Yüksekova Belediyesi kayyum tahribatlarını el birliğiyle gideriyor 2019-07-17 09:00:43 HAKKARİ - Kayyumdan 680 milyon TL'lik borçla alınan Yüksekova Belediyesi, 3 aydır çalışanlarının maaşlarını ödeyemiyor. Çalışmalarına gönüllü katılma çağrısında bulunan Eşbaşkan İrfan Sarı, ilçede yaratılan tahribatı halkı dinleyerek gidermeye çalıştıklarını söyledi.  Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kayyumdan 680 milyon TL borçla devraldığı Yüksekova Belediyesi, kesintilerden kaynaklı adeta iş yapamaz hale getirildi. Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen yaratılan enkazı kaldırmaya çalışan belediyenin bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğini Eşbaşkan İrfan Sarı anlattı.    'ÖZGÜCÜMÜZLE SORUNLARI ÇÖZÜYORUZ’   31 Mart seçimleri sonucunda 680 milyon TL borçla devasa bir şantiyeyi devraldıklarını söyleyen Sarı, mevcut borçlara rağmen sokağa inmeyi başardıklarını, kıt imkanlarla yol yapımından, ilaçlamaya, kaldırım çalışmalarından park ve bahçe onarımına kadar acil durum gerektiren işleri yapmaya başladıklarını belirtti. Sarı, “Her sorunu meclis nezdinde yerinde görüp, yerinde tespit edip ve halkla birlikte paylaşarak çözmeyi hedefledik. Bunu, kısmi olarak da başardık. Önümüze devletin monarşik, despot yapısı da, kişiliksizleşmiş kişilikleri de çıktı. ‘Mülk benimdir, benim dışımda siz burada yaya kaldırımı yapamazsınız, su getiremezsiniz, arazimden geçemezsiniz, belirlenmiş yolları açamazsınız’ şeklinde karşımıza engeller de çıktı. Ama biz bu engelleri; diyalog ve demokratik halkçı belediyeciliğin yaratılması açısından bu tip zihniyetlerin bizi köreltebileceğini ifade ederek ikna ve telkin yoluyla aştık. Aşamadığımız noktalar da oldu ama bundan sonraki çalışmalarımız ikna yoluyla devam edecek. Biz yine öz kaynaklarımıza, özgücümüze bakmaya çalıştık. Şu an öz kaynaklarımız neredeyse su gelirlerinden oluşuyor ve bu parayla sadece yakıt alabildik. Onu (Yakıtı) da araçlarımızda kullanarak halkın temel hizmetlerini karşılayabilmesi için çöplerin kaldırılması, taşınması, bir yere aktarılması ve bu anlamda şehirdeki çukurlara, engellere dönüşen yolların stabilizesini yapabilmek için kullandık” dedi.   ‘SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE HALK YANIMIZDA OLDU’    İller Bankası’na devredilen borçlar nedeniyle 3 aydır çalışanlara maaş dahi verememelerine rağmen belediye personellerinin yüreklerini ortaya koyarak çalışma yürüttüğünü belirten Sarı, kendilerinin de işçilerle beraber çalıştıklarını söyledi. Belediye bütçesinin olmamasından ötürü kendi kaynaklarını yaratarak halka hizmet götürdüklerini söyleyen Sarı, mevcut hizmetleri nasıl sağladıklarını şöyle anlattı: “İş makinesine ihtiyaç duyduğumuzu sosyal medyada duyurduk. Bir su tankeri ve arazöze ihtiyacımız vardı. Öz kaynaklarımızın harekete geçirerek garajımızda atıl durumdaki bir makineyi dönüştürüp onun üzerine bir tanker yerleştirdik. Yine sanayideki emekçilerimiz, kaynakçı arkadaşlarımızın da katkılarıyla bir su tankı elde ettik. Bunun yanı sıra biraz park-bahçe, orta refüj düzenlemesi, çimleme çalışmalarını, mevsim normallerine uygun olarak haşere ve sivrisinekle mücadele etmemiz gerekiyordu. Buna yönelik kampanyalar düzenleyerek ilaç bulduk ve önemli bir başarı da elde ettik. İstanbul’a kadar uzanan belediyelerin birçoğundan destekler aldık. İlaçlamayla bu tür sorunları da çözdük. Sorunların çözümünde halk yanımızda oldu. Doğal olarak aslında istediğimiz belediyeciliği yakalamazsak da en azından iyi bir başlangıcın da temsilcisi haline geldik."   ‘KÜLTÜREL VE SOSYAL TAHRİBAT YARATILDI'   Yüksekova’da, yerelin güçlü bir yapısı olmasına rağmen inanılmaz derecede bir tahribatın yaratıldığını söyleyen Sarı, ekonomik kaygıların yanında sosyal ve kültürel tahribatların da yaratıldığını belirtti. Sarı, “Sadece ekonomik olarak bir kıskaçtan söz etmek mümkün değil. Burada kadına yönelik bütün yapılar deforme oldu, yasaklandı ya da hiçleştirildi. Bunun yanında sistemin istediği yozlaştırılmış yeni mekanikler ortayı çıktı. Kaymakamın önünde düğmesini ilikleyen, o etkinlikten bu etkinliğe koşturan, gösteriş bir hale büründürülmüş, kültürel dokusu olmayan, öznellikten uzaklaşmış bir durumla karşı karşıya kaldık. Gençler ve çocuklar da hakeza aynı durumda. Bunlara yönelik bir çalışma yapılmadığını gördük. Sadece Yüksekova Belediyespor üzerinden futbol müsabakalarının yapıldığını görebildik. Bir bütün olarak baktığımızda kültürel, sosyal hiçbir etkinliğin kalmadığı, kafeler, internet kafeler üzerinden yeni bir kültür yaratıldığını gördük. Kendi öz kökünden uzaklaştırılmış bir kültür yapısı yerine yozlaştırılmış bir kültür söz konusu. Buna yönelik yeni yeni iyileştirmelerimiz var. Halkın evine misafir olmak, kahvaltılarına eşlik etmek, dertlerini dinlemek şeklinde yeniden toparlama sürecine başladık. Burada ekonomik olarak bu altyapının düzelmesine yönelik elimizde materyaller var; ama ekonomik olarak kısmi zorluklar yaşıyoruz. Halkımız bize bu noktada güç ve destek veriyor" diye konuştu.    ‘MAHKEME SONRASI PAZARLIK KAPILARI AÇILDI’    Kayyumla İller Bankası'nın imzaladığı ve belediyenin tüm gelirlerinin borca karşılık kesilmesine ilişkin yargı yoluna gittiklerini söyleyen Sarı, olayın yargıya taşınmasıyla birlikte bankanın kendileriyle pazarlığa oturmak istediğini belirtti. Sarı, “Devlet hazinesinden aktarılan kişi başına bütçenin kayyum tarafından İller Bankası’na teminat olarak verilmesini Ankara’ya giderek görüşmeye başlamıştık. Ama bu görüşmeden müspet bir sonuç alamamıştık. Biz bunu yargı yoluna taşımak üzere kendi meclisimizden kararın iptalini çıkardık ve mahkemeye gittik. Mahkemeye gittikten sonra İller Bankası buna yönelik bir dönüş sağladı. Bizi adeta pazarlığa oturtmak istediler. Kayyumla yapılan protokolün aynısını bizimle yaparak bizden sonra gelecek olan belediyeleri de bu tahakküm ve bağlayıcılığın içine çekmeye çalışıyorlar. Sonunda İlçe Kaymakamı bizimle bağlantı kurdu. Yine meclisimizdeki AKP grubunun temsilcileri bizimle bir pazarlığa oturmaya çalıştılar. Biz halkın beklentilerinin ne olduğunu biliyoruz.  Bunun için de bir pazarlığın olamayacağını, devletin yasalarla belirlemiş olduğu iş ve işlerin dışına çıkamayacağımızı, onlara da çok bağımlı olmadığımızı ve böyle bir pazarlık olacaksa da yasaların belirlediği bir uyumla olacağını, bunun ötesinde bir pazarlığı kabul edemeyeceğimizi söyledik. Bu görüşmeler sonlandı. Pazarlık orada kilitlenmiş oldu. Bize dönüşleri olmadı. Bundan sonra nasıl bir dönüş olur bilemiyoruz” diye konuştu.    ‘BORÇ VAR AMA ORTADA HİZMET YOK’   Kayyum sonrası ortaya çıkan 680 milyon TL borcun; 608 milyon TL’sinin kredi, 72 Milyon TL’sinin ise SGK ve esnaf borçları olduğunu belirtti. Sarı, şöyle devam etti: “608 milyon TL kredi alınmış. Bu parasal değer olarak bütün Yüksekova’yı bütün emtialarıyla bile sattığımızda bunu karşılamayacak olan bir borç. 608 milyon TL’nin tamamının kanalizasyon ve içme suyu için harcandığı söyleniyor. Su ve kanalizasyon için verilen ihalenin bazı gruplara peşkeş çekildiğini düşünüyoruz. Çünkü bu kadar para harcanan bir ihaleyle ilgili hala hizmet almış değiliz. Kente ne kanalizasyon ne de içme suyu getirilmiştir. İçme suyu ile ilgili daha yeni deneme sürecine geçtik ve ne ile karşılaşacağımızı da bilmiyoruz. Hatta daha evlerin abonelikleri bile çekilmemiş. 608 milyon TL ile yeni bir Yüksekova yaratılabilirdi; ama ortada gözle görebileceğimiz, tekniki olarak okuyabileceğimiz bir mekanik yok. Fakat rakam olarak gördüğümüz 608 milyonluk bir borç var. Bu paraların hiçbir lirası Yüksekova Belediyesi’nin kasasına inmeden direkt ihale edilen firmaların hesabına aktarılmıştır. Şu anda biz bir borç batağındayız.”    Yüksekova halkını, bundan sonraki çalışmalarına gönüllü olarak katılarak kendilerine güç katmaya davet eden Sarı, “Yine Türkiye’de insan haklarına, ekolojik sisteme, kadın mücadelesine duyarlı bütün kesimlerin bizimle dayanışma içerisinde olmalarını diliyorum” çağrısında bulundu.    MA / Müjdat Can - Dindar Karataş