Ölüm orucunda oğlu Hüseyin’i kaybeden anne: Başka ölümler yaşanmasın 2019-02-11 09:00:38 İZMİR - 2001 yılındaki ölüm orucu eyleminin 170’inci gününde yaşamını yitiren Hüseyin Kayacı’nın annesi Senem Kayacı, 96 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’in talebinin karşılanmasını istedi. Kayacı, “Ben Hüseyin’i kaybettim, başka ölümler yaşanmasın” dedi.  Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı ve tahliye edilmesinin ardından evinde sürdürdüğü süresiz-dönüşümsüz açlık grevi 96’ncı, cezaevlerindeki tutukluların açlık grevi de 58’inci gününde devam ediyor.    Toplumun birçok kesiminden açlık grevine duyarlılık çağrısı yapılırken 2000 yılında başlatılan ölüm oruçlarında yaşamını yitiren Hüseyin Kayacı’nın annesi Senem Kayacı da, başka ölümlerin yaşanmasına izin vermemek gerektiğini vurguladı.     ‘HÜSEYİN’İ 40 KİLO OLARAK VERDİLER’   Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) davasından hükümlü Hüseyin Kayacı, 20 Ekim 2000’de Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde ölüm orucuna başlayan 816 tutukludan biriydi. Kayacı, tutulduğu İzmir Buca Kapalı Cezaevi'nde 10 Aralık 2000’de başladığı açlık grevine 10 Ocak 2001'de ara vermiş, 29 Ocak 2001'de bu kez ölüm orucu eylemine başladı.     Ölüm orucunun 153’üncü gününde İzmir Yeşilyurt Hastanesi’ne kaldırılan Kayacı, bilinci kapandıktan sonra yapılan tıbbi müdahaleye rağmen grevin 170’inci gününde yaşamını yitirdi. Ölümünün üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen o dönem yaşananları tüm acısı ve direnciyle yaşamlarında taşıdıklarını dile getiren anne Senem Kayacı, ölümünden sonra devletin kendilerine yönelik baskısının  bitmediğini kaydetti. Baba Mehmet Kayacı ile birlikte yalnız yaşadıkları Bornova ilçesine bağlı Gökdere köyünden Konak ilçesine taşınmak zorunda kaldıklarını belirten Kayacı, “Hüseyin son günlerini hastanede geçirdi. Babasıyla birlikte her gün o hastanenin önüne gitmemize rağmen oğlumun yanına alınmıyorduk. Cezaevine girdiğinde 80 kilo olan Hüseyin’i bize 40 kilo olarak verdiler. Boğazını, parçalamış çuval gibi dikmişlerdi. Anne olarak bunları unutamam” dedi.    İKİ ÇOCUĞU CEZAEVİNDE    Mücadeleye dair her şeyi oğlu Hüseyin’den öğrendiğini ifade eden Kayacı, “Hüseyin’in hayatını kaybettiği hafta Anneler Günü haftasıydı. O günden bu yana Anneler Günü’nü kutlamıyorum. İçimizde çok acı birikmesine rağmen yine çocuklarımız inanarak hayatını kaybetti. Yine kızım Melahat MLKP davasından 12 yıl ceza aldı. 9 yıldır cezaevinde. Oğlum Uğur da iki yıldan fazladır tutuklu. Bu yaşta hastalıklarımıza rağmen her hafta hem Melahat’ı hem de Uğur’u ziyaret etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.    Tutukluların üzerinde her dönem baskıların olduğunu dile getiren Kayacı, özellikle cezaevlerindeki koşulların düzeltilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ömrümüzü bu acıların içinde geçirdik; ama artık bu baskılar son bulsun. Kimse baskıdan, açlıktan ölmesin. Can kaybı yaşanmadan devlet taleplere cevap vermeli” ifadelerini kullandı.    ‘GÜVEN’İN TALEBİ KARŞILANMALI’    Leyla Güven’in eylemine dikkat çeken Kayacı, “Milletvekili ve bir kadın açlık grevi eylemindeyse onun talebi karşılanmalıdır. Oğluma son kez sarılamamış, ona sıcak bir çorba pişirememiş olmanın acısını hiç unutmuyorum. Çocukları cezaevinde olup benim gibi hisseden yüzlerce anne var. Ben Hüseyin’i kaybettim; ama başka anneler kaybetmesin” dedi.