Sancar: İktidar Türkiye toplumunu yozlaştırmak istiyor 2019-09-11 14:06:27 ANKARA - İHD ve TTB’yi ziyaret eden HDP’li Mithat Sancar, “Çöktürme Planının” devamı olarak “Çürütme Planı” devrede olduğunu belirterek, “Bölgede kayyumlarla rant ağlarını geliştirerek, insanları etik anlayıştan yoksun bırakacak bir sistem geliştirmeye çalışıyorlar. İktidar Türkiye toplumunu yozlaştırmak istiyor” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Mithat Sancar başkanlığındaki HDP heyeti, “Demokratik Anayasa”, “Demokrasi İttifakı”, “Yargı Paketi”, “Kayyım” çalışmaları kapsamında İnsan Hakları Derneği (İHD), Türk Tabipleri Birliği (TTB)  ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ni (TMMOB) ziyaret etti.   ‘YENİ BİR ANAYASAYA ACİL İHTİYAÇ VAR’   Heyet ilk olarak İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan tarafından İHD Genel Merkezi’nde karşılandı. Ziyarette konuşan Sancar, yeni anayasanın acil ihtiyaç olduğunu belirterek, “Son bir buçuk yıldaki gelişmeler bu konuya hayati aciliyet kazandırdı. 16 Nisan referandumunda kabul edilen değişiklikle birlikte Türkiye, 1982 Anayasası’ndan daha geriye gitti. Tek adam rejimi oluşturuldu, hak ve özgürlükler iyice zayıflatıldı. Üstelik o referandum OHAL şartlarında yapılmıştı. Anti demokratik bir ortamda yapıldı ve bütün olumsuz şartlara rağmen yüzde 51 civarından bir oyla kabul edildi. Yani hükümet sistemi değişikliği çok az bir farkla kabul edilmişti. Bütün bunlar toplumsal meşruiyeti neredeyse hiç olmayan bir anayasa değişikliği ve sistem ile karşı kaşıya bıraktı bizi. Anayasa değişikliğinin amacı OHAL’i kalıcılaştırmaktır” dedi.   ‘SİSTEM MEŞRUİYETİNİ KAYBETTİ’   Sancar, demokrasi güçleri ve toplumun tüm kesimleriyle yeni bir yol arayışına girmenin hayati önem taşıdığını ifade etti.   Sancar, şunları söyledi: “Demokratik Anayasa strateji belgesi hazırladık, yargıda acil atılması gereken adımlara dair önerilerimiz var. 31 Mart sadece yerel seçim değildi. Bunu bizzat iktidar söyledi. Daha önce bütün o olumsuz şartlara rağmen kıl payı amacına ulaşan iktidar, 31 Martı referanduma çevirdi ve kaybetti. Bu şekli çoğunluğa dayanan sistemin meşruiyetini kaybettiğini gösteriyor. İktidarın yarattığı otokratik sistemden vazgeçme niyeti yok. Çünkü kendilerini ancak otokratik düzende güvence altına alabilirler. Bu iktidarın günahı çoktur. 12 Eylül’ü devralmıştır, 90’lı yılların günahını devralmıştır. Bizim bunları dikkate alarak yapmamız gereken şey özgürlük, adalet, hukuk, eşitlik çerçevesinde bir demokrasi zemininde demokratik anayasayı yapmaktır.”   ‘İKİTDARI DEĞİŞTİRME ZAMANI’   Kayyum darbesinin bu yeni sistemin tipik bir uygulaması olduğunu belirten Sancar, “31 Martta büyük bir başarı ile iktidarı gerilettik. Bunu tek başımıza yapmadık, bunu demokrasi güçleriyle yaptık. Bu siyasi stratejiye demokrasi güçleri çok büyük bir destek verdiler. İktidarı geriletmek yetmiyor, iktidarı değiştirtmek lazım. Halk iradesi ile değiştireceğiz bu iktidarı” dedi.   ‘ÖNCE ÇÖKTÜRME PLANI, ŞİMDİ ÇÜRÜTME PLANI DEVREDE’   Sancar, HDP’nin etkisizleştirilmek istendiğini belirterek, “Kürt illerinde devreye soktukları ‘Çöktürme Planını’ şimdi ‘Çürütme Planı’ ile devam ettirmek istiyorlar. Çöktürme Planı ile iradeyi teslim almak ve diz çöktürmek istiyorlardı. Fakat bizim irademizi teslim alamadılar. Bölgede kayyumlarla rant ağlarını geliştirerek, insanları etik anlayıştan yoksun bırakacak bir sistem geliştirmeye çalışıyorlar. Her türlü yolsuzluk reva görülüyor, her yerde yolsuzluk keyfilik almış başını gidiyor. İktidar Türkiye toplumunu yozlaştırmak istiyor” ifadelerini kullandı.   ‘GELİN ORTAK BİR KOMİSYON KURALIM’   Sancar, HDP Diyarbakır İl binası önündeki ailelerin oturma eylemi ile ilgili de partisinin Meclis’te komisyon kurma önerisini yineledi. Sancar, “Biz de söz veriyoruz barış için elimizden gelen her şeyi yapmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.   TÜRKDOĞAN: ANNELERİN ÇAĞRISINI BARIŞ ÇAĞRISI OLARAK GÖRMELİYİZ   Ardından konuşan Türkdoğan, çocukları PKK’nin elinde olan asker ve polis ailelerin başvurusunu aldıklarını ve 2015 yılından beri bu sorunu çözmekle uğraştıklarını belirtti. Sorunun çözümü için siyasi partilerle defalarca görüştüklerini belirten Türkdoğan, HDP’nin Meclis bünyesinde milletvekillerinden oluşan bir komisyon kurulması önerisine katıldıklarını ifade etti.    Türkdoğan, “Ailelerle birlikte Sayın Cumhurbaşkanından randevu istememize rağmen bize cevap verilmedi. Yine ailelerle birlikte İçişleri Bakanından randevu istedik kabul edilmedi. İktidarın ana akım medyası Türkiye’nin en büyük sorununu 4 yıldır görmüyor. Türkiye’de bir Kürt sorunu ve savaş sorunu vardır. Ama sorunu bu şekilde ele almayıp da gerçekten bir siyasi partinin ve hareketin aleyhine olmasını hayretle karşılıyorum. Siyasi iktidara sesleniyorum bu sorunun çözümü aslında çok kolaydır. Ortak bir komisyon oluşmalı iktidar partisi bu komisyonun içinde yer alır ve çağrı yapar. Annelerin çağrısını bir barış çağrısı olarak almalıyız” ifadelerini kullandı.   ADIYAMAN: DEMOKRASİ OLMADAN SAĞLIKLI BİR TOPLUM OLAMAZ   HDP Heyeti ardından Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ziyaret etti. Ziyaretleri için HDP heyetine teşekkür eden TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, “Türkiye’de bir demokratikleşme sorunu var. Türkiye’nin barış, demokrasi sorunu var. Yeni bir anayasa gerekiyor, bu konuda çalışmalar yapılması gerekiyor. Biz bu konuda her türlü katkıyı sunmaya hazırız. Çünkü demokrasi olmadan, seçilmişlere saygı olmadan, sağlıklı bir toplumun olması beklenemez” diye konuştu.   Heyet ardından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ni (TMMOB) ziyaret etti. TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, görüşmede şunları söyledi: “Piyasacı, neo liberal, baskıya dayalı, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına dayalı politikalardan tüm toplumsal kesimler olduğu gibi biz de etkileniyoruz. Bizler bu politikaların yerine toplumcu politikalarını hayata geçirilmesini istiyoruz. Savaş politikaları yerine barış politikalarının devreye girmesini istiyoruz. Kayyum atamalarını şiddetle kınadık. Halkın egemen olduğu, demokrasiden yana bir ülke istediğimizi belirttik. İktidarın yargıyı bir şiddet aracına dönüştürdüğü bir faşist rejimle karşı karşıyayız. Şuanda buna karşı mücadele etmek herkesin görevi.”