Demirtaş’tan ‘Türkiye İttifakı’ yorumu: Bizi birleştirecek olan demokrasidir barıştır 2019-04-24 20:25:48   ANKARA - HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Türkiye İttifakı”na ilişkin, “Türkiye ittifakı bizim açımızdan budur; demokrasi ve barış etrafında birleşmek. Tek adam, tek parti etrafında birleşilemez. Bizi birleştirecek olan şey demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür, barıştır” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde kurulan Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.   Hakkında hazırlanan fezlekelere dair savunmasını sürdüren Demirtaş, kendisinin bir siyasetçi olduğunu ve kendi siyasi görüşüne göre bir model önerdiğini belirtti. Fezlekelere konu olan suçlamaların siyasi görüşünün terörize edilmesinden başka bir şey olmadığını belirten Demirtaş, “Ben bugüne kadar bu mahkemede tek bir cümle bile yalan kullanmadım. Kronolojik hatalar yapmış olabilirim ama yalan konuşmadım, sadece yalanları deşifre etmeye çalıştım. Fakat herkesin aklından geçen yol yöntem başkadır. Ben kimsenin bu ülkede ısrarla savaş, kan, gözyaşı çıkarmak için, provokatörleri bir kenara bırakıyorum onlar için söylemiyorum yurttaşlarımız açısından söylüyorum. Uluslararası örgütler filan falan onları katmıyorum ortalama yurttaşlar olarak hepimiz istiyoruz. Fakat siz başka bir yol ile gerçekleşir diyorsunuz biz başka bir yol ile gerçekleşir diyoruz. Ve diyoruz ki bizim önerdiğimiz yöntem tek doğru, kalıcı ve en az zararla atlatabileceğimiz yöntemdir” dedi.   ‘SÖZ KONUSU İMRALI OLUNCA KENDİ ANAYASASINI ÇİĞNİYOR’   Fezlekede suçlama konusu olan 2011 yılında yaptığı açıklamaya değinen Demirtaş, yaptığı konuşmaya dair bilgi verdi. Demirtaş, şöyle devam etti: “Bu bir adım olur bizler gidip İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşelim kendisinin bu süreç ile ilgili görüşlerini alalım. Ada’dan döndükten sonra hükümet ile görüşelim. Hükümetin yaklaşımlarını öğrenelim ve bu adımları karşılıklı geliştirmeye çalışalım. Ölüm oruçlarını da durduracak şey bu tür diyalog ve müzakerelerdir. Ve biz bunu yapabilir bu güçlü mesajı kamuoyuna verebilirsek ‘evet konuşarak sorunları çözmek mümkündür, bu meseleyi çözümleyebilirsek akan kanı hep birlikte durdurabiliriz. Ve yeniden müzakerelerin başlayacağı zemini oluşturabiliriz. Şimdi talep bu kadar net ve kesindir. Müzakere diyorsanız bunun zeminini oluşturalım. Madem Oslo ve İmralı yeniden başlayabilir diyorsanız bırakın BDP ve DTK olarak bunun zeminini halkımızla biz hazırlayabilelim. İmralı kosteri bozuktur yalanları ile bu kadar ciddi bir süreç götürülemez. Ve ilk adım geciktirilmemelidir. Biz kanundışı, hukuk dışı siyaset dışı ya da ahlak dışı bir talepte bulunmuyoruz. Şu cezaevlerine nasıl girebiliyorsak milletvekilleri olarak İmralı Cezaevine de gitme hakkımız var ama devlet bu hakkı ve hukuku yıllardır çiğniyor. Söz konusu İmralı cezaevi olduğunda devlet kendi anayasasını yasasını kanunu çiğniyor.   AHMET KARACA O DÖNEMDE DİYARBAKIR ADALET BAKANIYDI!   Demirtaş, daha sonra MİT TIR’ları savcısı olarak da bilinen ve tutuklu bulunan Ahmet Karaca’nın hakkında hazırladığı 19 nolu fezlekeye dair savunma yaptı. Demirtaş, söz konusu fezleke için şunları söyledi: “Bir konuşma yapmışım savcı beni ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmakla’ suçlamış. Nasıl bir tanım bilmiyorum ama böyle suçlamış. Gemlik yürüyüşüne katılmak için yola çıkan bir heyetimiz Diyarbakır çıkışında durduruldu. Polis müdahalesi oldu. İdris Baluken ‘siz kimsiniz’ deyince bir polis amiri ‘sen kimsin’ dedi. Baluken ‘ben milletvekiliyim‘ deyince polis de ‘ben de devletim’ dedi. Bunlar fezlekede yok. Bu olaylar 8 Ekim’de oluyor, ben de 9 Ekim’de geliyorum Diyarbakır’a. Eş Genel Başkanım Gültan Kışanak ile birlikte bunu protesto ediyorum. Konuşmamda bir önceki günkü uygulamaları eleştiriyorum. Savcı Ahmet Karaca da fezleke düzenliyor. Bu fezlekeyi düzenleyen Ahmet Karaca o dönemde cemaat adına Diyarbakır Adliye’sinde baş sorumluydu, adliye ondan sorulurdu. Tahliyelerden tutun, tutuklamalara kadar atamalardan tutun, tayinlere kadar. O dönemde Diyarbakır’ın Adalet Bakanıydı. Peki ben bu fezlekeden yer verilen bu görüşlerimi sadece o gün orada mı savundum? Hayır, Meclis’te de savundum.   MESELE VATAN MİLLET MESELESİ DEĞİLDİR    Hani ‘Türkiye İttifakı’ deniliyor ya bugünlerde; siyasi partiler, yargı, güvenlik, bürokrasisi, ordu, Meclis, medya bir defa için barış konusunda Türkiye ittifakını  sağlayabilseydik binlerce insanımızın canını kurtaracaktık. Bambaşka bir Türkiye’yi el ele yaratacaktık. Yıl 2019. Seneye Mars’a ilk sivil yolculuk yapılacak. Biz burada ‘Selahattin Demirtaş sen 7 yıl önce Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda Öcalan ile gürüşülsün dedin mi demedin mi? Dediysen terör örgütü propagandası yapmışsın’ karikatürize etmek için söylemiyorum bunu. Gültan Kışanak şu anda Kandıra Cezaevinde. Onun yerine atanan kayyum 2,7 trilyona makam odası döşemiş. Ne yapmıştır biliyor munuz? Tarzını biliyorum. İhale alan bir iş adamına o makam odasını döşetmiştir, faturayı da başka yerden almıştır. Gültan Kışanak’ın kredi ile satın aldığı dairenin kredi borcu ya bitmiştir ya bitmemiştir ama onun yerine atanan kayyum tek kalemde 2,7 trilyon, bu milletin parasını iç etmiştir. Mesele budur bu! Vatan millet meselesi değildir. Katrilyonlarla para götürüyorlar. Devletin malı deniz, yemeyen domuz anlayışıyla saldırıyorlar. Onlar vatansever, onlar ülkenin kahramanları biz terörist, biz tutuklu, biz hapishanelerde.   BU HIRSIZLIĞA YETER DEYİN   Ankara Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek’in yerine atanan belediye başkanı, ‘ben geldiğimde hafriyat geliri aylık 30 bin liraydı, şimdi 15 TL’ dedi. Nereye gitmiş? Küçük bir kalemden söz ediyoruz. Fakat bu adamlar vatansever. Bunlar dışında ellerini kollarını sallayarak bize hakaret edecekler, fakat biz içeride ‘terörist’. Bu fezlekelerin altında yatan ruh budur. Yargı bunlara alet olmamalıdır. Özel uçakları var. Yurt dışındaki tatillerin masrafını duysanız; dudaklarınız uçuklar. Ama ‘vatanseverler’. Ne yapmaları lazım? Bunların ortaya çıkmaması için birilerinin düşman gibi görünmesi lazım. Bu hırsızlığa yeter deyin. Ne suçumuz günahımız var. Ayıp değil mi? Seneye Mars’ta koloni kurulacakken, biz bunları soracağız.   TEK ADAM TEK PARTİ ETRAFINDA BİRLEŞİLEMEZ   Kim ne kadar anlar bilmiyorum ama ‘Türkiye İttifakı’ bizim açımızdan budur; demokrasi ve barış etrafında birleşmek. Tek adam, tek parti etrafında birleşilemez. Tek ideoloji, tek din etrafında birleşilemez. Bizi birleştirecek olan şey demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür, barıştır. ‘ HDP’ye vuralım, HDP üzerinden gerilim yaratalım, ondan sonra  da hırsızlıkların üstünü örteriz’ deniliyorsa biz de direnmeye devam edeceğiz. Türkiye’ye anlatmaya devam edeceğiz.   BU BAYRAK SİZİN PİSLİKLERİNİZİ ÖRTMEK İÇİN DEĞİL   Çubuk’taki linç girişimi sonrası benim ve partimi hedef gösteren ‘Ekrem İmamoğlu Demirtaş güzellemesi yapmasaydı, seçimlerde iş birliği yaptılar da hak ettiler bunu’ minvalinde şeyler söyleyen İçişleri Bakanı denen zata hatırlatayım: Biz hiç dönmedik. İçişleri Bakanı denen zat, 2010’da cemaatin kanalında ‘yeni yapılacak Anayasa Türk’ü de Kürdü’de kucaklamak zorunda değil mi’ diyor. BDP güzellemesi yapıyordu. Yerel yönetimlerin özerkliğini savunuyor, şimdi de bu görüşlerimiz nedeniyle bize hakaret ediyor. Hesabın ne, kitabın ne, nasıl bir karanlık maddi ilişki içindesiniz devletle? Neyin üstünü örtmeye çalışıyorsunuz? Bu bayrak sizin pisliklerini örtmek için dedelerimizin kanıyla var edilmiş bir bayrak değil hepimizin ortak bayrağıdır. Çocuklarımıza güzel bir ülkeyi miras bırakalım. Yılmadık, bıkmadık, geri adım atmadık. İki buçuk yıldır 12 metrekarelik bir hücredeyim. Ama burada yazıyorum, çiziyorum, üretiyorum, vazgeçmiyorum. Çünkü özgürlük mücadelesi ilkesel bir duruş, bir yaşam felsefesidir.”   Demirtaş’ın duruşması yarın saat 10.00’da Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam edecek.