Darp edilen hasta tutuklu Başaran: Sağlıklı rapor almam engellendi 2019-07-16 15:54:42 İSTANBUL – Hastane sevki sırasında askerler tarafından darp edildiğini belirten hasta tutuklu İdris Başaran, “Sabah saldırıyı yapan askeri personel, daha sonra beni darp raporu almak için hastaneye götürdü. Beni görüp muayene etmeden doktorla görüşerek onu baskı altında tuttular ve sağlıklı bir raporun alınmasını engellediler” diye kaydetti.    Geçen günlerde Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’nde darp edildiği iddia edilen hasta tutuklu İdris Başaran’ın ailesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. “Bursa H Tipi Hapishanesinde hasta mahpus İdris Başaran’a uygulanan şiddete son verilsin!” pankartının açıldığı toplantıya İHD İstanbul Şubesi Komisyonu üyesi Hatice Onaran ve çok sayıda kişi katıldı.    ‘HAK İHLALLERİ PERİYODİK BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR’   Açıklamayı İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran yaptı. Bursa H Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin 2 ayda bir gündeme geldiğini belirten Onaran, cezaevi idaresinin keyfi baskı ve şiddete dayalı bir yaklaşım sergilediğini söyledi. Başaran’ın hasta tutuklu listesinde yer aldığını belirten Onaran,  hem epilepsi hem de kalp rahatsızlığı olduğunu hatırlattı. Onaran, 8 Temmuzda diş doktoruna götürülen İdris Başaran ve yanında bulunan 5 tutukluya işkence yapıldığı haberini aldıklarını söyledi.    JANDARMA: KELEPÇELERİ AÇTIRMAM    Onaran, Başaran’ın ailesi aracığıyla kendilerine gönderdiği mektubu şu sözlerle paylaştı: “8 Temmuz 2019 tarihinde Bursa Şevket Yılmaz Diş Hastanesine sevkim yapıldı. Ben, Süleyman Saydan, Fehmi Yavuz, Hamdullah Acar, Metin Çakır ve Mehmet Şipal arkadaşlarımla sevkimizin yapıldığı diş hastanesine gittik. Askere teslim edileceğimiz esnada görevli askeri personelin olumsuz yaklaşımı daha mahkum kabulünde başladı. Daha ringe binmeden ‘Ben baştan söyleyeyim elinizi açtırmam, hastaneye gelseniz de hiçbir şey yapılmadan geri getiririz’ diyerek yaklaşımlarını belli etti. Bunun üzerine tekrar ‘dönüp gitmeyeceğimizi’ söyledik. İlgili memur gelip ‘Müdür Bey’le konuşacağını’ söyledi. Bir süre sonra ilgili memur gelip ‘hastaneye gideceğiz’ demesiyle hastaneye gittik. İşlem yapılırken bu sefer sorumlu uzman asker; ‘Ben size el açtırmam, size müsamaha göstermeyeceğim’ diyerek sözlü sataşmada bulunuyordu. Buna rağmen cevap vermeden hastaneye gittik. Çünkü amacımız hastaneye gitmek ve tedavi olmaktı.   ‘ÖLDÜRECEKSİN YAŞATMAYACAKSIN’ DEDİLER    Hastaneye vardıktan sonra ilk olarak beni alıp direk film çekimine götürdüler. Filmi çekeceğimiz esnada uzman; ‘Ben el açtırmam ister kabul edin ister etmeyin’ diyerek adeta tedaviyi engellemeye çalıştı. Bunun üzerine tedavi olmadan, doktorun bulunduğu polikliniğin önüne getirildim. Bu esnada uzman asker; doktorun bulunduğu odaya girerek ; ‘Hocam bunlar insan değil, bunlardan insan çıkmaz vb.’ sözler sarf ederek, hastane içinde gerginlik yaratmaya çalıştı. Her ne kadar bizimle gelen ilgili memur; ‘Halletmeye çalışacağız’ gibi bir yaklaşımla doktorun yanına gitse de uzman o esnada; ‘Karışmayın bunlar insan değildir’ gibi hakaret içeren yaklaşımlarla tedaviyi engellemeye devam etti. Ben de bu yaklaşım üzerine; ‘Siz bizim tedavimizi engelliyorsunuz, kendinizi doktor yerine koyuyorsunuz’ dememle, uzman, ‘Alın bunu. Şerefsizler hepinizi parçalamak gerekiyor, her tarafını kırın, parçalayın, öldüreceksin bunları yaşatmayacaksın’ şeklindeki hakaretlerle hastane içinde beni tartaklamaya başladı. Ellerim kelepçeli iki asker arasında iken beni merdivenin başına kadar tekme ve tokatlarla darp etti fiziki müdahaleye maruz kaldım. Merdiven boşluğunda kameranın göremeyeceği şekilde durdurup darp ettiler. Aldığım darplardan sonra vücudumun pek çok yerinde gözle görülür darp izleri oluştu.   DARP RAPORU İÇİN GÖTÜRENLER BENİ DARP EDENLER OLDU    Bu şekliyle ringin olduğu yere kadar tehdit ve hakaretlere darp devam etti. Ring içinde boş kabine alıp tehdit ve hakaretlerini sürdürdü. Bunun üzerine arkadaşlarım her ne kadar ‘kalp hastası, epilepsi hastalığı var’ deyip yanımıza getirin deseler de o tavrını devam ettirip yaklaşımını sürdürdü. ‘Yetkili gelsin konuşacağız’ dememize rağmen ‘yetkili de benim, her şey de benim’ diyerek gitti. Bu fiziki müdahale yapılması üzerine biz de, ‘hastaneye getiriliyoruz darp yapılıyor’ deyip, tedavi olmadan geri geldik. Vücudumun bir çok yerinde darp izleri olduğundan dolayı mahkum kabulde bekletilip,  devlet hastanesine darp raporu almak için götürüldüm. Ancak sabah saldırıyı yapan askeri personel, beni darp raporu almak için hastaneye götürenler oldu. Hastaneye vardıktan sonra ise daha doktor beni görüp muayene etmeden doktorla görüşüp onu baskı altında tutarak sağlıklı bir raporun alınmasını engellediler. Cezaevine kaldığım koğuşa döndükten sonra yapılan fiziki müdahaleden dolayı yerimden kalkamayacak durumdaydım. Bundan dolayı 8 Temmuz 2019 tarihinde saat 16.30 civarında revire götürüldüm. Ve iğne yapıldı. İğneler o günden bugüne hala devam etmektedir. Çünkü vücut ağrılarım ancak bu şekilde dindirebiliyorum. Ben zaten kronik hastalıklardan dolayı üç defa kalp anjiyosu olmuş bir kalp hastasıyım. Epilepsi, FMF vb. ciddi hastalıklarım var. Tüm bu hastalıklara rağmen böyle bir fiziki müdahaleye maruz kaldım. Yukarı da yazdığım Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğum şikayet dilekçesinin bir örneğidir.”   ‘İŞKENCEDEN DOLAYI AYAKTA DURACAK HALİ YOKTU’   Daha sonra söz alan Başaran’ın babası Mehmet Emin Başaran ise, avukat aracılığıyla oğlunun hastaneye sevki sırasında darp edildiğini öğrendikten sonra Perşembe günü kapalı görüşe gittiğini belirti. Başaran, “Oğlumun darp edildiğini öğrendikten sonra detayları öğrenmek için kapalı görüşüne gittim. Oğlumu gördüğümde işkenceden ayakta duracak hali yoktu. Adalet bu mudur? Hasta bir tutsağa bu işkence yapılır mı? Oğlumun hayatından endişeliyim. Oğlumun başına bir şey gelirse cezaevi idaresi, astsubay ve adalet bakanlığı sorumludur. Oğluma yapılan hakareti kabul etmiyorum. Yetkililer hakkında davacıyım. Davamın sonuna kadar takipçisi olacağım” diye konuştu.