Evinde açlık grevini sürdüren Hesass: Her insan sorumluluk almalı 2019-05-24 09:03:17 İSTANBUL - Silivri Cezaevi'nde 16 Ocak'ta başladığı açlık grevini tahliye olduktan sonra evinde sürdüren Vedat Hesass, annelerin eyleminin cezaevlerine büyük moral olduğunu belirterek, “Halkımız annelerimizin onurlu direnişine omuz vermeli. Her insan sorumluluk almalı” dedi.    Silivri 5 No’lu Cezaevi'nden 16 Mayıs'ta tahliye olan Vedat Hesass, İmralı tecridine karşı 16 Ocak'tan bu yana girdiği açlık grevini Başakşehir'de bulunan evinde devam ettiriyor. “Sessiz kalmak olmazdı” diyerek açlık grevine başladığını belirten Hasass, onurlu mücadelenin bir parçası olmanın kendisine büyük güç ve moral verdiğini söyledi. Hesass, "Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin bir şeyler yapmak aslında insanın kendisi için bir şeyler yapmak olduğunu hissediyorduk. Ona uygulanan tecrit politikaları Kürt halkına da uygulanıyordu. Yani onun şahsında bizlere uygulanıyor. O bizim için İmralı’da direniyor. Haliyle bizim sessiz kalmamız AKP ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin yaptıklarına sessiz kalmaktır” diye belirtti.    ‘VİCDAN BUNU KABUL ETMEZ’    Sonucu ne olursa olsun, ne bedel verilmesi gerekiyorsa vermeye hazır olduğunu vurgulayan Hesass, "Tutuklular üzerlerine düşen görevi yapıyorlar. Biz tahliye olurken arkadaşların dışarıya olan, dışarıdaki arkadaşlara olan özlemi bize sarılırken öperken hissediliyordu. Annelere yapılan zulüm ve işkenceye sessiz kalmak, içeride olanları sarsıyor. Gençler özelikle annelere ses vermeli. Anneler bu durum karşısında direnirken bizler izleyemeyiz. Vicdan bunu kabul etmez. Böyle hissediyorum. Ben burada otururken anneler sokaklarda, caddelerde ve cezaevleri önünde mücadele ediyor, direniyor” diye konuştu.   ‘CEZAEVİNE MORALİ VEREN ANNELERDİR’   Öcalan'ın "Kürt halkının motor gücü, dinamik gücü gençliktir" yönündeki sözlerini hatırlatan Hesass, "Ama şuan dinamik güç annelerdir. Öncülüğü anneler yapıyor. Cezaevine en büyük morali veren annelerdir” diye belirtti.   ‘HER HAFTA BASKIN DÜZENLENİYORDU’   Cezaevindeki baskılara da dikkat çeken Hesass, şöyle devam etti: “Normal şartlarda 'arama' adı altında 2 ayda bir yapılan baskınlar haftada bir yapılmaya başladı. Gelip odaları, ranzaları, dolapları ve mutfağı dağıtıyorlardı. Grevde kullandığımız sıvıları dolaptan çıkarıp dağıtıyorlardı. Önlerine ne geliyorsa dağıtıp atıyorlardı. Bize sattıkları şeyleri bile baskında alıyorlardı. Radyoları alıyorlardı. 'Radyo dinleyemezsiniz, yasak' diyorlardı. Gazeteler bile verilmiyordu."   'HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ'   Tecridin kaldırılması için teminat istediklerinin altını çizen Hesass, "Bir teminat almadan hiçbir şey bizi eylemimizden döndüremez. Biz eyleme öz irademizle katıldık. Bunu sürdürmek için elimizden geleni yapacağız. Hedefimize ulaşacağız. İstediğimiz tek şey kendi yasalarına uymalarıdır" dedi.    'EVDE YEMEK PİŞMİYOR'   Evinde sürdürdüğü eylemi hakkında da konuşan Hesass, şunları dile getirdi: "Arkadaşlar eş dost, akraba gelip gidiyor. Kararlıyım. Tahliye olduğumdan bu yana evde yemek pişmiyor. Ne kadar eylemde olmamı istemeseler dahi bu duyarlılık var. Saygı gösteriyorlar.”   'KONUŞMANIN DEĞİL EYLEM ZAMANIDIR'   Artık konuşmanın değil eylem zamanı olduğunu sözlerine ekleyen Hesass, sözlerini şöyle tamamladı: “Halkımız annelerimizin onurlu direnişine omuz vermeli. Her insanın sorumluluk alması lazımdır. Anneler bu sorumluluğu aldı. Annelere yapılan işkenceyi, coplamaları, iteklemeleri bizi ve zindandaki arkadaşları üzüyor. Gençlik bu sürece cevap olmalı. Halklar buna neden sessiz kalıyor? Tarihi, sözlü kültürü ve dengbejliği bize anlatan, mücadeleyi bize gösteren annelerimizdir. Biz onlara sahip çıkamıyorsak, konuşmanın bir anlamı yok. Artık konuşmanın zamanı değil eylem zamanıdır.”