‘Seracıların yüzde 40’ı işi bıraktı’ 2019-01-11 09:02:24 MERSİN – Mersin’de yağışlardan kaynaklı seraların yüzde 70’inin sular altında kaldığına dikkat çeken Üretici Derneği Başkanı Tansel İzgi, “Sürekli çiftçiye destek verileceği söyleniyor ama hiçbir destekte verilmeyecek derecededir. Bugün birçok arazi boş. Bu işle ilgilenen çiftçilerin yüzde 40’ı bıraktı” dedi.  Mersin’de günlerdir etkili olan yağışlar bir yandan hayatı olumsuz etkilerken bir yandan da örtü altı üreticileri (sera) vurdu. Sağanak yağışın uzun sürmesinden kaynaklı kentteki seraların yüzde 70’ini su bastı. Son yıllarda ekonomik krizden kaynaklı banka ve tefecilerden aldıkları borçlardan nefes almayan çiftçiler, aşırı yağışlardan kaynaklı belleri iyice büküldü. Sıkıntılarını anlatan Akdeniz Örtü Altı Üreticileri Derneği Başkanı Tansel İzgi, hükümetin çiftçileri kaderine terk ettiğini söyledi.    ‘ÜRÜNLER ÖLDÜ’   Son iki ay çerisinde iki kez sel felaketi yaşadıklarını ve adeta sulara gömüldüklerini dile getiren İzgi, “45 gündür sürekli yağmur yağıyor. 20 gün önce çok fazla yağan yağmurdan dolayı sel yaşandı. En sonda geçen hafta bu durumu yaşadık ve hala yağışlar devam ediyor. Bu yağışlardan kaynaklı ekili arazilere sular girdi tahliye kanalları doldu. Bu kanallar suları taşıyamadı. Aşırı yağmurdan kaynaklıda seralara aşırı sular girdi ve böylelikle de ekilen ürünlerin kökleri yandı. Fideler tabiri caizse telef oldular. Akdeniz’de yaklaşık 80 bin dönüm sera arazisi var. Bunun büyük bir bölümünü de Kazanlı’da bulunan seralar oluşturuyor. Bu yağışlar ile bu seraların yüzde 70’ini bitirdi. Kalan ürünlerde de gecikme olacağı kesindir. Biten yüzde yetmişlik kısım artık ekimin olamayacağını artık ürünün vermeyeceği boyutlara getirdi. Yani öldürdü” diyerek durumu özetledi.   ‘ÇİFTÇİ ZOR DURUMDA'   Seralarda daha çok sebze üretiminin olduğunu sözlerine ekleyen İzgi, bunun nedeninin de meyvenin sebzeye oranla köklerinin daha fazla güçlü olduğunu söyledi. Çiftçinin yıllarca borç harçla ayakta kalmaya çalıştığını hatırlatan İzgi, yaşanan sel felaketi ile artık çiftçinin belini düzeltemeyeceğine vurguladı. İzgi, şöyle devam etti: “Bugün özelliklede Kazanlı’da hangi çiftçiye sorarsanız sorun yüzde yetmiş oranında bir zararı şimdiden oluştu. Bazı seralar vardır içerisine çok fazla su almasa da aşırı yağmurdan kaynaklı seranın içleri nem tutmuştur. Yani toprak doyduğu için alttan toprağın altından nem kapıyor. Çiftçiler bugün seralara giremiyor bile çamurdan kaynaklı. Batıyor çiftçiler. Yani bugün üretici şimdiden bitti diyebiliriz. Üretici zaten borçlarla dahi kendini idamı ettiremiyor. Kendi ihtiyaçlarını karşılamıyordu şimdi bu yağışlarla beraber çiftçi bırak bugün masraflarını serasına getireceği işçinin parasını dahi ödeyemeyecek duruma düştü.”   ÇİFTÇİNİN KADERİ BU   Çiftçilerin korunmasız olduğunu ve kaderine terk edildiğini vurgulayan İzgi, “Çiftçilerin durumu sürekli böyle ufak bir afet yaşadı mı büyük zararlar görür. Hükümetin de çiftçiye desteği çok az oldu, hatta hiç olmadı diyebilirim. Üreten bir çiftçi bu yıl ürün kaybından dolayı bir buçuk ay hasadını bile toplayamayacak duruma geldi. Anlayacağınız bu çiftçiler tekrar ürün yetiştirmek için tekrar bankaların yolu tutacak. Yine borç harç içine düşecek hatta faizciye düşecekler. Zaten Kazanlı’da üç beş sayılı çiftçi kaldı. Normal şartlarda da zaten çiftçi kendisini ayakta tutamıyordu. Akdeniz'de bulunan birçok çiftçi bu işi bırakmıştı. Çiftçinin kaderidir bu her sene bir afetle karşılaşıyor. Sürekli çiftçiye destek verileceği söyleniyor ama hiçbir destekte verilmeyecek derecededir. Bugün birçok arazi boş. Bu işle ilgilenen çiftçilerin yüzde 40’ı bıraktı. Zaten kriz ile uğraşıyordu bu da cabası oldu. Çiftçi hepten öldü” diye belirtti.    ‘PAZARA ETKİSİ BÜYÜK OLACAK’   Sel felaketinin pazara da etkisinin olacağını hatırlatan İlgiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yağışlardan sonra azalan ürünlerden kaynaklı birçok ürün pazara pahalı bir şekilde giriş yapacak. Ürünler pahalı olacak. Ürünlerdeki tonaj çok düşeceği için az talep ilişkisi ile ürünler artacak. Elbette ürün olacaktır ama düşünün bir üreticinin ürettiği ürünün yüzde sekseni sular altında kalmış ve piyasaya sürülen yüzde 20’lik ürün ise ne kadar olabilir. Yaşananlar iç açıcı bir durum değildir. Bu yaşanan afetten dolayı İl ve İlçe Tarım Müdürlüğü'nden gelip tespite geldiler. Bu işler öyle tespitle falan olmuyor. Sonuç olarak bu zararı karşılayabilecek ne bir maddi ne bir manevi destek sağlanmıyor. Devlet tarafından öyle göstermelik çiftçiye bir beş lira para veriyorlar. Yaptıkları bu. Oysa çiftçinin dünya kadar zararı var. Sosyal devlet anlayışında böyle bir şey yoktur. Böyle tarımsal politikalarla bir yere varamayız. Sosyal bir devlet olsaydı hem çiftçi hem çiftçinin zararında her türlü şeyini karşılayabilirlerdi. Üretime destek verirlerdi. Bu politikaların gerçekleşmesi gerekiyordu fakat maalesef bunların hiçbiri yaşanmıyor. Çiftçi kaderine terk edilmiş, açlığa mahkum edilmiş diyebilirim. Bu duruma yöneticilerin el atması gerekiyor.”    MA/Ergin Çağlar