‘Sağlık parasız olursa sorunlar çözülür’ 2019-08-13 09:01:24 İSTANBUL - Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın “tüccar ve müşteri ilişkisini” yarattığını belirten SES’li Mürsel Fırat, “Sağlık parasız olursa sorunlar çözülür” derken, İTO’lu Osman Öztürk ise, “SDP’den tek karlı çıkan özel hastane patronları oldu” dedi. AKP hükümeti tarafından 2003'te yürürlüğe konulan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile hastanelerde yaşanan sorunlar artarak devam ediyor. Çalışma sürelerinin uzatılması, yıllık ücretli izin hakkının verilmemesi, kıdem tazminatı hakkının uygulanmaması sağlık emekçilerinin özlük haklarını ciddi anlamda etkilerken, esnek ve güvencesiz çalıştırma ortamlarının baş göstermesiyle birlikte iş cinayetleri ve meslek hastalıklarında da artış oldu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şubesi Eşbaşkanı Mürsel Fırat ve İstanbul Tabip Odası (İTO) Genel Sekreteri Osman Öztürk, yıllardır tartışılan ve sağlıkçıların tepki gösterdiği SDP'ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   DAHA ÇOK PARA KAZANMAK    Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ni  “Sağlıkta Yıkım Projesi” olarak adlandırdıklarını söyleyen SES Bakırköy Şubesi Eşbaşkanı Mürsel Fırat, “Eskiden sendikalar az da olsa bir sağlık hakkı mücadelesi veriyordu. SDP ile Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS) ortaya çıktı ve sağlık hakkı ortadan kalktı. Sağlık paralı hale gelmeye başlayınca ortaya tüccar ve müşteri ilişkisi çıktı. Parası olmayan kişinin hastanelerde muayene olamadığını gördük” diye ifade etti. Poliklinik sayısının SDP ile birlikte yüzde 250 oranında arttığına işaret eden Fırat, “Eskiden 4-5 kere hastanelere gidiliyordu. Şu anda 15-20 kere gidiliyor. Bu durum sizi hastaneye bağımlı kılıyor. Git 15 gün sonra randevu al bir daha gel. Bu kadar hasta talebine yetişilemediği için poliklinik sayılarında artışa gittiler. Toplumu daha çok hasta edip daha çok para kazanmanın yolunu seçtiler. Çünkü hastaların her geliş para demek” diye konuştu.    ‘SAĞLIK PARASIZ OLMALI’   Sağlıkta büyük bir pastanın olduğunu ve bunun özel hastanelere paylaştırıldığını sözlerine ekleyen Fırat, “Hastaneleri CEO’lar yönetiyor. SDP, hastaların kamu hastanelerinden özel hastanelere kaydırıldığı bir sistemdir. Devletin vatandaşları iyileştirme odaklı olduğunu düşünmüyorum. Sağır sultan bile biliyor özel hastaneler devlet tarafından kayırılıyor. 4-5 sene önce adını bile duymadığımız özel hastaneler bugün özel hastaneler zinciri haline geldi” dedi.    Sağlığın bir hak olduğunu devletinde sosyal bir devlet anlayışı içerisinde bunu parasız bir şekilde yurttaşa sunması gerektiğini vurgulayan Fırat, “Sağlık Meslek Örgütleri olarak bunun mücadelesini veriyoruz. Sağlığın parasız olması gerektiği mücadelesini kazanırsak, zaten çoğu şeyi çözmüş olacağız. Rantı da sonlandırırız” ifadelerini kullandı.   SAĞLIKTA ŞİDDET ARTIYOR   Sağlıkta şiddetin artışını, 2002’den sonra kötü yönetilen sağlık politikalarının sonucu olduğunu dile getiren Fırat, “Sağlığın yüzde 100 paralı hale gelmesi sağlığı rant alanına dönüştürdü. Hastanın müşteri olarak görülmesi sağlıkta şiddetin birinci sebebidir” diye belirtti.  “Eğer caydırıcı cezalar verilirse şiddet uygulamaya kalkan hasta 10 kere düşünür” diyen Fırat, “Hasta karakolun ön kapısından giriyor arka kapısından çıkıyor. Samsun’da, Gaziantep’te hekim arkadaşlarımız öldürüldü. Okmeydanı’nda hekim arkadaşımız bu nedenlerden dolayı intihar etti. Hala Sağlık Bakanlığı’nın net bir tavrı yok.  2001 yılından bu yana sağlıkta şiddet giderek artıyor. İktidar ise sağlıkta şiddeti önleyemez hale getirdi” diye konuştu.    SDP’NİN TEK KARLISI ÖZEL HASTANELER   AKP döneminde özel hastanelerin arttığına işaret eden İTO Genel Sekreteri Osman Öztürk, “SDP’den tek karlı çıkan özel hastane patronları oldu” dedi. Sağlıkta dönüşümün sağlıkçılar için en büyük çıktısının şiddet olduğunu vurgulayan Öztürk, “AKP döneminde şiddet artık dayanılmaz safhaya ulaştı. Eğer bir kişi sağlık çalışanına şiddet uyguladıysa genellikle ceza almıyor. Sonradan ceza alsa bile erteleniyor. Ben doktora saldırdığımda başım belaya girer diye düşünülmüyor. Eğer bir kişi hakime, savcıya bir fiske vursa başının belaya gireceğini bilir. Ama doktora hemşireye vurabilirsiniz. Hekim ve hemşirelere cezasızlık politikası şiddetin önünü açıyor” diye belirtti.    ‘MEMNUN OLSAYDI ŞİDDET UYGULAMAZDI’    Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın 2012’deki “Doktor efendi dönemi bitti” ve eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, 2012’deki “Doktorların eli hastaların cebinde” sözlerini hatırlatan Öztürk, doktorların itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi. Öztürk, “Vatandaş sağlık bakanlığını dinliyor ve her şeyin tozpembe olduğunu düşünüyor. Ancak gittiği sağlık kurumlarından çözüm bulamayınca karşısında itibarsızlaştırılmış olan doktora şiddet uyguluyor” dedi. TÜİK’in hastaların sistemden memnun olduğuna dair bir araştırmasının olduğunu hatırlatan Öztürk, “Eğer vatandaş sağlık hizmetinden memnun olsaydı, sağlık çalışanını dövmezdi. Bu bir çelişkidir” diye konuştu.