'Sol hareketler İslamiyet'e Avrupa merkezli bakarak dışlıyor' 2020-01-26 15:26:23   İSTANBUL – İslam ve Sol Çalıştayı'nda konuşan Ali Mendillioğlu "Egemenler siyasal İslam’ı, toplumu kapsayan bir paradigmaya dönüştürmesini sağlarken devrimcilerin ise bunu yok saydığı için Sünni İslam gerici odak haline gelmiştir" dedi.    Antikapitalist Müslümanlar'ın düzenlediği 2'nci İslam ve Sol Çalıştayı Fatih’teki İnşa Kültürevi’nde devam ediyor.“ Karşılaşmalar ve Yüzleşmeler” başlığının ele alındığı 2'nci günün ilk oturumun moderatörlüğünü Deniz Bakır yaparken, Ali Mendillioğlu, İslam Özkan, Metin Kayaoğlu, Polat Alpman konuşmacı olarak yer aldı.    İlk sunum yapan Ali Mendillioğlu, dinin komünistleri de ilgilendirdiğini belirterek,“Egemenler siyasal İslam’ı, toplumu kapsayan ve kucaklayan bir paradigmaya dönüştürmesini sağlarken devrimcilerin ise bunu yok saydığı için Sünni İslam her türlü gerici odağın haline gelmiştir. İslam’ın sol ya da sağ ile uyuşan ilkeleri vardır ama bu onu ne tamamen ne solcu ne de sağcı yapar. En devrimci kitleler en gerici siyasal eğilime angaje olmuştur ve buralarda din önemli bir faktör haline gelmiştir. Böylesi dönemlerde din silahını onların eline bırakırsak yakıcı etkisi çok daha fazla olur” dedi.    ‘SOLDA AVRUPA MERKEZCİ YAKLAŞIM VAR’   Ardından konuşan İslam Özkan, İslam ve sol arasındaki ilişkinin ne solcular tarafından ne de İslamcılar tarafından tam olarak bilinmediğini dile getirdi. Türkiye’deki sol hareketlerinde genel olarak Avrupa merkezci bir tavrın olduğunu ifade eden Özkan, “Bu, Türkiye’deki Marksizm’in belki de en önemli eksikliklerinden biridir. Bir Müslüman solcunun bir gerilla hareketine önderlik edemez gibi bir Avrupa merkezci yaklaşım var. Bu konuda Mısır’daki Hasan Hanefi örneği önemlidir. Hasan Hanefi her ne kadar İslami sol kavramını ortaya atsa da sosyalizme yakın olduğu kadar İslam ve Kuran bilgisi de derinlemesine olan birisidir” ifadesinde bulundu.   'YÜZLEŞMEK İSTİYORUZ'   Marksistlerin Hz. Muhammed’i çağının en büyük devrimcisi olarak gördüklerini dile getiren Metin Kayaoğlu, ise şunları dile getirdi: “Hz. Muhammed çağının üretim güçlerinin izin verdiği ölçüde bir devrim yaptı. Bu bakımda devrimci olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi biz kendi çağımızda üretim güçlerinin gelişkin olduğu bir dünyada nesnel olarak daha fazla devrimcilik yapma imkanına sahibiz. Buna karşın Kuran'da mülkiyetçi olan komünist olmayan ayetler var. Biz bunlarla yüzleşmek ve çetin bir şekilde ideolojik olarak mücadele etmek istiyoruz.”   DOĞRU DİN ELEŞTİRİSİ YAPMAK    “Kutsal kitapları elimize alarak bir takım ayetleri seçip onlara kıymet biçmek ya da bunlara nasıl inanırsınız demek din eleştirisi değildir" diyen Polat Alpman da “Bir insan eline bir metni alıp okuyarak o şeye inanmaz. İnsanlar teolog değildir. İnançlar, toplum kültürünü içselleştirip bir değer sistemi olarak aktarılırlar. Marksistler dini kendi formasyonu içerisinde ve çıktığı koşullara bakarak eleştiriyorlar. Böyle olmak zorunda değil. Biz 19’uncu yüzyılı yaşadık, bilimde atılımlar yaşandı. Zaten aydınlanmadan beri gelen din eleştirisi vardı. İslam'da ise farklı hikaye var. Kendi halinde yaşamaya devam ederken batının sömürgeci güçleriyle karşılaşmıştır. Bu durum İslamcılık görüşünü ortaya çıkarttı. Buna şüpheyle yaklaşmak gerek. İslamcılık sömürgecilerle karşılaşmanın bir ürünüdür ama tek başına buraya indirgenemez. Bu İslam dünyası içerisindeki iktidar mücadelesini atlayan bir okumadır” diye konuştu.    Moderatörlüğünü Zeynep Duygu Ağbayır’ın yapacağı “İslam, Kadın ve Sol” başlıklı ikinci oturumda Berrin Sönmez, Ebru Yiğit, Fatma Akdokur, Perihan Koca sunum yapacak. "Kişisel Tecrübeler" başlığıyla yapılanan çalıştayın son oturumunda ise Hediye Yolcu, İbrahim Horoz, Name Öztürk, Onur Kemal Ongun, Sırrı Süreyya Önder konuşmalar yapacak.