİYARBAKIR - Halep’te DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu belden aşağı felç kalan Ahmed Hami adlı Suriyeli, tedavi için geldiği Türkiye’de rehin kaldı. 2 buçuk yıl cezaevinde kalan Hami, 7 aydır Diyarbakır’da tek başına bir otelde yurtdışı yasağının kaldırılmasını bekliyor.  Suriye’nin Halep kentinde 2013’ün Ağustos ayında çalıştığı işyerinin yakınına DAİŞ’in düzenlediği bombalı saldırıda belden aşağı felç kalan ve akciğerinin yarısını kaybeden Ahmed Hami (21) adlı Suriyeli, tedavi amaçlı geldiği Türkiye’de rehin kaldı. 2 buçuk yıl tutuklu kalan Hami, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde küçük bir otelde yaklaşık 7 aydır üzerindeki yurtdışı yasağının kalkmasını bekliyor. Hami, şimdi de koronavirüs (Kovid-19) endişesi yaşıyor.    BİRÇOK AMELİYAT GEÇİRDİ    Suriye’de başlayan savaş nedeniyle okuduğu lise birinci sınıfı bırakmak zorunda kalan Hami, 14 kişilik ailesinin ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla Halep’teki lokantada çalışmaya başladığını söyledi. Çalıştığı sırada işyerinin yakında yaşanan patlama sonucu ağır yaralandığını belirten Hami, gözlerini kaldırıldığı hastanede açtığını belirtti. Belden aşağı tutmayan ve akciğerlerine isabet eden şarapnel parçalarından kaynaklı ağır yaralanan Hami, tedavi edilmek üzere Antep’e getirildiğini anlattı. Antep’ten sonra Urfa’da tedavisini devam edildiğini aktaran Hami, akciğerinden birçok kez ameliyat edildiğini, ancak tedavinin gerekli sonucu vermediğini söyledi.    Urfa’dan Diyarbakır Dicle Üniversitesi’ne sevk edilen Hami, buradaki üç aylık tedavinin ardından fizik tedavisi için Ankara’ya gittiğini aktardı. Yaralandığı günden bugüne kadar ağabeyinin kendisine eşlik ettiğini belirten Hami, ağabeyinin kendisini özel bir fizik tedavi kliniğine götürdüğünü ifade etti. Bir yıllık tedavinin ardından doktorların kendisine “omurilik ameliyatı olması” gerektiğini söyleyen Hami, Türkiye’de ameliyatın yapılmadığından kaynaklı bu ameliyatı yapan ülkelere gitmesi gerektiğini ifade etti.    ‘BAŞKA YOLUM KALMADI’   Yurtdışına gitmek için pasaport için başvuru yapan, ancak başvurularının kabul edilmediğini ifade eden Hami, Türkiye’ye gelmesiyle birlikte kendisine verilen geçici kimlik belgesi ve elindeki doktor raporlarıyla başvurduğu konsolosluklarda da talebinin kabul edilmediğini söyledi. Kaçak yollarla yurtdışına gitmekten başka çaresi olmadığını vurgulayan Hami, “Bir dayım Yunanistan’daydı. Ben de kaçak yollardan Yunanistan’a geçme kararı aldım. Bunun üzerine İzmir’e geldim. Ama burada bir ihbar üzerine gözaltına alınıp tutuklandım” dedi.    ‘GÜN GEÇTİKÇE BEDENİM ERİYORDU’   Felçli bir şekilde 2 gün gözaltında kalan Hami, 5 Aralık 2016’ta gizli tanık ifadesiyle çıkarıldığı mahkemece “Örgüt üyeliği” gerekçesi ile tutuklandığını söyledi.  Önce Söke T Tipi Cezaevi gönderildiğini anlatan Hami, belden aşağısı tutmadığı için cezaevi yönetiminin “bakamayız” dediğini ve sonrasında ise rehabilitasyon imkanı olan Menemen R Tipi Cezaevi’ne gönderildiğini kaydetti. Hami, götürüldüğü Menemen R Tipi Cezaevi’nde de birçok hak ihlali yaşadığının altını çizdi. Hami, Menemen R Tipi Cezaevi’nde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Burada siyasi olduğumuz için düşmanca yaklaştılar. Rehabilitasyon var diye gönderdiler ama ne banyo, ne tedavi, ne sıcak su, ne havalandırma… Rojavalı olduğum için hiçbir iletişim hakkım yoktu. Sağlıklı bir insan bile bu koşullarda hasta olurdu. Benim bir parça ciğerim yoktu ve gün gittikçe bedenim eriyordu.”   DAİŞ SALDIRISINDA YARALANDI   Cezaevinde kendisinin dışında ağır hasta olan iki siyasinin daha olduğunu sözlerine ekleyen Hami, “Her bir arkadaşlarımızı, ayrı ayrı hücrelere koymuşlardı. Arkadaşlarımızla kaldığımız hücrelerin arasına ise DAİŞ’lileri koymuşlardı. DAİŞ çeteleri sağlıklı olmalarına rağmen bu cezaevine rehabilitasyona getirmişler. Rehabilitasyon merkezi bunlara hizmet ediyordu. Cezaevi yönetimi DAİŞ’lilere destek vererek, bizlere saldırtıyorlardı. Dışarıda DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu yaralandım, ama hukuksuz bir şekilde konulduğum cezaevinde de DAİŞ’lilerin saldırısına uğradım. Bu cezaevi, siyasiler için işkence merkezi yapılmıştı” dedi.    ‘AÇLIK GREVİNE BAŞLADIK’   Cezaevi yönetimi ve DAİŞ’lilerin saldırılarına karşı 20 Nisan 2018’de 3 arkadaşıyla birlikte açlık grevine girdiklerini belirten Hami, şunları söyledi: “Bu yaptıklarıyla bizim ölüm kararımızı almışlardı. Artık yapacak bir şeyimiz kalmayınca açlık grevine girdik. Birbirimize moral vermek için konuştuğumuzda, bulunduğumuz hücrelerin tepesine yerleştirdikleri radyoların seslerini sonuna kadar açıyorlardı ve DAİŞ’liler de bağırıp çağırıyordu, sırf arkadaşlarımızla iletişim kurmayalım diye. 36 günlük açlık grevinin sonucu bazı taleplerimizi yerine getirdiler. Diğer arkadaşlarla ile aynı koğuşta kalmaya başladık, kitaplarımız verildi.”    7 AYDIR TEK BAŞINA   Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 30 Ekim 2017 tarihli raporunda, “Belden aşağısı felçli olduğu, dosyadaki mevcut belgeleri ve kurulumuz muayene bulgularına göre halihazırda; hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, bir başkasının desteği ile bakıma muhtaç olduğu oy birliği ile mütalaa olunur” dendiği halde 5 Temmuz 2019 yılında tahliye edildiğini belirten Hami, tedavi için yeniden İstanbul’a gittiğini, ancak mülteci olduğu için kaydının Diyarbakır’da olmasından kaynaklı, aynı yılın 5 Eylül günü geri gönderildiğini söyledi. Hami, yaklaşık 7 aydır Sur’da küçük bir otelde tek başına yaşamını sürdürmeye çalışıyor.    ‘HERHANGİ BİR KURUM YARDIM ETMEDİ’   Yurtdışı yasağı bulunduğu ve kaydı Diyarbakır’da olduğu için herhangi bir yere gidemediğini kaydeden Hami, kentte fizik tedavi gördüğü bir özel hastaneye polisin yaptığı baskı sonucu tedavisinin sonlandırıldığını ileri sürdü. Bunun üzerine kentteki kurumlardan yardım talebinde bulunan Hami, “Ekonomik bir yardım talebinde bulunmadım. Ailem bana her ay bin 800 TL gönderiyor. Sadece bir ev ve bana bakılması için bir kişiye ihtiyacım var” dedi.    ‘OTEL KAPANIRSA SOKAKLARDA KALACAĞIM’   Hami, yurtdışı yasağının kaldırılıp evine gitmesi için İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve avukat Gülizar Tuncer ile Leyla Çelik’in kendisine yardım ettiğini söyledi. Her geçen gün sağlının daha da kötüye gittiğini dile getiren Hami, tek başına kaldığı oteldeki çalışanların kendilerine yardım ettiğini söyledi. Koronavirüs salgını nedeniyle tek müşterisi olan otelin de kapanma durumunun olduğunun altını çizen Hami, “Otel kapandığından mecburen sokaklarda kalacağım. Çünkü gidecek başka yerim yok” diye belirtti.    EVİME GİTMEK İSTİYORUM SADECE’   Bir haftadır hasta olduğunu ve Kovid-19’a yakalanma riskinin de olduğunu hatırlatan Hami, sözlerini şöyle tamamladı: “Kovid-19’a yakalanma riski olanlardanım. Ciğerimin yarısı yok. Göğsüm ağrıyor. Yardım edecek kimsem olmadığı için hastaneye gidemiyorum. Yurtdışı yasağımın kaldırılıp sadece evime (Kobane) gidip ailemin bana yardım etmesini istiyorum.”    MA / Mehmet Şah Oruç - Lezgin Akdeniz