Seçimden 2 gün önce eşbaşkanın ‘7 ceddini araştırma' talimatı 2020-03-26 10:10:32 ŞIRNAK - Yerine kayyım atanan Cizre Belediye Eşbaşkanı Mehmet Zırığ hakkında dosya hazırlayan savcı, seçime iki gün kala TEM ve Güvenlik Şube'ye talimat vererek, 4’üncü dereceye kadar akraba sorgulaması istedi. Dosyaya konulan belgede, Zırığ’ın “yengesinin amcası, kız kardeşinin eşinin kardeşi, eniştesinin yengesi” hakkında bilgiler verildi.    Şırnak'ın Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Zırığ, 29 Ekim 2019 tarihinde İçişleri Bakanı tarafından görevinden uzaklaştırılarak, yerine İlçe Kaymakamı Davut Sinanoğlu kayyım olarak atanmıştı. Zırığ'ın, görevden uzaklaştırılmasına, Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın yanı sıra, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "suçu ve suçluyu övme ve örgüt propagandası yapmak” soruşturmaları gerekçe gösterilmişti.    Zırığ hakkında açılan ve kayyım atanmasına neden olan soruşturma dosyasında ise skandallar diz boyu. Cizre Cumhuriyet Başsavcısı, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nden 2 gün önce başlattığı “Suçu ve suçluyu övme ve örgüt propagandası yapmak" soruşturması kapsamında Cizre Terörle Mücadele (TEM) Şube Büro Amirliği ve Güvenlik Şube Büro Amirliği’nden, Zırığ’ın “7 ceddi”nin araştırılması talimatı verdiği ortaya çıktı. Film senaryolarını aratmayacak kurgu çalışması yapan savcı, Zırığ’ın, seçim günü muhtemel yapacağı konuşmadan, dördüncü dereceye kadar varan aile bilgilerinin bilgilerini toplama talimatı verdi.    GİZLİCE TAKİP EDİLMESİNİ İSTEMİŞ   Savcı, Zırığ hakkında seçimden 2 gün önce TEM Büro Amirliği’ne şu talimatı verdi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir soruşturmaya esas olmak üzere; Aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan şüpheli hakkında geçmiş tarihleri de kapsayacak şekilde TCK'nın 215, 302 ile 316 aralığındaki maddeler kapsamına giren ayrıca 3713 sayılı yasanın 7/2 maddesi kapsamında (silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, suçu ve suçluyu övme) işlenen suçlarından dolayı hakkında herhangi bir adli işlem yapılıp yapılmadığının araştırılması, varsa buna ilişkin soruşturma dosya numaralarının tespit edilmesi, şüphelinin dördüncü dereceye kadar akrabası bulunan şahısların terör örgütüne üyelik ve yukarıda bildirilen suçlardan dolayı herhangi bir soruşturma kayıtlarının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması, şüpheli hakkında varsa yukarıda yazılı suçlarla ilgili olarak istihbari bilgi, belge, teşhis vb dokümanların temin edilmesi, özellikle 31 Mart 2019 tarihli yerel seçimler sonrası şüphelinin eylem ve faaliyetleri gizlilik içerisinde takip edilerek yapacağı konuşmalarda suç unsuru bulunması halinde güvenlik büro görevlileri ile irtibata geçilerek bu konudaki gerekli belgelerin temin edilmesi ile düzenlenecek bilgi ve belgelerin Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur.”   DIDININ DIDISI…    Savcıya sunulan “Temas sistem sorgulaması” adlı belgede, Zırığ’ın 4’üncü derece akrabalarına dair şu bilgiler yer aldı:   “A) Mehmet ZIRIĞ isimli şahsın yengesinin amcası K.B. (…) 24.04.1993 tarihinde yasadışı PKK örgütünü övücü mahiyette Beyaz bez üzerine toplam 14 değişik bildirinin yazılarak asılması olayını gerçekleştirdiği,    B) Mehmet ZIRIĞ isimli şahsın kız kardeşinin eşinin kardeşi F.T. isimli şahıs ile ilgili olarak; 22.10.214 günü Suriye ülkesindeki karışıklık nedeniyle Kobani’de IŞİD ile girdiği çatışmada öldüğü (…),   D) Mehmet ZIRIĞ isimli şahsın eniştesinin yeğeni olan A.D. hakkında 16.11.2013 tarihinde kayıp müracaatında bulunulmuştur,   E) Mesut ZIRIĞ isimli şahsın kız kardeşi Z. ZIĞIR 2017 yılında KCK/TY faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınan S.E. isimli şahsın ikametinde yapılan aramada elde edilen örgütsel dökümanda isminin yer aldığı,    F) Mehmet ZIRIĞ isimli şahsın babası Ö. ZIRIĞ geçmiş tarihlerde PKK’ya yardım ve yataklık ettiği (…)”    31 MART SONRASI KONUŞMASI   Yine Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Güvenlik Büro Amirliği’ne gönderdiği talimatta ise şöyle denildi: “Aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı (Mehmet Zırığ) bulunan şüphelinin PKK terör örgütüyle irtibatlı olabileceği değerlendirilecek nitelikteki seçim süreci içerisinde yapmış olduğu konuşmalar ve katılmış olduğu etkinlikler dahil olmak üzere özellikle 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak mahalli seçimler sonrası, yapması muhtemel konuşmada varsa suç unsuru teşkil edecek hususların tespit edilerek, bunlara ilişkin kayıtların temin edilip, bu kayıtların CD ortamına aktarılıp ayrıca dökümü yapılarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur.”    ‘KÜRTLERLE MÜCADELEYE TANIK OLDUK’   Sacının hazırlığı, kolluğun sunduğu bilgilere dair konuşan Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Zırığ, “Tüm dünyada, insanlar, siyasetçiler, yöneticiler koronavirüs ile mücadele ederken AKP’nin bir kaç gün önce 8 belediyemize kayyum atayarak, halkın oylarıyla seçilmişleri görevden uzaklaştırarak, halk iradesine darbe vurarak, Kürtlerle mücadele etiğine bir kez daha tanıklık ettik” dedi.    'HUKUKTA YERİ YOK’   Hukuk dışı yöntemlerin kullanıldığına dikkati çeken Zırığ, şöyle devam etti: “Bu minvalde Cizre Belediyesi'ne kayyum atama gerekçesi yapılan ve ‘Leyla güven onurumuzdur’ sözü üzerinde hakkımda açılan soruşturma iddianamesi mahkeme tarafından savcılığa iade edilmişti. Savcılık iadeye itiraz etmiş ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Cizre’de bulunduğu sırada ilginçtir mahkeme iddianameyi geri kabul etmişti. Bir hafta önce duruşması yapılacakken koronavirüs sebebiyle ertelendiğini öğrendik. Biz duruşmaya hazırlanırken evrakların içerisinde yani savcılığın itiraz gerekçeleri arasında 4’ncü dereceye kadar akrabalarımın fişlendiğini ve elde edilen bilgilerin savcılık tarafından evrakların içerisinde dosyaya sunmuş olduğunu fark ettik. Bu kadar da olmaz denilen noktadayız. Böyle bir anlayış olur mu? Kısaca savcılık mahkemeye şunu demiş; ‘Bize talimat gelmiş, biz kayyım atamak zorundayız ve herhangi bir suç unsuru da bulamadık o zaman bakalım babasına kardeşlerine, o da yetmemiş amcasına, teyzesine, dayısına o da etmemiş eniştesine, damadına, yengesine o da yetmemiş hele yengesinin eniştesinin kardeşlerine, amcalarına akrabalarına da bakın demiş.”    ‘BUNUN ADI KÜRT DÜŞMANLIĞIDIR’   Bu anlayışın koronavirüsten daha tehlikeli olduğunu vurgulayan Zırığ, “Her türlü hastalığa, virüse derman bulunur ama anlayış sakatlığına ve anlayış hastalığına çare bulunmaz. Esas karantinaya alınması gereken ve tedavi edilmesi gereken bu zihniyetteki ve bu anlayıştaki kişilerdir. Bunun adı Kürt düşmanlığıdır” diye konuştu.