Koşuyolu Parkı’nda 23 yıl oğlunu aradı şimdi torunu için oturuyor 2019-05-21 09:08:44 DİYARBAKIR – Gözaltında kaybedilen oğlu Şirin Bayram için 23 yıl boyunca Koşuyolu Parkı’nda sesini duyurmaya çalışan Remziye Bayram, şimdi de aynı parkta açlık grevinde olan torunu Azad’ın sesine ses olmaya çalışıyor.    Kaybedilen bir eşya değil, en sevdikleri, canlarının bir parçasıydı. Eşi gözaltında kaybedilen bir kayıp yakını "Sizin bir eşyanız kaybolursa kaybettiğiniz yerden her geçtiğinizde bulurum umuduyla bakmaz mısınız? Benim de canım kayboldu. Nasıl unutayım?" diye sormuştu. 1 Kasım 1996 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Demirli (Temiran) köyünde gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Mehmet Şirin Bayram'ın annesi Remziye Bayram da aradan geçen 23 yıla rağmen aklında sorularla yaşıyor. Her Cumartesi eline oğlunun çerçevelettiği fotoğrafını alan anne Bayram, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin yolunu tutuyor. Eylem öncesi diğer annelerle sohbet ettikten sonra eylem odasına geçiyor. Remziye Bayram da Koşuyolu Parkı'nın kendirlerine kapatılmasından bu yana dernek içinde oturup ilk günkü umutla adalet talep ediyor.    HEP FOTOĞRAFTAKİ YAŞTA   Eylem ardından hikayesini dinlemek istediğimiz Remziye anne, gözlerinde buğu ve kucağında oğlunun hiç yaşlanmayan fotoğrafıyla kamera karşısına oturuyor.   "Şirin'in annesiyim" diye kendini tanımlayan Remziye anne, 1990'lı yıllarda birçok Kürt köyünde yaşanan ve kendi "paylarına düşen" baskıları şöyle anlatıyor: "Demirli köyünün (Temira) mezrasında oturuyorduk. 1994 yılında koruculuk dayatması nedeniyle köyümüzü terk etmek zorunda kaldık. Normalde tüm aile olarak çıkmıştık ancak Şirin'in amcası 1996 yılında köye geri döndü. Şirin'de amcasını görmek için köye gitti. O zaman 18 yaşındaydı.  3 gün amcasının evinde kaldıktan sonra bir tanıdığımızın evine gitti. Onların anlatımına göre; uyumadan önce 'gece 23.00 - 24.00 gibi misafirim gelebilir eğer kapı çalınırsa korkmayın' diyor. O söylediği saatte kapı çalınıyor ama gelen kişiler asker, özel harekat timleri ve korucular. Şirin'i  ve ev sahibi 65 yaşındaki Ramazan Tekin'i gözaltına alıp götürüyorlar. Sabah olunca aile bireyleri durumu amcasına anlatıyor. Bunun üzerine amcası da Kulp merkezde karakolda yeğeninin durumunu soruyor ama 'Biz de yok' yanıtı alıyor. Daha sonra diğer köylüler de karakola giderek durumu soruyor ama bir yanıt alamadık. "   KORUCU ÖNCE ŞAHİT OLDU    Şirin'in akıbetini tanıdıkları bir korucuya soran aile, "Şirin'i gördüm, nezaretteydi, gözleri kapalıydı. Gittiğimde seslendim o beni tanıdı ve burada ne yaptığımı sordu. Ben de burası benim yerim asıl sen ne arıyorsun burada? diye sordum" yanıtını alır. Ancak kısa süre sonra bu şahitlikten vazgeçen korucu aldığı tehditler sonucunda  gördüğü kişinin başkası olduğunu belirtir. Aile olarak yıllarca tüm makamlara meseleyi sorduklarını dile getiren Remziye anne, davanın soruşturma aşamasında olduğunu, her yıl da şikayetlerini yenilediklerini söylüyor.     'MÜCADELEYİ BIRAKACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORLARSA....'   O günden bu yana bıkmadan, usanmadan beyaz tülbendiyle oğlunun akıbetini sormaktan vazgeçmeyen Remziye anne, "O günden bugüne hala mücadele ediyorum. Ya o devlet bize çocuğumuzu nasıl öldürdüğünü açıklayacak  ve kemiklerini verecek ya da ben her gün kapılarını çalacağım. Yani bu devlet bizim kapı kapı gezip bu mücadeleyi bırakacağımızı düşünüyorsa yanılır" diye mücadele azmini vurguluyor.     'KEMİKLERİ VERİLSE BİR NEBZE YÜREĞİM FERAHLAR'   Bir çocuğunu da Şirin kaybedilmeden 2 yıl önce yaşanan çatışmalarda yitirdiğini dile getiren Remziye anne geçen sürede hissettiği acıyı şöyle tariflemeye çalışıyor; "23 yıl geçti.. Ne hissedeyim? Eğer sen anne isen bunu anlarsın. Değilsen de ancak anne olursan anlarsın. Ben her gün kendi kendime 'Şirin nasılsın, Şirin aç mısın? Ellerin kolların bağlı mı?'diye soruyorum. Tek bir günümüz bile yok. Şirin gittiği günden bu yanan hayatımız bitti. Şimdi Şirin'in kemiklerini bulsak da benim içimden gitmez ki bu acı. Şirin nasıl öldürüldü, ne eziyetler çekti onu sormaya devam edeceğim. Belki o zaman bir nebze de olsa yüreğim ferahlar, mezarına gideriz ama Şirin'in nasıl yaşamını yitirdiğini sormaya devam ederim."     ŞİMDİ DE TORUNU İÇİN ALANLARDA   Yıllardır kayıp oğlunu bulmak için mücadele eden Remziye anne şimdi de hem oğlu hem de açlık grevinde olan torunu için sokağa çıkıyor. 8 ay önce Batman'da gözaltına alınan torunu  Azad Bayram, çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. 3 ay Batman Cezaevi'nde kalan Bayram, 5 aydır önce Van T Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. Remziye anne, kızıyla birlikte 1 Mart'tan bu yana tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan torunu için her gün Koşuyolu Parkı'nın yolunu tutuyor.    ÖNCE ÇOCUKLARIMIZ ŞİMDİ TORUNLARIMIZ...   "Ben buradan çıktığımda da direkt parka gideceğim eyleme yetişmeye çalışacağım" diyen Remziye anne, tüm tehdit ve şiddete rağmen alanda olacaklarını dile getirerek "Bizim artık korkacak bir şeyimiz yok. Çocuklarımız gitti, torunlarımız gitti..." sözleriyle de kararlılıklarını vurguluyor.    Yıllarca kayıpların akıbetini sordukları parkın şimdi de açlık grevi eylemleri için kapatıldığına dikkat çeken Remziye anne, anneler olarak yaptıkları eylemi engellemek için gelen polis sayısına şaşırdığını belirtiyor ve "Yani birkaç anne için bu kadar polis nasıl geliyor anlayabilmiş değiliz" diye ekliyor.    HAYATI MÜCADELEDEN İBARET   62 yıllık yaşamının 23 yılını büyük bir mücadele içinde geçtiğini ve başka bir önceliklerinin de olmadığı söyleyen Remziye anne, "Hayatımızda mücadeleden başka bir şey yok. Azad cezaevinde açlık grevinde annesi de ben de dışarıda eylemdeyiz. Yani hayatımızda başka bir mücadele de dert de yok" diyor.    'PARK KAPATILMIŞ BU TECRİT DEĞİL Mİ?'   Eylemin gerekçesi olan tecridi bire bir hissettiklerini söyleyen Remziye anne sözlerini şu sorularla tamamlıyor: "Ben şimdi evimden çıktığım andan itibaren her yerde polisleri görüyorum ve hiçbir yere gidemiyorum. Bu da tecrit değil mi? Kürt çocuklarını tutukluyorlar, kaybediyorlar bu tecrit değil mi? Eylem yaptığımız park kapatılmış bu tecrit değil mi?"    MA / Dicle Müftüoğlu