HDP’nin yürüyüşüne polis engeli: Tecridin fotoğrafı budur! 2019-02-11 11:51:02 İSTANBUL –  HDP’li vekillerin tecride karşı İstiklal Caddesi'nde yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellendi. HDP Eş Genel Başkanlarından Sezai Temelli, engellemeye "İmralı’daki tecridin fotoğrafını görmek istiyorsanız, o fotoğraf budur" sözleriyle tepki gösterirken, Pervin Buldan ise İçişleri Bakanı Soylu’ya "Milletvekillerini yürütmemekle adam olunmayacağını bilmesi gerekir" sözleriyle yanıt verdi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli ile milletvekillerinin, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 96 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'e destek amacıyla Taksim Meydanı'ndan Galatasaray'a yapmak istediği yürüyüşe polis engel oldu.    Yürüyüş öncesi Taksim Hill Otel'de bir araya gelen HDP’liler, bir süre sonra üzerlerinde "Tecrit kalksın, Leyla yaşasın" yazılı önlüklerle yürüyüşlerine başlamak üzere dışarı çıktı. Ancak otelin girişi polisler tarafından kapatıldı.  HDP’lilerle görüşen polis amiri, yapılmak istenen yürüyüşe izin vermeyeceklerini ifade etti. Polis amiri gerekçesini ise, "Ağustos 2018'den beri kimseyi yürütmüyoruz. Sizi yürütürsem şimdi ötekilere ayıp etmiş olurum" sözleriyle dile getirdi.   HDP’nin Meclis Başkanvekili ve Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise, anayasal hakları kapsmaında yürümek istediklerini dile getirdi. HDP’liler caddede yürümenin yasak olduğu yönünde polis amirinden aldıkları yanıtlara karşı, dün Atatürk Kültür Merkezi’nin temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Edoğan’ın İstiklal Caddesi’nde yürüyüp, yurttaşlara simit dağıtmasını hatırlattı. HDP'li vekiller, polis amirine “Cumhurbaşkanı olunca yasak yereine getirilmiyor mu?” diye sordu.   Yapılan görüşmelere rağmen İstiklal Caddesi’nde yürüyüşlerine izin verilmeyen HDP'liler,  caddenin ters istikametinde AKM yönüne doğru yürümeye başladı. Ama daha üç adım atmadan önleri tekrardan polis tarafından kesildi. Polis tarafından yapılan anosta yürüyüşün kanunsuz olduğu belirtilerek, HDP’lilerden dağılmaları istendi.    HDP'liler ile polis amirleri arasındaki tartışmalar uzunca bir süre devam etti.    Yürümekte kararlı olduklarını açıklayan HDP'li vekiller, ellerindeki "Tecrit Kaldırılsın, Leyla Yaşasın' pankartını açarak açıklamayı Taksim Meydanı yakınlarında açıklama yaptı.   HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, konuşmasında genel olarak şunları ifade etti:    “Bugün burada HDP Meclis grubu olarak tüm vekillerimizle birlikte Türkiye’de bir duyarlılık yaratmak için, sevgili Leyla Güven’in açlık grevinin 96'ıncı gününde, sevgili Nasır Yağız’ın 83'üncü gününde olduğu, Türkiye’de cezaevlerinde 300’den fazla tutuklu ve hükümlünün 57 gündür açlık grevinde olduğu, Kandıra’da Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’ın 27'inci gününde açlık grevini sürdürdüğü bir eylemin duyarlılığını yaratmak için bir araya geldik. Tüm vekillerimizle birlikte Taksim’den Galatasaray Meydanı’na yürümek ve açıklamamızı yapmak istedik. Bir duyarlılık yaratmaya çalıştık.    GÜVEN'İN SESİNE SES KATMAK İÇİN BURADAYIZ   Bizler, bu ülkenin bir hukuk devleti olmasını istiyoruz. Bizler bu ülkede demokrasinin inşa edilmesini demokratik bir cumhuriyetin var edilmesini istiyoruz. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, yargı bağımsızlığını savunuyoruz. Ve bütün bunların olabilmesi için tecridin bir an önce sonlanması gerektiğini dile getiriyoruz. Sevgili Leyla Güven tam 96 gündür sesini bu amaçla yükseltiyor. Onun sesine ses katmak mücadelesine ortak olmak için buradayız.    Bu mücadele tüm Türkiye'nin mücadelesidir. Bu mücadele herhangi bir taleple değil tüm Türkiye'nin demokrasi ve barış talebiyle ortaya çıkmış bir mücadeledir. O yüzden tecridin kırılmasını istiyoruz. Her hükümlünün en temel hakkı olan avukat ve aile görüşünün Sayın Öcalan’dan esirgenmesi büyük bir hukuksuzluğun en önemli mirengi taşıdır, en önemli referans noktasıdır. O yüzden tecridin kırılması Türkiye’de bir hukuk mücadelesidir.    TECRİDİN FOTOĞRAFI İÇİN TAKSİM'E BAKIN   Tecridin fotoğrafını görmek istiyorsanız bugün bu fotoğrafı sizlere sunuyoruz. Türkiye tecrit altındadır. Etrafınıza dönüp baktığınızda tecridin ne olduğunun fotoğrafını bugün size sunmuş olduk. Bir abluka altındandır Türkiye. Bugün Taksim Meydanı’nda da bu hukuksuzluk ve yasa tanımazlık bu ablukayla kendini teşhir etmiştir. İşte tecrit budur, tecrit insan haklarına müdahaledir, insan haklarını yok saymaktır. Leyla Güven açlık grevinin 96 gününde sürekli bunu dile getirdi.    Biz bu ülkeye demokrasinin, barışın gelmesini istiyorsak insan haklarından, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, yargı bağımsızlığından taraf olduğumuzu cesaretle ilan etmeliyiz. Tüm Türkiye'ye sesleniyoruz: Gelin demokrasiden, barıştan yana taraf olun. Yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını savunun. Bunu hep birlikte savunabilirsek Türkiye'nin yolu açılacaktır. Bu ceberrut anlayışın, bu Cumhur İttifakı denen bloğun geriletilmesi ancak ve ancak demokrasi cephesinde bir araya gelmemizle mümkündür. Ancak o zaman bu ülkede ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü var edebiliriz. Demokratik siyasetin önünü ancak o zaman açabiliriz. Anayasayı ihlal etmek artık olağanlaşmışsa, emniyet güçleri bunu sıradan bir olay gibi yapıp vekillerin önünü kolayca kesebiliyorsa, artık bu ülkede ne hukuk ne yargı bağımsızlığı, ne de idarenin yasaları tanıması kalmıştır. Bu bir yasa tanımazlık, bu bir suçtur. Bu suçu sizlerin önünde bu iktidar ve onun kolluk kuvvetleri işlemiştir. Biz tüm bu suçlara, adaletsizliğe, yasa tanımazlığa karşı, Leyla Güven’in sesine ses katmaya, açlık grevi mücadelesini yükseltmeye ve tecridin sonlanması için mücadelemize devam edeceğiz. Bu bir hukuk, bu bir demokrasi mücadelesidir. Bu tecridi en kısa sürede kıracağız."   BULDAN: MİLLETVEKİLLERİNİ YÜRÜTMEMEKLE ADAM OLUNMAZ   Yürüyüşlerinin İçişleri Bakanı’nın talimatıyla engellendiğini hatırlatan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da; "İçişleri Bakanı’nın milletvekillerini yürütmemekle adam olunmayacağını bilmesi gerektiğini" söyledi.    LBuldan'ın konuşmasının devamında ise şunları söyledi: "Bugün hep birlikte bir kez daha tecrit edildik. Şu anda sadece biz değil sizler de tecrit altındasınız. Bugün Galatasaray Meydanı’na gitmemiz İçişleri Bakanının talimatıyla engellendi. ‘Eğer sizi yürütürsem adam değilim” diyen İçişleri Bakanı milletvekillerini yürütmemekle adam olunmayacağını bilmelidir. Ölümleri durdurmak insan olmanın gereğidir. Ancak ve ancak ölümleri durdurmak insan olmanın gereğidir. Bizler bugün Leyla Güven’in açlık grevinin 96'ncı gününde cezaevlerinde arkadaşlarımızın açlık grevinde olduğu bir dönemde Galatasaray Lisesi önüne gidip bir farkındalık yaratmaya çalışacaktık. Ancak bugün bir kez daha gördük ki İçişleri Bakanı hukuksuz ve haksız bir şekilde milletvekillerinin gidişini engellemeye çalışmaktadır. İnsan olmak ölümlere dur demektir. İnsan olmak ölümleri engellemektir. İLKELERİMİZDEN TAVİZ VERMEDİK Bu şekilde bu ülkeyi yönetenler bilmelidir ki bizler haklı ve meşru taleplerimizi her zaman her yerde dile getireceğiz ve mücadele edeceğiz. Bu mücadele bize 40 yıldır dayatılan haksızlıklar ve hukuksuzluklar üzerinden ölümler üzerinden dayatılan meşru bir haktır. Evet biz 40 yıldır bu mücadeleyi veriyoruz Özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesini biz İçişleri Bakanından öğrenmedik. Geçmişte de bu ülkeyi yönetenler bize aynı şekilde davrandılar ama biz hiç bir zaman ilkelerimizden taviz vermedik. Bu ülkeye barışın demokrasinin adaletin özgürlüklerin gelmesi için her türlü bedeli ödedik. DİLE KOLAY 96 GÜN Bugün cezaevlerinde olan arkadaşlarımız da birer barış savunucusu olarak cezaevindeler. Leyla Güven arkadaşımız İmralı Cezaevinde Sayın Öcalan üzerindeki haksız ve hukuksuz mutlak tecridin kaldırılması için bedenini açlık grevine başlamıştır. Bugün tam 96 gündür, artık dile bile kolay olmayan bir süreçteyiz. Her an istemediğimiz durumlarla karşılaşabiliriz. Ama bizler cezaevlerinden yada açlık grevinde olan arkadaşlarımızın yaşamını yitirmesine asla izin vermeyeceğiz. İşte bunun için bugün buradayız. İşte bunun önüne geçmek için, bu farkındalığı yaratmak için bir araya geldik. KABUL ETMEYECEĞİZ Bu ülkede halkın 'benim irademdir' dediği 67 milletvekilini yürütmeyen, açıklama yapmasına izin vermeyen bir anlayışı reddediyoruz. Evet, başka yerlerde başka zeminlerde yine anayasal haklarımızı kullanarak sesimizi yükselteceğiz. Bu uygulamayı kabul etmediğimizi, bu ülkenin bu şekilde yönetilemeyeceğini, hakkın hukukun yerlerde sürüklendiği bir yaklaşımı kabul etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Bugün bir kez daha tecridin kalkması Leyla Güven’in yaşaması açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımızın barış ve özgürlük taleplerine ses verilmesi için buradayız. Açıklamanın ardından HDP'liler oturma eylemi yaptı. HDP'liler oturma eylemindeyken DTK Eş Başkanı Leyla Güven telefon ile HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ı aradı. Güven'e iyi olduklarını ve eylemleri hakkında bilgi veren Buldan, daha sonra herkesin selamlarını Güven'e iletti. HDP'li vekiller daha sonra eylemlerine son verdi.