Yeğen: Türkiye ‘Kürtler bir şey elde etmesin’ siyasetini izliyor 2019-11-08 09:23:06 İSTANBUL - Suriye’de 2011’de başlayan savaşla birlikte Türkiye’nin orada ağabeylik edeceği bir “İhvan iktidarının” kurulmasını hedeflediğini dile getiren Prof. Dr. Mesut Yeğen, bu hayallerini gerçekleştiremediğini belirterek, şimdi ise “Kürtleri bir şey elde edemesin”siyaseti izlediğini söyledi.  Türkiye’nin 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı operasyonu sonrası değişen dengeleri, Cenevre’de ilk oturumu gerçekleşen “Suriye Anayasa Komitesi”nin toplantısını, bu toplantıya Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) yer almamasını ve Suriye’deki savaşın başlangıcından beri Türkiye’nin planladığı hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı konuları ile ilgili Prof. Dr. Mesut Yeğen, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmede bulundu.    ‘TÜRKİYE AMACINA ULAŞMADI’   ABD’nin 9 Ekim’de Fırat’ın doğusundan çıkmasıyla bölgede bir güç açığının oluştuğunu belirten Yeğen, oluşan güç açığının kısmen Türkiye, kısmen de Rusya ve rejim tarafından doldurulmaya çalışıldığını söyledi. ABD’nin bölgeden çekilmesiyle yeni bir dengenin oluştuğunu dile getiren Yeğen, “Yeni denge durumunda DSG, Tel Abyad ve Resulayn’ın kontrolünü Türkiye’ye bırakmak, Kobanê ve Haseke’de ise kontrolü rejim ve Rusya’yla paylaşmak durumunda kalmış görünüyor. Dolayısıyla, bu yeni denge durumu 9 Ekim öncesine kıyasla şu türden bir manzaranın oluştuğunu gösteriyor: DSG, Türkiye’nin arzuladığı gibi tasfiye edilmemiş olsa da bir miktar güç kaybına uğramış, buna mukabil müttefiki rejimle birlikte Rusya ve Türkiye ise eskisinden biraz daha nüfuz elde etmiş durumda. Öte yandan, Türkiye Tel Abyad ve civarında kontrolü el geçirmiş olmakla birlikte ne Suriyeli mültecileri yerleştirebileceği kadar bir yer ele geçirebilmiş ne de DSG’yi bütünüyle tasfiye edebilme amacına ulaşmış görünüyor” diye belirtti.   ‘DENGELER BİR KEZ DAHA DEĞİŞECEK’   Türkiye’nin şimdiye kadar iyi ilişkiler içinde olduğu Rusya’dan alabileceklerinin azamisini aldığını ifade eden Yeğen, Türkiye’nin hedeflediği “güvenli bölge” ve “DSG’nin tasfiyesi” amaçlarına ulaşmadığını ve bundan sonra gerçekleştirmesinin daha da zor olacağını vurguladı. Yeğen, “9 Ekim sonrasında, ABD’nin çekilmesiyle birlikte müttefiki DSG’nin kısmen zayıfladığı, buna mukabil oluşan güç açığını büyük oranda Rusya’nın kısmen de Türkiye’nin kapattığı bir denge durumu oluştu. Ancak enteresan olan o ki 9 Ekim’in ardından oluşan bu denge bugünlerde bir kez daha değişmiş ya da değişecek görünüyor. ABD’nin kısmen de olsa Suriye’de kalmaya karar vermiş olması 9 Ekim’de oluşan denge durumunun DSG aleyhine bozulmasının önüne geçeceğe benziyor. Yani DSG büyük bir ihtimalle elinde tuttuğu yerleri tutmaya devam edecek ve Suriye’nin geleceğine şekillendirecek anayasa görüşmelerine katılamasa bile şimdikinden daha kuvvetli bir biçimde etkide bulunacaktır” ifadelerini kullandı.   ‘DSG’NİN CENEVRE'DE YER ALMAMASI ÇÖZÜMÜ ENGELLER’   Cenevre’de ilki gerçekleştirilen “Suriye Anayasa Komitesi” toplantısına DSG’nin yer almamasının Suriye meselesinin siyasi çözümünün önünde büyük bir engel olacağını vurgulayan Yeğen, şunları dile getirdi: “Öte yandan DSG’liler fiziken olmasa da Suriye Kürtlerinin özerk idare ve özerk güvenlik şeklindeki ana talepleri bir biçimde karşılanacak. Öte yandan Cenevre görüşmeleri bir kez olgunlaştığında rejim ve Türkiye, rejim-Rusya ve Kürtler, Sünniler ve Kürtler şeklinde yeni ilişki matrisleri kurulabilir. Bu da yeni Suriye Anayasası’nın akıbetini olumlu ve olumsuz anlamda beklenmedik biçimlerde etkileyebilir.”   İDLİB VE AFRİN SORUNU    Türkiye’nin Suriye’nin birçok bölgesinde güçlerinin bulunduğunu hatırlatan Yeğen, “Türkiye’nin buralardaki mevcudiyet biçimine baktığımızda buraların bugün yarın boşaltılacağı türünden bir izlenime kapılmak güç. İdlib kısmen ayrı bir hikaye, çünkü rejim burada şimdikinden daha fazla güç sahibi olmak istiyor. Ancak, Afrin, Tel Abyad, İdlib hepsini birlikte düşündüğümüzde gerek rejimin buraların büyük kısmında büyük bir meşruiyet sorununun bulunması gerekse de buraları askeri olarak kontrol edebilecek büyüklükte bir ordusunun kalmamış oluşu Türkiye’nin buralardaki mevcudiyetinin uzun süreli olabileceğini gösteriyor. Anayasa görüşmeleri Türkiye'de dahil herkesi tatmin edecek bir biçimde şekillenmezse, ki zor görünüyor, bugün Suriye’de olan hemen herkesin Suriye’de olmaya devam edeceğini düşünüyorum” diye ifade etti.    ‘KÜRTLER BİR ŞEY ELDE ETMESİN’ SİYASETİ İZLENİYOR’   Türkiye’nin Suriye’deki savaşın başından itibaren ağabeylik edeceği bir “İhvan İktidarı”nın kurulmasını hedeflediğini dile getiren Yeğen, ancak bu hayallerini gerçekleştiremediğini vurguladı.  Türkiye’nin hedefine ulaşamayacağını anlayınca 2014’le birlikte “hiç olmazsa Suriye Kürtleri bir şey elde edemesin” siyasetinin peşine düştüğünü belirten Yeğen, Türkiye’nin bundan sonraki hedefinin ise Suriye’nin yeni anayasasının federal ya da yerelci bir ruhla şekillenmesinin önüne geçmeye çalışacağını söyledi.    MA / Ferhat Çelik