MED-DER Eşbaşkanı: Sökülen tabelalar Kürt halkının varlık nedenidir 2019-06-18 09:29:50 DİYARBAKIR - 31 Mart seçimleri ardından AKP’li belediyelerin Kürtçe diline yaklaşımını değerlendiren MED-DER Eşbaşkanı Mehmet Esen, “Sökülen salt bir tabela olarak ele alınmamalıdır, Kürt toplumunun varlık nedenidir. Bu uygulamayla Kürt kültürünü, dilini, toplumunu ve tarihini yok sayıyor” dedi.  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) döneminde belediyelere asılan Kürtçe tabelalar ve parklara verilen isimlerin kayyumlar tarafından indirilmesi işlemleri, 31 Mart seçimlerinde yönetime gelen AKP’li belediye başkanları tarafından sürdürülüyor. Bitlis Belediyesi Başkanı Nesrullah Tanğlay’ın belediye binasında asılı Kürtçe tabela ve kent girişindeki Kürtçe, Türkçe, İngilizce yazılı “Bitlis’e hoş geldiniz” tabelasını kaldırması ardından benzer uygulama AKP’li Tatvan Belediyesi Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin belediyenin ek hizmet binasında ve Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan Kürtçe tabelaların sökülmesiyle devam etti. Kürtçeye dönük uygulama, Hizan ilçesine bağlı Yolalan Belde Belediyesi’nin Kürtçe tabelaları sökülmesiyle sürdürüldü.   Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED DER) Eşbaşkanı Mehmet Esen, 31 Mart seçimlerinden sonra AKP’li belediyelerle birlikte yeniden başlayan Kürtçeye dönük saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP hükümetinin Kürtlere yönelik 17 yıllık politikalarının Kürt diline ve kültürüne yönelik de uygulandığını belirtti. DBP’li belediyelere atanan kayyumların ilk olarak Kürt halkının değerlerine yöneldiğini hatırlatan Esen, bunun Kürt dili ve kültürünü geliştiren kurumlarla birlikte Kürtçe yayın yapan radyo, televizyon ve gazetelerin kapatıldığını söyledi.     ‘TABELA KÜRT HALKININ VARLIK NEDENİDİR’   AKP’li belediyelerin kayyum uygulamalarını sürdürdüğünü dile getiren Esen, “Kürtçe tabelaları indirerek HDP’nin siyasetini yok ettiğini düşünüyorlar. Hayır, Kürtçe tabela bu toplumun değerleridir. Sökülen salt bir tabela olarak ele alınmamalıdır, Kürt toplumunun varlık nedenidir. Toplum diliyle var olur. Tabelaya saldırı, toplumu kabul etmemektir. Bu inkar ve imha politikasıdır. Bu uygulamayla Kürt kültürünü, dilini, toplumunu ve tarihini yok sayıyor” değerlendirmesinde bulundu.    ‘MASKENİN ALTINDA İMHA VE İNKAR VAR’   AKP hükümetinin Kürt dili üzerindeki politikalarına dikkat çeken Esen, “Çok uzağa gitmeye gerek yok, bir hafta önce Diyarbakır’a gelen AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım, Kürtlere çok değerli hizmetler yapmış gibi halkı Kürtçe selamladı. Kürtler artık maskenin altındaki yalanları görüyor. O maskenin altında ikiyüzlülük var. Maskenin altında Kürt halkının varlığına yönelik inkar ve imha var. Kürt toplumu devletin kendisine yönelik politikasını biliyor” diye konuştu.    ‘AKP KENDİ KÜRDÜNÜ YARATMAK İSTİYOR’   AKP’nin kendi politik çıkarları temelinde kendi Kürdünü yaratmak istediğini belirten Esen, “Kürtlerin ne talep ettiğine bakılmadan, AKP’nin taleplerine göre dizayn edilmek istenen bir Kürt politikası var. Seçim politikasıyla Diyarbakır’da halkı Kürtçe selamlamak, kirli politikaları kanalize etmeye dönük çabalardır” dedi.    MAKEDONYA’DA TÜRKÇE EĞİTİM VERİLİYOR   Makedonya’da 15 bin Türk vatandaşının olduğunu ve Türkçe eğitim imkanlarının olduğuna işaret eden Esen, şunları söyledi: “Eğer AKP samimi ise Türkiye’de milyonlarca Kürt var; okullar açıldığında Kürtlerin talepleri çerçevesinde anadilde eğitim verilsin. O zaman samimiyetine inanırız. Seçim dönemlerinde Kürt halkına sarılarak, iki Kürtçe sloganla halkı kandırmaya çalışıyorlar. Kürt halkı artık bu politikalara itibar etmez.”   ‘YAŞAMIN BÜTÜN ALANLARINDA KÜRTÇE KONUŞMALI’   Kürt halkının AKP’nin Kürt diline yönelik politikalara karşı tutum alması gerektiğinin altını çizen Esen, “Bu tutum; kendi evinden işyerine, mahalleden sokağa, alışverişten sohbete bütün diyalogunu Kürtçe yapmalıdır. Yaşamın bütün alanlarında Kürtçe konuşmak ve bunda ısrar etmekle AKP’nin bu politikalarına karşı mücadele edebiliriz. İkinci önemli nokta ise toplumsal taleple okullarda anadilde eğitim hakkını talep ederek, bunun yasallaştırılmasını sağlamalıyız” diyerek Kürt halkını harekete geçmeye çağırdı.    MA / Özgür Paksoy