Yeni yargı paketi toplumsal beklentiyi karşılamalı 2019-11-14 09:04:59 MERSİN – Mersin Barosuna kayıtlı avukatlar çıkarılan ilk yargı paketinin toplumsal beklentiyi karşılamadığını ifade ederek, ikinci yargı paketine siyasi tutukların lehine düzenleme yapılarak eksikliğin giderilmesi gerektiğini söyledi.    Hükümetin yargı alanında yaşanan krizi aşmak için Eylül ayında açıkladığı 2019- 2023 dönemini kapsayan Yargı Reformu Stratejisi'nin ilk paketi, 17 Ekim’de yasalaştı. İkinci ve üçüncü paketlerin ise önümüzdeki günlerde Meclis'e gelmesi bekleniyor. Mersin Barosuna kayıtlı avukatlar çıkarılan ilk yargı paketinin toplumsal beklentiyi karşılamadığını ifade ederek ikinci yargı paketinin kapsamının geniş tutulması gerektiğini belirtti.    ‘GEÇİCİ ÇÖZÜM’   İlk paketi "büyük bir kandırmaca" olarak eleştiren Avukat Özgür Çağlar, “Her ne kadar bazı tahliyeler yaşansa da bunlar geçici çözümler olarak gözüküyor. İstinafta kesinleşen 5 yılın altındaki cezalara Yargıtay temyiz yolu açıldı. Ancak, Yargıtay temyiz yolu neticesinde aynı durumun tekrardan onaylanması durumunda bu şahısların tekrar cezaevine girmesi söz konusu. Bu siyasi iktidarın, yargıya ilişkin reform başlıkları altında toplumsal düzenleme yapacağı yönündeki vaatleri yine boş çıktı. Yapılanların yaşadığımız hukuksuz sürece bir katkısı olmadı. 7188 Sayılı Yargı Paketi ile birçok kanunda değişiklik yapıldı. Terör ve propaganda suçuna ilişkin bir cümle eklendi. O cümle ile zaten propagandanın kendi içerisinde var olan bir unsuru eklendi. Yani, bu bir arabadır. Yerine, bu dört tekerlekli bir arabadır; denmiş oldu” diye yeni paketin toplumsal tüm kesimleri kapsaması gerektiğini söyledi.    Avukat Mehdi Zana Akkaya da “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapma” suçlamalarında binlerce insanın tutuklu olduğunu hatırlatarak, bu konuda yasal düzenlemelerin hassasiyetle oluşturularak yaşanan hukuksuzluğun giderilmesi gerektiğini ifade etti.   'YEREL MAHKEMELER UYMUYOR'   Siyasi iktidarın dönemin koşullarına göre yasal düzenlemeler yaptığına dikkati çeken Av. Akkaya, şöyle devam etti: “Siyasi iktidarın her zaman rahatlıkla kullandığı, dönemin koşullarına göre yargı üzerinde etki bırakarak yaptığı bir sürü yasal düzenleme var. Mesela kendi yargısal içtihatlarına uymayarak yerel mahkemelerin verdiği kararlar var. Örneğin, örgüt üyeliğinde bundan 15 ila 20 yıl önce verilmiş çok güzel Yargıtay kararları var. Yasal düzenlemenin dışında aranması gereken unsurlar var somut olayla ilgili. Bunlara yerel mahkemeler uymuyor. Hiyerarşik bağ, silah eğitimi alması bir kod isminin olması gibi örgüt üyeliğine karşılık gelen kararların hepsi Yargıtay kararları. Yerel mahkemeler bunlara uymuyorlar. Yani bir kişi gazetecilik yaparken örgüt üyesi olabiliyor. Sadece muhalif yapısından dolayı birden fazla toplumsal gösteri ve yürüyüşlere katıldığı zaman, anayasal haklarını kullandığı zaman ve bu sıklık yakaladığı zaman kişi örgüt üyesi olarak görülebiliyor. Siyasi faaliyetlerin korunması, örgüt üyeliği konusunda aranan unsurların bir ayırımının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu tarz bir düzenlemenin olmadığı hiçbir düzenleme toplumdaki beklentiyi karşılamayacaktır.”     ‘KADINLAR DİKKATE ALINMALIDIR’   Yargı paketinin en fazla tartışılan konuların başında kadın haklarının geriye götürecek düzenlemeler olduğunu vurgulayan Avukat Serap Angay ise “Nafaka yasası” yeni mağduriyetlere yol açmaması için ayrı bir düzenleme olması gerektiğini ifade etti. Av. Angay, şunları söyledi: “Şu ana kadar yapılan yargı düzenlemeleri zaten kadınlar yönünden fayda sağlayan hiçbir şey taşımadı. Bu zamana kadar yapılan değişiklikler tamamen kadın mücadelesiyle karşı yapıldı. Bugün 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesinin uygulanmaması buna örnektir. Yani şiddeti engelleyen bir şey halen uygulanmadı. Bununla ilgili sadece özel yasalar değil genel yasalarda da değişiklikler olması gerekir. Bu yüzden düzenlemelerde kadına karşı şiddetin özel olarak yasa içinde yer alması gerekiyor. Çıkarılacak olan yasa için kadın derneklerinin ve platformlarının çalışmalarının dikkate alınarak o şekilde çıkarılması gerek. Aksi halde çıkarılacak olan yasa tekrar kadını eve kapatan ve şiddeti önleyecek bir yasa olmaktan öteye geçmez.”   MA / Ergin Çağlar