Akın: Halk, İmralı'yı bir kez daha işaret etmiştir 2019-05-27 09:01:33 BATMAN - Tecridin kaldırılması talebiyle 140 gündür sürdürdüğü eylemini sonlandıran Sedat Akın,  Öcalan’dan gelen mesajın direnişin bir sonucu olduğunu vurgulayarak, "Barış ve demokrasi isteyen halk, İmralı'yı bir kez daha işaret etmiştir” dedi.  İmralı tecridine karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevleri ve ölüm orucu eylemleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Eyleminizin sona ermesini bekliyorum” mesajı ardından sonlandırıldı.     Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 19 Şubat’ta tahliye olduktan sonra eylemini evinde sürdüren Sedat Akın da, 140 günün sonunda açlık grevini sonlandırdı.    Akın, eylemini sonlandırmasının ardından Diyarbakır’da özel bir hastaneye getirilerek tedavi altına alındı. Görme kaybı, baş ağrıları, kilo kaybı ve çeşitli sağlık sorunlar yaşayan Akın, tedavi olmadan önce Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.    10 GÜN DAYANAMAM DEDİ SÜRESİZE BAŞLADI    Cezaevinde ilk olarak dönüşümlü açlık grevlerinin olduğunu hatırlatan Akın, kendisinin eyleme başlama hikayesini şu sözlerle anlattı: “Arkadaşları, 10'ar günlük dönüşümlü açlık grevi eylemi için dilekçeleri hazırladıkları sırada ben ‘10 gün dayanamam’ diyerek eyleme başlamadım. Bir gün sonra da açlık grevine gireceğimi ama bunun da süresiz ve dönüşümsüz olacağını söyledim. Arkadaşlar, bana, ‘10 gün dayanamıyorum diyorsun? Nasıl süresiz açlık grevine gireceksin, deli misin?’ diye sordu. Ben de ‘Eğer deli olmasam sizin yanınızda ne işim var’ dedim. Birbirimize bakarak güldük. Ardından süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladım.”    Eyleme başlama nedenini, “Sayın Öcalan ve halkın üzerinde bir baskı olduğunu biliyorduk. Biz, bu baskıyı kırmak istedik” sözleriyle açıklayan Akın, “Sayın Öcalan bir halkın temsilcisidir ve uzun bir süredir tecrit altındaydı. Bunu kırmak demek, halkın üzerindeki baskıyı kırmak demektir" dedi.    'DAHA GÜZEL GÜNLER BAŞLAYACAK'   140 gün boyunca kendisini ayakta tutan iradenin barış ve demokrasiye olan inancı olduğu vurgulayan Akın, "Bilge İnsan'ın fikirleri bizi ayakta tuttu. Fikirleri ve öngörüleri bizler için önemlidir. Barışı ve demokrasiyi getirecek fikirleri vardır. Bizler onunla var olduk, bizler kendimizi ona borçlu hissediyoruz. Kendimize ve arkadaşlarımıza söz verdik. Başarıyı ve zaferi hak ettik. Bu süreçten sonra daha güzel günler başlayacağını söyledik. Şehadetler verdik. Onların bize miras bıraktığı mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu yaşamı güzelleştirmek için daha fazla mücadele edeceğiz. Bizler de bu mücadelede olacağız” diye konuştu.    AÇLIK GREVİNDE OLDUĞUNU UNUTTU   Cezaevinde eyleminin 8’inci gününde yaşadığı bir anıyı  paylaşan Akın, bir ara açlık grevinde olduğunu unuttuğu söyledi. Sabah kalktığı sırada arkadaşlarına "Heval ben ne zaman açlık grevine başlayacağım sıram gelmedi mi?” diye sorduğunu belirten Akın, arkadaşlarının bu duruma gülerek, "Bugün 8'inci günün, 15 günde sana haber veririz" diye yanıt verdiğini aktardı. Bu duruma kendisinin de şaşırdığını belirten Akın, şunları söyledi: “19 Şubat'ta cezaevinden çıktığım güne kadar dayanışmayı çok net hissettim. Bir ara cezaevi yöneticileri bize müdahale edileceğini, ayrı hücrelere konulacağımızı söylüyordu. Ama biz kararlıydık ve mücadeleye ara vermeden sürdürdük. Dayanışmamız daha da artmıştı. Akşamları aramızda oyunlar oynuyorduk. Kitap okuyorduk. Şarkılar, türküler, marşlar ile zafere olan inançla eylemimizi sürdürdük. Tahliye haberimi aldığımdaysa ilk önce arkadaşlarıma söz verdim. Bu eylemi dışarıda kararlıkla sürdüreceğimi belirttim. Onlara verdiğim sözü tutmanın bugün gururunu yaşıyorum.”   'SON GÜCÜMLE DOKTORU DURDURDUM'   Cezaevinden tahliye edilmesinin ardından eylemini kararlılıkla evinde sürdürdüğünü dile getiren Akın, bir kez olsun mücadelesini bırakmayı düşünmediğini söyledi. Akın, cezaevinde olan dayanışmanın bir benzerini de evinde gördüğünü dile getirdi. 24 Nisan tarihinde hastaneye kaldırıldığını anımsatan Akın, "Sancılarımın artması sonucu kısa bir süre bilinç kaybı yaşadım. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Doktorlardan biri bana müdahale etmek ve damar yollarını açmak için hazırlık yapıyordu. Ben de tüm gücümü topladım ve doktorun elini tutarak kesinlikle tıbbi bir müdahaleyi kabul etmeyeceğimi, eylemimi sürdüreceğimi söyledim. Bunun üzerine eve geri götürüldüm. Sancılar ile eylemimi sürdürdüm. Bunu yapmam gerekiyordu; çünkü o şekilde onursuzca bir yaşamı kabul edemezdim” dedi.    'FİZİKİ KOŞULLAR DEĞİŞMELİ'   Açlık grevlerinin bitmesiyle birlikte farklı bir mücadelenin başladığına dikkat çeken Akın, "Açlık grevleri bugün bitmiş olabilir. Ama farklı bir mücadele daha yeni başlıyor. Uzun bir süreden sonra Bilge İnsan'dan haber almak istedik. Şimdi onun fikirleri doğrultusunda bir mücadele gereklidir. Verdiği mesaj ile yeniden barışın ve demokrasinin adresini gösteriyor. Elbette bunları yapabilmesi için fiziki koşulların da değişmesi ve onun fikirlerini özgürce dile getirecek koşulların sağlanması gerekiyor" diye konuştu.    'HALK İMRALI'YI İŞARET ETTİ'   Barış ve demokrasiye olan inancını kaybetmediğini dile getiren Akın, "Yeter ki mücadele edelim ve direnelim” dedi. Halkın Öcalan'ın izinden gitmeye devam ettiğini belirten Akın, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Daha önce bir röportajında ‘halk benim arkamdadır’ demişti. Bugün söylediğinin daha fazlasıyla halk onun yanında ve arkasındadır. Halk demokrasi istiyor. Halk barış istiyor. O yüzden ona olan bağlılığı gün geçtikçe artıyor. Bugün halk mesajını iktidara vermiştir. Barış ve demokrasi isteyen halk, İmralı'yı bir kez daha işaret etmiştir. Bunu, direniş sayesinde devlet de bir kez daha anlamıştır.  Gönül isterdi ki ölümler olmadan zafer kazanılsın. 8 yoldaşımızın mücadelesini sahiplenip onların izinden mücadeleyi sürdürmeliyiz. Demokrasi ve barışa olan inancımızın kaybolmaması için direnelim ve mücadelenin içinde olalım.”   MA / Metin Yoksu