‘Türkiye’de sorunların ana kaynağı tecrittir' 2019-12-14 09:15:56 İSTANBUL - Açlık grevi gibi eylemlerle kısmi olarak esnetilse de tecridin kaldırılmadığını ifade eden HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, Türkiye’deki tüm sorunların ana kaynağının sürdürülen savaş ve tecrit politikası olduğunu belirterek, çözümün Öcalan ile diyalogdan geçtiğini ifade etti.      Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 200 gün süren açıklık grevinin sonucunda PKK Lideri Abdullah Öcalan 8 yıl sonra avukatlarıyla görüştürülmüştü. İlki 2 Mayıs'ta gerçekleşen görüşme ardından en son 7 Ağustos'ta avukatlar İmralı Adası'na gidebilmişti. O tarihten bu yana birçok kez görüşme için başvuru yapan avukatlara savcılık tarafından ne olumlu ne de olumsuz bir yanıt verilmiş değil. Yaşanan süreci değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, tecridin boyut değiştirerek devam ettiğini söyledi.    ‘İKTİDAR TECRİDİ ISRARLA SÜRDÜRÜYOR’   Tecridin mevcut siyasi iktidarın ısrarla sürdürdüğü bir politika olduğunu ifade eden Avcı, dönem dönem oluşan tepkiler karşısında hükümetin geri adım atarak aile ve avukat görüşmesine izin verdiğini söyledi.  DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve iki yüz gün süren açlık grevlerinin ardından İmralı kapılarının avukatlara açıldığını belirten Avcı, Adalet Bakanlığı, Öcalan ile görüşmede bir en engel olmadığını ve rutin görüşmelerin yapıla bileceği yönünde açıklamada bulunduğunu ifade etti.     ‘TECRİT TÜMDEN ORTADAN KALKMADI’   Tecride karşı yapılan mücadeleler sonucunda kısmi geri adımların olması tecridin tümden ortadan kalktığı anlamına gelmediğini dikkat çeken Avcı, ailelerin yaptığı başvuruların ret edilmesi ve avukatların başvurularına cevap verilmemesi tecridin derinleşerek devam ettiği anlamına geldiğini vurguladı. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde yapılan uygulamaların gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse de Türkiye yasalarında yer almadığını sözlerine ekleyen Avcı, İmralı Cezaevi'nin özel bir statüsü olduğunu ve yasalarla bile dahi durumun açıklanamadığını ifade etti.     İmralı kapıları açıldığında Öcalan’ın Türkiye’de yaşanan siyasal atmosfere ilişkin yaptığı değerlendirmelerin ülkeyi rahatlattırdığını dile getiren Avcı, “Özellikle çözüm sürecine baktığımızda ülkenin son 40-50 yılını esas aldığımızda o üç beş yıllık süreç, hükümetin olumlu yaklaşımları toplumun uzunca yıllar özlediği huzur ortamına kavuştuğu yıllar oldu. Sadece çatışmaların durması açsından değil ekonomik olarak da, toplumun sosyal yaşamında görece bir rahatlama, insanların birbiriyle kaynaşması, her konuyu tartışabilmesi, insanların birbirlerini anlayabilmesi, basında daha demokratik tartışmalar ve toplumun farklı kesimlerinin birbirlerini dinleyebilmesi süreci gelişmişti. Tecrit sadece Sayın Öcalan’ın fikirlerinin ve fiziki olarak hapsine değil bu toplumun birlikte yaşama iradesini de olumsuz etkileyen, krize sokan bir gerçekliğe sahip” diye konuştu.    ‘TECRİT ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ GETİRİYOR’   Türkiye’de savaş, baskı ve şiddet uygulamalarının, yönetenler açısından da sürdürülebilir bir tarafının olmadığını dile getiren Avcı, “Etki tepki diyalektiğinden bakıldığında bu kadar çok ölümlerin olduğu bir ülkede karşıtlaşma ve öfke büyür. Bu kadar tutuklamaların olduğu bir ülkede bir o kadar sorun çözümsüz hale getirilir. Tüm bunlar aslında dönüp dolaşıp en nihayetinde tecrit ile ilgili olduğu ortada. Oysa tecrit değil de İmralı kapıları açılsa yeni bir tartışma ortamı yaratılsa, çatışmasızlık başlasa, savaş ve şiddet ortamı değil tartışma özgürce fikir beyan etme ortamı sağlansa Türkiye’de huzur ve barış zemini yaratacak. Tecritte ısrar etmek her yönüyle çözümsüzlüğü derinleştirmek anlamına geliyor” diye konuştu.     SORUNLARIN ANA KAYNAĞI    Tecridin Türkiye ekonomisine de ciddi zarar verdiğini sözlerine ekleyen Avcı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlarda ‘siz bombanın, kurşunun kaç para olduğunu biliyor musunuz ’ açıklamasında bulunuyor. Doğru bomba, kurşun çok pahalı, oysa savaşı bitirmek çok ucuz, savaşı bitirdiğinizde madem bomba ve kurşun çok pahalı. Madem zam isteyen işçiye bu sebeple zam yapılamıyor. Madem eğitime, sağlığa bu gerekçeyle yeteri kadar bütçe ayrılamıyor. Öyleyse gelin hep beraber kurşuna, bombaya para harcamayalım ortaya çıkmış yüksek maliyetli bu işi tarihin çöp sepetine atalım tüm bütçeyi toplumun huzuru ve refahı için harcayalım sizde bize bombanın, kurşunun kaç para olduğunu sormak durumunda kalmayın. Buradan bile anlıyoruz ki Türkiye’de ki tüm sorunların ana kaynağı sürdürülen savaş ve tecrit politikasıdır” şeklinde konuştu.   MA / Erdoğan Alayumat