Yücel: Geri Gönderme Merkezi’nde avukatlara yapılanlar işkencedir 2019-05-20 16:59:29   İZMİR - Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nin avukatlara yönelik kötü muameleyi kınayan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, "Yapılanlar, işkence suçu kapsamında eylemlerdir” dedi.    İzmir Barosu, Harmandalı Geri Gönderme Merkezi çalışanları tarafından hak ihlaline maruz kalan avukatlar için basın açıklaması yaptı. Göç ve iltica alanında çalışma yürüten avukatların saatlerce görüşme odasında kilitli bırakmak da dahil olmak üzere gayri resmi olarak uygulanan pek çok hak ihlaline karşı İzmir Barosu gerekli adli ve idari yaptırımların uygulanmasını talep etti.    İzmir’in Buca ilçesine bağlı Harmandalı’da bulunan Harmandalı Geri Gönderme Merkezi önünde bir araya gelen hukukçulara, kentte mülteci alanında çalışma sürdüren Konak Kent Konseyi Mülteci Merkezi, Halkların Köprüsü Derneği, Mülteci-Der ve İnsan Hakları Derneği (İHD) de katılım göstererek destek verdi. Eylemde, sık sık “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atıldı.     ‘MERKEZ’DE YAPILAN İŞKENCEDİR’   Açıklama, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel tarafından yapıldı. Yücel, Baro’nun 2014 yılından bugüne idari gözetim altında tutulan ve adli yardım kapsamında olan kişilere ücretsiz avukatlık hizmeti verdiği ve bu bağlamda 400 kadar avukata eğitim verildiğini belirtti. Yücel, bu 400 avukatın bini aşkın dosyayı takip ettiğini ifade etti.  Yücel, 14 Mayıs 2019 tarihinde yaşanan olaya dair şu bilgileri paylaştı: "İzmir Barosu mensubu 8 avukat ve bir tercüman adli yardım görevlerini ifa etmek amacıyla geldikleri Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde hukuk dışı bir muameleyle karşılaşmışlardır. Meslektaşlarımız ve görevini yapmakta olan tercüman saat 14.00 ile 17.30 arasında hukuka aykırı olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılmış, görev yapmaları engellenmiş, müvekkillerine ve dosyalarına erişimleri imkansız kılınmıştır. İki saati aşan bir süre boyunca 8 avukat ve bir tercümanın avukat görüşme odalarının bulunduğu koridorun her iki kapısı da kapatılarak yardım çağrılarının yanıtsız bırakılması, kapının açılmasının ardından da dışarı çıkmalarının fiili müdahale ile engellenmesi,  bu süre içerisinde tuvalet, su gibi insani ihtiyaçlarını karşılama olanaklarından yoksun bırakılmaları Türk Ceza Kanunu’nun 94/2-b fıkrasında düzenlenen işkence suçu kapsamında eylemlerdir. Tüm bu süreçte yakın zamanda doğum yapmış bir meslektaşımız da sağlık sorunları yaşamıştır.”   ‘SUÇ RAPORU KABARIK’   Avukatların görevini yaparken maruz kaldığı bu olayın ilk olmadığını belirten Yücel, baronun konu hakkında rapor hazırladığını belirtti. Geri Gönderme Merkezi’nde görevini yapmaya çalışan avukatların maruz kaldığı ihlaller merkezde tutulan tüm yabancıların karşı karşıya bırakıldığı ihlallerden bağımsız olmadığını vurgulayan Yücel, merkezin bu tavrının orada tutulan yabancıların uğradığı hak ihlallerini gizlemeye, iltica hakkına ve avukatlık hizmetlerine erişimlerini engellemeye yönelik sistematik bir uygulama olduğuna dikkat çekti.    Harmandalı Geri Gönderme Merkezi tarafından görev yapmaya çalışan avukatların merkez binasına girişte çantaları arandığını, avukatların X-Ray cihazından geçmeye zorlandığını, tuvalete dahi özel güvenlik ile gitmek zorunda bırakıldığını belirten Yücel, avukatların telefonla binaya girişlerinin de idare tarafından engellendiğini ifade etti. Tüm bu olumsuz uygulamaların yanında avukatların ve yabancıların dilekçelerinin kayda alınmadığına dikkat çeken Yücel, dilekçelerin yırtıldığını, yazılı yapılan başvurulara cevap verilmediğini belirtti. Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nin ayrıca avukatlara resmi olarak tebliğ edilmeyen sık sık değişen uygulamaların olduğunu dile getiren Yücel, bu uygulamaların avukatlık mesleğini zedeleyici, onur kırıcı ve keyfi uygulamalar olduğunu vurguladı.    ‘YABANCILARIN İHLALLER KARŞISINDA RUH SAĞLIĞI BOZULUYOR’   Avukatların maruz kaldığı ihlallerin yanı sıra merkezde tutulan yabancılardan, baroya ve pek çok sivil toplum kuruluşuna kadar hak ihlali ihbarları yapıldığını aktaran Yücel, bu ihlalleri şöyle sıraladı: “İhlaller başta sağlık hizmetlerine erişememe, kötü muamele, hakaret, darp, uygun koşullarda barınamama, temizlik malzemesi ve sıcak suya erişememekten kaynaklanan yaygın bulaşıcı deri hastalıkları, yeterli beslenememe, çocukların merkezde mahremiyetten yoksun tutulmaları ve eğitim haklarından mahrum bırakılmaları, dilekçe hakkını kullanamama, avukata erişememe, gönüllü geri dönüşe zorlanma, bulaşıcı hastalık riski, hassas gruplara gerekli özen ve önceliğin tanınmaması, telefon hakkını kullanamama konularında yoğunlaşmaktadır.”    Bu muamelelere muhatap olan yabancıların, maruz kaldıkları ihlaller karşısında sınır dışı edilme tehdidi ve korkusuyla şikayetçi olamadığını belirten Yücel, yabancıların tüm bu ihlaller karsında beden ve ruh sağlığının bozulduğunu, hatta intihara varan vakalar yaşandığını söyledi.    ‘İHLALLERİ ENGELLEMEK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ’   Avukatların maruz kaldığı ihlallere ilişkin gerekli cezai, disiplin hukukundan kaynaklı ve idari başvuruların yapıldığını belirten Yücel, Geri Gönderme Merkezlerinin; ceza infaz kurumu olmadığını, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında kurulmuş idari binalar olduğunu hatırlatarak, burada bulunan yabancıların da suçlu olmadığını vurguladı. Yücel, “Geri Gönderme Merkezince avukatlara yönelik takınılan tutum ve davranışlar hukuk mücadelemizi engelleyemeyecek, aksine ihlallerin önüne geçmek için daha güçlü ve örgütlü bir mücadele sürdürülecektir. İzmir Barosu olarak söz konusu saldırıyı en ağır şekilde kınıyor, bu saldırıyı gerçekleştirenler hakkında gerekli adli ve idari yaptırımların vakit kaybetmeden uygulanmasını talep ediyoruz" dedi.