Suçun affedileceği inancı istismar vakalarını arttıracak! 2020-03-26 12:47:57 VAN – İnfaz düzenlemesine dair taslak teklifinde yer alan cinsel istismar suçlarına indirim maddesini değerlendiren Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ebru Demirtepe ve Çocuk Hakları Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Ateş, suçun affedileceği inancının vakaları arttıracağını belirtti.    Meclis’te grubu bulunan partilere sunulan infaz düzenlemesine dair taslak teklifine yönelik tartışmalar devam ediyor. Teklifte cinsel istismar suçlarına indirim maddesinin yer alması tepkilere neden olurken, özellikle çocuklar üzerindeki etkisine dikkat çekilerek, suçun affedileceği inancının vakaları arttıracağı belirtiliyor.    Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ebru Demirtepe ve Baronun Çocuk Hakları Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Ateş, tartışmaları süren konuyu değerlendirdi.    ‘BİR ÖDÜL TASARISINA DÖNÜŞTÜ’   Söz konusu tasarıda sadece cinsel istismar değil bütün cinsel suçlarda infaz indirimine gidilmesi öngörüldüğüne dikkat çeken Avukat Demirtepe, “Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Kovid-19) salgını fırsat bilinerek adeta cinsel suç sanıklarına bir af, bir ödül tasarısına dönüşmüştür. TCK’de devlete karşı işlenen suçlar başlığında yer alan örgütlü suçlar infaz düzenlemesinde hiç dikkate alınmazken kişiye karşı işlenen cinsel suçlarda infaz indirimine gidilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve partisinin daha önceki söylemleriyle de tamamen çelişmektedir” dedi.    ‘HATASINDAN DÖNMESİNİ UMUYORUZ’   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “devletin ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebileceğine”  yönelik açıklamalarını hatırlatan Demirtepe, yeni infaz tasarısının bu söylemlerin aksine adli suçlulara tahliye yolunu açtığını dikkati çekti. Siyasi suçluların tamamen düzenleme dışı bıraktığını belirten Demirtepe, “Akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler cezaevindeyken uyuşturucu ve cinsel suç sanıklarının erkenden tahliye edilmesi toplum vicdanını nasıl rahatlatılacaktır? Yine bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıllık denetimli serbestlik süresi öngörülmüş, örgüt suçları, kasten öldürme ve özel hayatın gizliliğine karşı suçlar bu madde kapsamı dışında tutulurken uyuşturucu ve cinsel suçlar madde kapsamında yer almıştır. Bu demek oluyor ki halihazırda ceza infazının bitmesine 3 yıl kalan cinsel suç sanıkları tahliye olacaktır. Düşünce suçluları tamamen dışarıda bırakılırken, cinsel suçlara bu tür indirimlerin öngörülmesi tarafımızca kabul edilebilecek bir durum değildir. İktidarın olabilecekleri göz önünde bulundurarak bir an önce bu hatasından dönmesini umuyoruz” diye konuştu.    ‘MAĞDURLARDA YIKIMA YOL AÇACAK’   2014 yılında yapılan değişiklik ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların tamamının cezasının arttırıldığını dile getiren Demirtepe, “Her ne kadar kanunda yüksek cezalar öngörülmüşse de cezalar çoğunlukla en üst sınırdan verilmemektedir. Bunun yanında bazı indirimler yapılmaktadır. Yine de verilen cezalar mağduru ve kamuoyunu tatmin etmez iken, şimdi ise 4’te 3 olan infaz oranı 3’te 2’ye indirilmektedir. Yine başta belirttiğimiz gibi halihazırda infazının bitmesine 3 yıl kalan cinsel suçluların tahliye edilmesi yolu da açılıyor. Cinsel suçların mağdurları korku ile duruşmalara dahi çıkamazlarken faillerinin aldıkları cezalarla biraz olsun kendilerini güvende hissederlerken, birden bire faillerinin tahliye edileceklerini öğrenmeleri onlar için büyük bir yıkıma yol açacaktır” ifadelerinde bulundu.   ‘KANUNLARA AYKIRI’   Cezaevlerinin boşaltılması için mağdurların ve kamuoyunun görüşlerinin göz ardı edilmesinin kabul edilemez olduğuna vurgu yapan Demirtepe, kanunda öngörülen cezaların yeterince caydırıcı olmadığını, bir de infaz indirimi getirilmesinin, suç caydırıcılığına hiçbir etki yapmayıp aksine çoğaltacağının altını çizdi. Söz konusu suçlarda bir takım indirimlerin uygulandığını ve en üst sınırdan cezalar verilmediğini yineleyen Demirtepe, “Devlete karşı işlenmiş suçlarda hiçbir indirim öngörülmezken, kişiye karşı işlenmiş ve toplum vicdanını fazlasıyla rahatsız eden cinsel suçlara indirimlerin öngörülmesi sosyal adalete, eşitlik ilkesine, anayasaya ve kanunlara açıkça aykırıdır. Dile getirdikleri düşünceleri nedeniyle binlerce kişi cezaevinde iken cezaevinin boşalması için cinsel suç hükümlülerinin tahliye edilmesi toplumun adalete olan inancını sarsacaktır” dedi.    ‘MAĞDURUN KORUNMASINA YÖNELİK OLMALI’    Yeni yargı paketindeki infaz tasarısının tamamen ayrımcı, intikamcı fikirlerle hazırlandığını ve hukuka aykırı bir tasarı olduğunu belirten Demirtepe, “Bir infaz indirimine gidilecekse, toplum vicdanına ve hukuka uygun bir şekilde siyasi suç ayrımı yapılmadan düzenleme yapılmalıdır. Cinsel suçlara ilişkin yapılacak indirimler gözden geçirilmeli ve öncelikle mağdurun korunmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır” şeklinde konuştu.   ‘ADALETE OLAN İNANCI ZEDELEYECEK’   Uyuşturucu ve cinsel istismar suçlarının indirim kapsamına alındığına işaret eden Van Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Ateş ise her iki suçun da topluma, özellikle çocuklara zarar verici eylemleri düzenleyen suç tipi olduğuna dikkati çekti. Bu suçların indirim kapsamına alınmasının son derece tehlikeli olacağını belirten Ateş, yargıya güvenin daha da azaldığını ve adalet inancının zedeleneceğini söyledi.     ‘HUKUKA VE İNSAN HAKLARINA AYKIRI’     Hali hazırda cinsel istismar suçlarında verilen cezaların tatmin edici olmadığını dile getiren Ateş, “Cinsel istismar dosyalarında verilen cezaların tatmin edici olmadığı konusunu, özellikle baroların Çocuk Hakları Merkezleri olarak defaatle belirtiyoruz. Bu kapsamda caydırıcı cezaların öngörüldüğü düzenlemeler beklerken, indirim kapsamında bu suçun olması elbette çok üzücü. Ülkemizdeki cinsel istismar vakalarının sayısı çok fazla. Böylesine bir düzenleme hukuka ve insan halklarına aykırılık oluşturacak, başta bu dosyaların takibini yapan STK’lerin olmak üzere toplumun tepkisini çekecektir. Ayrıca, bu suçun eninde sonunda affedileceği inancının oluşması halinde vakaların artacağı kanaatindeyim” dedi.    ‘TOPLUM VİCDANINI DERİNDEN YARALAYACAK’   İyi hal indiriminin hangi hallerde uygulanacağı konusunun da yine tartışmalı bir konu olduğunu ifade eden Ateş, “Bu husustaki sorunu henüz çözememişken üstüne infaz indiriminin uygulanması yukarıda izah ettiğim tüm olumsuzlukları doğuracağı gibi toplum vicdanını derinden yaralayacaktır. Bu konu çok kapsamlı tartışılması gereken bir konu aslında. Ancak, özetlemek gerekirse, caydırıcı cezalar içeren yeni düzenlemeler yapılmalı ve elbette infaz indirimi gibi lehe düzenlemelerde bu suçlar kapsam dışı bırakılmalıdır” diye belirtti.    ‘VAKA SAYISININ ARTMASINA NEDEN OLACAK’   Uyuşturucu suçunun topluma en çok zarar veren suçlardan biri olduğuna da değinen Ateş, cinsel istismar suçunun ise mağdur olan çocuklar yönünden inanılmaz önem arz ettiğini söyledi. Ateş, şöyle devam etti: “Çocuklarımızı yeterince koruyamadığımız şu şartlarda, böylesine bir düzenleme onları bir kez daha mağdur etmemiz anlamına gelir. Zira, çoğu zaman ailelerin dahi şikayetçi olmayarak çocuğu yalnızlaştırdığı binlerce vakanın ve dosyanın bulunduğu yargı düzenimizde, bu şekilde bir düzenlemenin yer alması vaka sayısının artmasına neden olacaktır. Bu konular toplumun en hassas olduğu konular ve verilen cezalar bile toplumca az görülmekte iken bu düzenleme son derece tepki çekecektir.”   MA / Özlem Yayan