Siyasi kadın tutuklulardan ‘kayyum’ mesajı: Sesinizi yükseltin 2019-08-24 17:43:40   İSTANBUL – HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Kandıra Cezaevi’nde bulunan diğer siyasi kadın tutuklular, kayyum atamalarına ilişkin mesaj gönderdi. Mesajda, “Aklı, vicdanı özgür, demokrasiye, hukuka, sandığa, halkın iradesine saygısı olan herkes, bu insanlık suçuna karşı sesini yükseltmelidir” denildi.   İçişleri Bakanlığı kararı ile HDP’li üç büyükşehir belediyesine kayyum atanmasına karşı Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan kadın siyasi tutuklulardan da mesaj geldi. HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile birlikte Aysel Tuğluk, Çağlar Demirel, Burcu Çelik Özkan, Selma Irmak, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Nurhayat Altun ve Edibe Şahin’in tutuklu bulunduğu cezaevinden gönderilen mesaj, HDP tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.    Kandıra'dan gelen o mesaj şöyle:   “Kayyım seçme ve seçilme hakkına darbedir    Siyasi darbe, zorbalık ve hukuksuzluk bir kez daha çirkin yüzünü gösterdi. Daha bir kaç ay önce halkın sandığa giderek seçtiği Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Eş Başkanları görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atandı.    Açıkça siyasi bir darbe yapılarak, halkın iradesi bir kez daha gasp edildi. Kandıra cezaevindeki kadın siyasi rehineler olarak, halkın iradesine yönelik bu faşizan saldırıyı kınıyor, yüreğimiz ve bilincimizle, belediye eşbaşkanlarımızın, halkımızın yanında olduğumuzu belirtiyoruz.    Kayyım zihniyeti, otoriter, faşizan, erkek egemen, ırkçı ve talancı bir zihniyettir. Belediyelerin kapılarının halka açılmasına tahammül etmeyen, belediyeleri demir bariyerlerle halktan kopararak, belediye imkanlarını kapalı kapılar ardında beli kesimlere peş keş çeken bir zihniyettir. Kadınların yerelde yönetime katılmasını engellemek için 'eşbaşkanlığı' kriminalize etmeye çalışan bu maço zihniyet, kadın düşmanıdır.    Bu zihniyete damgasını vuran temel özellik ise ırkçılığa varan ayrımcılıktır. Açıkça Kürt halkına ‘senin seçme ve seçilme hakkın yoktur' denilmek istenmektedir. Bunu darbeyi kabullenmek, faşizm yarın kapıya dayandığında, sesini çıkaracak kimsenin kalmayacağını da kabullenmektir. Kadınlar ve Kürtler bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşı olmayı asla kabul etmeyecektir.    Aklı, vicdanı özgür, demokrasiye, hukuka, sandığa, halkın iradesine saygısı olan herkes, bu insanlık suçuna karşı sesini yükseltmelidir. İktidarın ‘seçilmiş halk iradesinin yerine, memur atama’ darbesi geriletilinceye kadar güçlü bir mücadele yürütüleceğine inanıyoruz. Biz de her alanda bu mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz."