5 siyasetçinin davası: 'Gizli tanık'ların ifade verdikleri tarih belli değil 2019-11-14 19:38:12   MARDİN - Mardin'de HDP ve DBP'nin il eşbaşkanları ve HDP PM üyesi oldukları sırada tutuklanan 5 siyasetçinin ilk duruşması görüldü. Avukat Mehmet Emin Aktar, gizli tanıkların ifadelerine dikkat çekerek, ifadelerin alındığı tarihin bile belli olmadığını söyledi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Mardin il örgütlerine dönük Temmuz ayı içerisinde gerçekleşen operasyon kapsamında gözaltına alınan DBP Mardin İl Eşbaşkanları Leyla Bozkurt ve Şehmuz Sun ile HDP Parti Meclisi (PM) üyeleri Alaattin Semir Zuğurli ve Sedat Ay tutuklanmıştı. 31 Mart yerel seçimleri öncesi partisinin düzenlediği aday tanıtım toplantısı gerekçesi ile 19 Şubat günü tutuklanan HDP İl Eşbaşkanı Ali Sincar hakkında da aynı soruşturma kapsamında tutuklama kararı verilmişti.  Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame kapsamında haklarında dava açılan 5 siyasetçi, Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Tutuldukları cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile duruşmada hazır edilen siyasetçilerin avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuklular Kürtçe savunma yapacaklarını belirtmeleri üzerine mahkeme salonda ücretini tutukluların ödemesi şartı ile tercüman hazır etti. Yapılan kimlik tespitinin ardından duruşmaya geçildi. 'SUÇLAMALAR SİYASİ FAALİYETLERDEN OLUŞUYOR' Duruşmada mahkeme 5 siyasetçiye üzerlerine atılı suçlamaları bildirdikten sonra HDP İl Eşbaşkanı iken tutuklanan Ali Sincar'ın savunmasına geçildi. Sincar, iddiaların gayri ciddi bir şekilde hazırlanan iddialar olduğunu söyledi. Kendisinin HDP Mardin İl Eşbaşkanı olduğunu belirten Sincar, çalışmalarının siyasi parti çalışmaları olduğunu ve HDP genel merkezi tarafından gönderilen genelgeler çerçevesinde faaliyet gösterdiklerini söyledi. Açlık grevi eylemine katılması ile ilgili suçlamaya değinen Sincar, kendisinin cezaevine girmesinin ardından da açlık grevi eylemini sürdürdüğünü ve açlık grevi eyleminin demokratik bir hak olduğunu söyledi. Hakkındaki iddialara cevap vererek savunmasına devam eden Sincar, suçlamaların tamamının siyasi faaliyetler kapsamında olduğunu dile getirerek, tahliyesini istedi.  'BÜTÜN ÇALIŞMALARIMIZ ALENİDİR' Ardından DBP İl Başkanı iken tutuklanan Leyla Bozkurt'un savunmasına geçildi. Sincar'ın yapmış olduğu savunmanın kendisi için de geçerli olduğunu belirten Bozkurt, "Savcılık ifadesinde de dile getirdiğimiz gibi biz bir siyasi partiyiz ve siyasi parti yöneticileriyiz. Doğal olarak birçok toplantı yapıyor birçok toplantıya katılıyoruz. Ancak bu toplantılar herhangi bir örgütün toplantısı değil siyasi parti toplantılarıdır. İsmimizin bazı dokümanlarda olması normaldir. Biz kendi toplantılarımızda kendi siyasi partilerimizin genel merkezlerinden gelen genelgeleri ve bilgi notlarına göre hareket ederiz. Çalışmalarımızı da bu esasa göre yapıyoruz. Belirtmek isterim ki, dosya kapsamında alınanlar hepsi resmi olarak siyasi parti çalışanlarıdır. İllegal anlamda kimse yoktur. Siyasi parti faaliyetlerimiz dolayısı ile buradayız. Bütün çalışmalarımızı bugüne kadar gözler önünde aleni bir şekilde yürütüyoruz. Siyasi parti çalışmalarımızın illegalize edilmesini de kabul etmiyoruz" dedi. Bozkurt, gizli tanık beyanlarını da kabul etmediğini belirterek, gizli tanık beyanlarının çelişkili olduğunun ortada olduğunu söyledi. '31 MART SONUÇLARI NEDENİYLE CEZALANDIRILMAK İSTENDİK' DBP Mardin İl Eşbaşkanı iken tutuklanan Şehmuz Sun da, savunmasını anadili Arapça yapmak istediğini ancak tercüman hazır edilemediği için Türkçe yapacağını söyledi. Kendilerinin 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarının ardından iktidar tarafından cezalandırılmak için tutuklandığını dile getiren Sun, "Gizli tanıklar illegal toplantıya katıldığımı, divanda olduğumu ve konuşma yaptığımı söylüyor. Ancak bu beyanların tamamı yalan beyanlardır. Ben konuşmada yapmış olabilirdim. Divanda da bulunabilirdim. Bu toplantı illegal bir  toplantı değildir. Bu basına açık emniyet nezaretinde gerçekleşen bir konferanstır. Açlık grevine destek verdiğimiz açıklamaları katıldık. Bunlar insani olarak katıldığımız etkinliklerdir. Suçlama yapılacak bir durum söz konusu değildir. Bizim faaliyetlerimiz siyasi faaliyetlerdir ve partimizin genelgeleri kapsamında yapılan faaliyetlerdir. Yerel yönetimler hazırlık konferansına da zaten HDP'nin bileşeni olarak katıldık. Suçlamaları kabul etmiyoruz. Siyasi faaliyetlerimiz illegalize ediliyor" diye konuştu.  'CEZAEVİ YÖNETİMİ DOSYAYI VERMEDİ' HDP PM üyesi Allattin Semir Zuğurli de, emniyet ve savcılıktaki savunmalarını tekrar ederek, hangi suçlamalar ile suçlandıklarını bilemediklerini söyledi. Avukatlarının dosyayı getirmesine rağmen cezaevi yönetiminin dosyayı kendilerine vermediğini belirten Zuğurli, bu sebeple cezaevi yönetimi hakkında da şikayetçi olduğunu söyledi. PM üyesi olduğunu ve birçok kentte çalıştığını kaydeden Zuğurli, parti faaliyetlerinin suçlama konusu yapılmasını kabul etmeyeceklerini kaydetti. Kendilerinin yerel seçim startının verilmesi ile birlikte düzenledikleri konferansların suçlamaya konu edildiğini dile getiren Zuğurli, "Biz buna benzer 30 konferans düzenledik. Bu konferans basına açık bir konferanstı" diyerek, illegal herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını söyledi.  HDP PM üyesi Sedat Ay da savunmasında diğer siyasetçilerin savunmalarını tekrarladığını dile getirerek, "Yaptığımız toplantı yasal bir toplantıydı. Halk da oradaydı. Polisler de oradaydı. Mademki, yasal bir toplantı değildi neden polisler müdahale etmedi?" diye sordu.  SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ Savunmaların ardından savcılık "suçun vasıf ve mahiyeti, kaçma şüphesi ile adli tedbirlerin yetersiz kalacağı" iddiaları ile 5 siyasetçinin tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. AVUKAT AKTAR: BİR PERSPEKTİF DE BEN SUNAYIM Ardından savunma yapan Avukat Mehmet Emin Aktar da, 5 siyasetçi hakkında suçlama konusu yapılan dokümanlar için gizli tanıkların "perspektif" diyerek suçlama konusu yapılmasına dikkat çekerek, "Tarihi bir perspektif de ben sunmak isterim" dedi. Devamında "perspektif" kavramı üzerinden suçlama yapılamayacağını belirten Aktar, "Müvekkillerimiz de açıkladı. 'Parti genel merkezimiz bir perspektif sunar biz de bu çerçevede faaliyetlerimizi yürütürüz.' Dosyada yargılananlara baktığımızda hepsi siyasetçi. İl başkanları parti meclis üyeleri. Yani bir siyasi parti. Savcılık istese Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan görevlerini öğrenebilir ama bunu yapmak yerine 2 tane gizli tanık bilirkişi yapılıyor. Sonra 2 tane de açık tanık ile birlikte 4 bilirkişi ile bu belgenin örgütsel doküman olduğuna karar veriliyor" dedi.  'İFADELERİN NE ZAMAN ALINDIĞI BELLİ DEĞİL' Gizli tanık beyanlarının ne zaman alındığına dair dosyada bir ibare olmadığına dikkat çeken Aktar, "Tanıkların beyanları var, her şey var ama ne zaman alındığı yok. İfadenin ne zaman alındığı belirtilmek zorunda" dedi. "Gizli tanıklardan 'Kosava' toplantının Nusaybin'de yapıldığını, diğer gizli tanık ' ise Mardin'de yapıldığını söylüyor. Bunun dışında bir delil var mı? Başka delil yok. Bu da yasada açık tanık beyanları tek başına delil sayılmaz" ifadelerini kullandı.  'TECRİT VE AÇLIK GREVLERİ SİYASİDİR' Mardin Baro Başkanı Avukat İsmail Elik de, savunmasında HDP Mardin eski İl Eşbaşkanı Ali Sincar'ın tutuklanmasının 31 Mart seçimleri öncesinde HDP'nin yaptığı aday tanıtım toplantısının ardından gerçekleştiğini hatırlatarak, dosyaya sonradan dahil edildiğini belirtti. Dosyadaki iddiaların suçlamaya konu yapılamayacağını dile getiren Elik, HDP'nin PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı tutumunun net olduğunu kaydetti. Tecrit ve açlık grevlerinin siyasi birer konu olduğunu dile getiren Elik, "Siyasi partiler hele hele bölgede etkili olan bir siyasi partinin açlık grevlerine sessiz kalması onun siyasi parti vasfını yitirmesi demektir. Bu nedenle de bu faaliyetler siyasi parti faaliyetidir" dedi.  Avukat Necat Çıray da, il eşbaşkanları ve PM üyelerinin 2016 yılında kayyum atanmadan önce yapılan operasyonların benzeri olduğunu söyleyerek, "Yine kayyum atama hazırlığı olarak operasyonlar yapıldı. Sonra da zaten kısa zamanda Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atandı. 2016 yılında ne soruldu ise, gerekçe olarak ne sunuldu ise yine aynı şeyler yapıldı" ifadelerini kullanarak tahliyelerini istedi.  Devamında diğer avukatlar da yaptıkları savunmalarla siyasetçilerin tahliyesini istedi.   Kararını veren mahkeme savcılıkla aynı gerekçeleri sıralayarak 5 siyasetçinin tutukluluğunun devamına karar verdi. Mahkeme bir sonraki duruşmayı da 10 Aralık'a erteledi.