Anarşist Kadınlar'dan eril medyaya: İsyanımızı satır aralarına saklayamazsınız 2019-11-20 19:59:25   İSTANBUL- “Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin üstünü kapatan ve şiddetin her halini meşrulaştıran erkek medya kapatılsın” diyerek Turkuaz Medya Grubu’nu protesto eden Anarşist Kadınlar,  "İsyanımızı satır aralarına saklayamazsınız" mesajı verdi.  Anarşist Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında ATV ve Sabah Gazetesi’nin kadınlara yönelik şiddeti besleyen ve üstünü örtmeye çalışan haberleri nedeniyle protesto eylemi gerçekleştirdi. Beşiktaş’ta bulunan Turkuaz Medya Grubu ATV/Sabah Binası önünde gerçekleştirilen eylemde kadınlar, “Kadınlar değil, erkek medya kapatılsın”  dövizi taşıyarak, sık sık “Kadınlar değil, erkek medya kapatılsın” sloganları attı. Medya Gurubu yetkilileri tarafından engellenmek istenen açıklamada, bir polisin eylem sırasında kadınların ve çekim yapan gazetecileri telefonu ile çekmesi ise dikkat çekti. Kadınlar adına açıklamayı İrem Gülser okudu. ‘İSYANIMIZI SATIR ARALARINA SAKLAYAMAZSINIZ’ Medya’nın en etkili haberleşme araçlarından biri olmasına karşın, erkekliği korumak üzere gerçekleri manipüle etmek üzere kullanıldığına dikkat çeken Gülser, “Haberlerde kadınlar tacize uğradığında ne giyindiklerini, şiddete uğradıklarında erkeklerin bahanelerini dinliyoruz. Her bir kadın cinayeti, yalandan bir ‘yazıklar olsun’ ifadesiyle servis edilirken, arka planda katilin aslında ‘kötü’ biri olmadığını ya ‘kendini kaybettiğini’ ya da ‘ne kadar pişman olduğunu’ dinliyoruz. Biz bu şiddetin yine medya tarafından nasıl ilmek ilmek örüldüğünü biliyoruz, kadın programlarıyla, dizilerle, öğleden sonra kurmaca kuşaklarıyla kadına ‘yakıştırılan’ rolleri her gün görüyoruz. Bizler katledilirken üzerimizi örtüp kapatan gazeteleri,  bizler her gün şiddete uğrarken kesilen boğazlarımızı, yakılan bedenimizi hatta yüzümüzü sansürleyerek kapatan televizyonlarınıza inanmıyoruz. Bizi 3’üncü sayfa haberine, isyanımızı satır aralarına saklayarak kapatamayacaksınız!” dedi. ‘SİYANÜR BAKIRKÖY’DE ŞİDDETİN YENİ KILIFI OLDU’ İstanbul Bakırköy’de bir kadının çocuğuyla birlikte evli olduğu erkek tarafından siyanür kullanılarak katledildiğini anımsatan Gülser, söz konusu katliamın asıl nedeninin ekonomik kriz ve bulanım hali olarak değerlendirilmesine tepki gösterdi. Gülser, “Erkek şiddetine kılıf hazırlamaya alışkın olanlar aile intiharı kılıfını hazırladılar çoktan bu olaya da. Kadının cansız bedeninin asansör önünde bulunması değil de ailenin geçmiş günlerden kalan mutluluk fotoğraflarıyla medyanın konusu. Oysa yaşananlar, bir erkeğin eşi ve çocuğunu öldürme hakkını kendinde görmesinden başka bir şey değildi.  Siyanür, erkek şiddetinin yeni kılıfından başka bir şey olmamıştı Bakırköy’de o evde.”  ‘NADİRA KADİROVA’YI DUYDUNUZ DUYMAMAZLIKTAN GELDİNİZ’ Kadın cinayetlerini örtbas etmeye çalışan erkek medya ve yargıya karşı yaşam hakkını savunan kadın eylemlerinin illegalize edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Gülser, şöyle devam etti: “Şule Çet Ankara’da bir plazanın 20’inci katından aşağı atıldığında erkek medya olay yeri inceleme raporlarını, Şule’nin otopsi sonuçlarını yayınlamadı da, Şule’nin olay yerinde alkol tükettiğini gösteren videoları, katilin omuzuna yaslandığı görüntüleri yayınladı. Güleda Canker’e yapılan işkenceyi yayınlamadı da Güleda ve katil erkeğin 5 yılık ilişkisi olduğunu yazdı her şeyden önce. Yani görmedi, görmediniz. Gördüklerinizi de yanlış gösterdiniz topluma. Sakladınız erkek şiddetini, korudunuz erkekleri, kadın cinayetlerinin üstünü örttünüz. Birçoğunuz Nadira Kadirova’yı duydunuz da duymamazlıktan geldiniz. Çünkü Nadira yanında çalıştığı AKP milletvekili Şirin Ünsal’ın evinde ölü bulundu. Bazılarınız duydu da ‘intihar dediniz, zaten fahişeydi, psikolojisi bozuktu” dediniz. Manşetlerinizde Nadira’nın yaşadıkları yoktu. Şirin Ünsa’ın boy boy fotoğraflarını yayınladınız. ‘NİYE HEPİNİZ SUSTUNUZ?’ Suçlu olanı akladınız medyanızla. Kadınlar hakları için, özgürlüğü için sokağa çıktığında ‘marjinal, terörist’ olarak ilan edilip kadın örgütlerinin toplumda şiddete sebep olduğunu iddia ettiniz köşe yazılarınızda. Peki, Esenyurtta Cihan Tekstil’de çalışan Reyhan Kaya erkek patronu tarafından uğradığında neredeydiniz? Kadın düşmanı sözlerinizi ağız birliği yaparak büyütürken Rabia Naz yaşamını yittirdiğinde, Ensar Vakfı’nda çocuklar cinsel şiddete uğradığınızda niye hepiniz sustunuz? Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin üstünü kapatan, şiddet kültürünü durmaksızın besleyen ve şiddetin her halini meşrulaştıran erkek medya kapatılsın.” Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.