Cinayetleri olay tarihinde henüz çocuk olan sanık üstendi 2019-01-16 11:07:12 URFA – Urfa Suruç'ta yaşayan Boğaakça Ailesi’nden 3 kişinin öldürülüp, birinin yaralandığı olayla ilgili görülen yargılamada, işlenen cinayetleri güvenlik korucusu olan Toraman Ailesi’nin olay tarihinde 18 yaşından küçük ferdi olan sanık üstlendi. Avukatlar, diğer sanıkların cinayetleri "namus" için işlediğini söyleyen ailenin en küçük ferdine yığmaya çalıştıklarını belirtti.   Urfa'nın Suruç ilçesine bağlı Höyükyanı (Hêcek) Mahallesi’nde yaşayan güvenlik korucusu Toraman Ailesi ile ilçenin Gölcük Mahallesi’nde yaşayan Boğaakça Ailesi üyeleri arasında 13 Temmuz 2018 tarihinde çıkan silahlı kavgada Boğaakça Ailesi’nden 3 kişi hayatını kaybetmiş, biri ise yaralı kurtulmuştu. Basına "Tarla sulama sırası nedeniyle çıkan kavga" olarak yansıyan olayın arkasında Fadile Toraman ile İmam Boğaakça arasındaki gönül ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştı. Olaydan sonra devlet korumasına alınan 20 yaşındaki Fadile Toraman verdiği ifadesinde aile fertlerinin İmam Boğaakça ile görüştüğünü öğrenmeleri üzerine hakkında ölüm kararı aldıklarını anlattı. İmam Boğaakça ile nişanlanmak üzere görüştüklerini belirten Toraman, ilişkilerini öğrenen ailesinin kendisine "Ya bizim belirlediğimiz kişi ile evlenirsin ya da İmam'ı da öldürürüz" dediklerini ifade etmişti.   Fadile Toraman’ın bu ifadesi üzerine olaydan aylar sonra Höyükyanı Mahalle Muhtarı olan güvenlik korucusu Müslüm Toraman (55) ile oğulları Metin, Müslüm, Aydın, Necmettin, kardeşi Nuri ve amcaoğlu Ahmet gözaltına alınıp, tutuklanmıştı.   Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması Urfa 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görüldü.   Yaşanan silahlı kavgada Boğaakça Ailesi’nden Murat, Salih ve Ahmet kardeşler vurularak yaşamlarını yitirmiş, İmam Boğaakça ise ağır yaralandığı saldırı sonrası felç kalmıştı.    Tutuklu 7 sanık ile taraf avukatlarının hazır bulunduğu duruşma gece saatlerine kadar devam etti.   Kimlik tespitinden sonra önce sanıklardan Ahmet Toraman’ın savunması alındı. Olayla ilgisinin olmadığını ve Boğaakça Ailesi’nden kimseyi tanımadığını belirten Toraman, "Olay günü saat 08.20'de kadınların feryat sesini duydum. Muhtar Müslüm'ün avlusuna gittim. Muhtar oğullarına vurup, 'Siz beni mahvettiniz' diyordu. Sonra 3 oğlunu bir araca koydu, avludan ayrıldı. Daha sonra tekrar dönüp, aracı avluya park etti. Fadile ile İmam'ın gönül ilişkisinden haberim yoktu. Ben tutuklanıp cezaevine girince öğrendim olayın ne yüzünden yaşandığını. Benim garajımda bulunan kalaşnikofu kim oraya koydu bilmiyorum. Bana ait değil" dedi.  Müşteki avukatları Ahmet Toraman'ın garajından çıkan kalaşnikof marka silahın 14 Mayıs 2018 tarihinde yaşanan bir yaralama olayında kullanıldığını belirterek, mahkeme heyetinden bunun araştırılmasını istedi.    4 SİLAH KULLANIŞMIŞ   Mahkeme başkanı, olayda 4 farklı kalaşnikof silahın kullanıldığını belirlediklerini söylemesine rağmen, sanıklar kalaşnikof kullanmadıklarını iddia etti.    Ardından Hêcek Mahallesi Muhtarı baba Müslüm Toraman’ın savunması alındı. Olay gününü anlatan baba Toraman, kendisi ile aynı ismi taşıyan oğlu Müslüm'ün olay günü eve gelerek, ‘Ben bir olay yaptım’ dediğini, bunun üzerine tüm çocuklarına bir kaç defa tokat attığını, güvenlik gerekçesi ile olaya karışan 3 oğlunu aracı ile köyün dışında bulunan bir tarlaya bıraktığını kaydetti. Olaydan 4 ay sonra gözaltına alınıp, tutuklanan baba Müslüm Toraman, 4 ay boyunca evinde olduğunu ve ruhsatlı bir kalaşnikofunun olduğunu belirtti.    HATIRLAMADIĞINI SÖYLEDİ   Güvenlik korucusu olan Aydın Toroman ise ifadesinde, "İmam'ın yerini öğrendik. Metin ve ben, Müslüm gelmeden İmam ile konuşmaya tarlaya gittik. Bir süre sonra kavga başladı” deyip, sonrasını hatırlamadığını söyledi. Mahkeme başkanının jandarmada verdiği ilk ifadesi ile şu anki ifadesi arasındaki çelişkileri sorması üzerine ise Toraman, jandarmadaki ifadesini işkence altında verdiğini ileri sürdü.   Güvenlik korucusu sanık Metin Toroman da, savunmasında olay yerinde silah olmadığını iddia etti. Ancak müşteki avukatları olay yerinde bulunan boş fişeklerin Jandarma Kriminal Raporu’na göre Metin Toraman'ın kaleşnikofuna ait olduğunu gösteren belgeyi mahkemeye sundu.    Savunmaları alınan diğer sanıklar Nuri ve Necmettin Toraman’da yine olayla ilgilerinin olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.    CİNAYETLERİ O ÜSTLENDİ   Cinayetlerin islendiği tarihte 18 yaşından küçük olan sanık Müslüm Toraman ise, yaşamını yitiren 3 kardeşi dedesinden kalan kalaşnikof ile vurduğunu söyleyerek tüm suçlamaları üstlendi. Cinayetleri "namus" için işlediğini söyleyen Toraman, serbest kalması halinde aynı suçu yine işleyeceğini belirtti.    ‘SANIKLAR AVCI GİBİ YAKLAŞIP VURMUŞLAR’   Sanıkların savunmalarının tamamlanması sonrası davacı avukatlarının talepleri alındı. Av. Kemal Ağır, sanıklardan Ahmet Toraman'ın garajında ele geçirilen silahın daha önce hangi olayda kullanıldığının araştırılmasını talep etti. Sanıkların işlenen cinayetleri ailenin en küçük ferdinin üstüne yıkarak sorumluluktan kaçmaya çalıştığını söyleyen Av. Ağır, "Küçük Müslüm'ün neden avukatı yok. Babanın nasıl olurda İmam ve Fadile'den haberi olmaz. Yaşamını yitirenler tarlaya terlik ile gitmişler. Belli ki bir hazırlık yoktu. Ancak sanıklar avcı gibi onlara yaklaşıp vurmuşlar. Üstelik HTS kayıtları tüm sanıkların orada olduğunu gösteriyor" dedi.    Av. İbrahim Halil Badıllı da, diğer sanıkların suçtan kurtulmaları adına bir plan yaptıklarını ve olayı ailenin en küçük ferdine yığmaya çalıştıklarını belirterek tüm sanıkların tutukluklarının devamını talep etti.    SANIKLARDAN 3’ÜNE TAHLİYE   Dosya savcısı ise, mevcut delil durumu, mahkemedeki çelişkili ifadeleri dikkate alarak tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Taleplerin alınmasının ardından duruşmaya kısa bir süre ara veren heyet, açıkladığı kararlarında sanıklardan baba Müslüm Toraman ile Aydın, Metin, ve küçük Müslüm’ün tutukluluklarının devamına, Ahmet, Necati ve Nuri Toroman'ın ise adli kontrol ve yurt dışı yasağı konularak tahliyelerine karar verdi. Bir sonraki duruşma 11 Nisan'a ertelendi.