ÖHP'li Barış ve EHB'li Tombul'un duruşması görüldü 2018-12-13 17:03:23   İSTANBUL - Tutuklu EHB'li avukat Can Tombul ilk defa hakim karşısına çıktı. Barış bildirisi imzacısı ve ÖHP üyesi Avukat Hanifi Barış için de savcı ceza istedi.    Barış bildirisi imzacısı ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi Avukat Hanifi Barış ve başka bir davadan tutuklu bulunan Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Can Tombul'un ayrı ayrı yargılandıkları davaların duruşması görüldü. Tombul'un yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tombul'un hazır bulunduğu duruşmada, çok sayıda avukat hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak söz alan Avukat Keleş Öztürk, soruşturmanın esasının Urfa'da olduğu için yetkisizlik kararı verilmesini talep etti. Avukat Gülhan Kaya da bu yetkisizlik taleplerinin nedenlerini açarak Tombul'un tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti, yetkisizlik kararı talebini ve Tombul'un tahliye talebini reddetti.    Avukat Serhat Çakmak da Tombul'un bir avukat olduğunu ve Avukatlık Kanunu'nun 28’inci Maddesine göre bu soruşturmanın usulsüz yürütüldüğüne vurgu yaparak, soruşturma için Adalet Bakanlığı'ndan izin alınmasını talep etti. Heyet bu talebi de reddetti.   ‘AVUKATLIK PRATİĞİM POLİSİN HOŞUNA GİTMEMİŞ’   Ardından savunma yapan tutuklu avukat Can Tombul, "9 yıldır avukatım. Avukatlığımın 8 yılı Ankara'da, son bir yılı ise Diyarbakır'da geçti. Avukatlığımı yaparken hak ve adalet mücadelesi verdim. Gözaltında kayıplara karşı, işkenceye karşı mücadele ettim. Kendim ise tanığı olduğum Suruç ve Ankara katliamlarına adalet gelmesi için mücadele ettim. Avukatlık pratiğim siyasi polisin hoşuna gitmemiş olacak ki böyle bir komployla karşı karşıyayım. Ankara'da tutuklanmadan kısa bir süre öncesinde gözaltına alındım. Soruşturma siyasi polis komplosuyla yürütüldüğü çok belliydi. Hasret Korucu isimli müvekkilim evden kaçtığında ailesi beni tanıdığı için ismimi söylemiş. Hasret daha önce gözaltına alındığında avukat olarak gitmiştim. Ailesinin verdiği ifade de buydu zaten, doğrudur avukatlığını yaptım. Bu soruşturma kapsamında adli kontrolle bırakıldım" dedi.   'GÖZALTINA ALINMA ŞEKLİM BİLE HUKUKSUZ'   Üzerine ifade veren tanık Can Uyanık isimli şahıs tarafından Suriye'de bir süre kaldığı ve orada eğitim aldığı yönündeki iddialara yanıt veren Tombul, "Telefonumun kapalı olduğu bir dönemde gitmişim buraya. Bu ifadeden 3 ay sonra gözaltına alındım. Gözaltına alınma şeklim bile usulsüz, siyasi polis beni aldığında savcıdan gözaltı kararı istemiş. Urfa'da alınan bir ifade için Ankara'da soruşturmayı yürüten mahkeme yetkisizlik kararı verilmeden İstanbul'a gönderilmiş, bu bile resmi evrakta sahteciliktir" diye konuştu.   'SURUÇ KATLİAMINI TAKİP ETTİĞİM İÇİN URFA EMNİYETİ BENİ HEDEF ALDI'   Tombul, tanık Can Uyanık isimli kişinin ifadesine ilişkin ise şunu söyledi: "Suruç katliamı davasını takip ettiğim için Urfa Emniyetinin benimle böyle bir kişisel husumeti vardı. Daha önce defalarca Urfa Emniyeti tarafından tehdit edildim, baskı gördüm. Sonradan öğrendim ki Urfa Emniyeti aleyhime delil üretmeye karar vermiş bile. Fotoğraflarla teşhis edilmişim bu bile hukuka aykırı. Kanunlar yasadışı usul olmasın diye düzenlenir ama teşhis işlemi bile hukuk dışı. Ve tanığın verdiği her karar gerçek dışı ve hukuk dışı olacağı bellidir. Söz konusu şahıs olmasa bile emniyet her şeyi hazırlamış. Tanık ise herkesi kod ismiyle bildiğini ama bir tek beni gerçek ismimle biliyormuş. Yasadışı bir şekilde sınırı geçerek silahlı eğitim almış olsaydım avukatlık yapıyor da olmazdım. Suruç ve Ankara katliamlarının tanığıyım. İki katliamda da mesleki faaliyetlerimi yürütmeye çalıştım. Otopsilerine katıldım, cenazelerine katıldım, bu katliamda hayatını kaybedenlerin aileleriyle görüştüm. İki katliamda da sağ kurtulmuş biri olarak o dönemde delirmemeye, sakin kalmaya çalıştım. Telefonumun kapalı olmasının nedeni de budur. Kendimi dinlemek istedim. Bugün telefon kullanmamak Suriye'de olduğumuz anlamına mi geliyor" diye sordu.    'DOSYADAKİ HUKUKSUZLUKLAR SUÇ'   Serbest kalır kalmaz sürekli olarak emniyetlerde, adliyelerde avukatlık yapmaya devam edeceğini vurgulayan Tombul, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Bu dosyada çok fazla hukuksuzluk var, suç bile değerlendirebilecek hukuksuzluklar var. Bu dosyada temiz tek şey ise benim. Adalet için buradaysak eğer tahliyemi talep ediyorum."   TANIKLAR DİNLENDİ   Avukatlar, tanık Hasret Korucu ve Tombul'un Ankara'daki ortağı Avukat Umut Açar'ın dinlenmesini istedi. Heyetin talebi kabul etmesi üzerine tanıklar dinlendi. Tanık Hasret Korucu beyanında, "Kişisel olarak tanımam Can'ı. Ankara'da benim ailemin verdiği ifade yüzünden gözaltına alındığını öğrendim. Evden kaçtığım için ailem polise gitmiş ama evden kaçmadan önce ve sonrasında Can'la ilişkim yoktur. Can için ifade vermeye giderken kaçırıldım, darp edildim, tehdit edildim. Ailem ise Can'ı daha önceki gözaltılarımdan tanır" dedi.    Tombul'un ortağı avukat Umut Açar ise, "Baktığımız dosyalar genelde hak ihlaline uğrayan insanların dosyaları. Suruç'ta ve Ankara'daki patlamalarda Can da bulunuyordu. Bu durumlar travmatik durumlar aslında, Can da o dönemde ulaşılmak istemedi ve telefonunu kapattı. Can bunu kafasını dinlemek istediğinde ara ara yapardı. Can bütün bunlardan yıprandığı için kafasını dinlemek istedi. 4-5 ay kadar sürdü bu böyle. Ve bu dönemde de ara ara büroya uğruyordu" dedi.    Tanıkların dinlenmesi ardından Savcı mütalaasında Tombul'un tutukluluğunun devamını istedi.   Mahkeme heyeti verdiği kararında, Tombul'un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma, 5 Şubat 2019 tarihine erteledi.   SAVCI MÜTALAA VERDİ   Barış bildirisi imzacısı ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi Avukat Hanifi Barış da İstanbul 29’uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada, tutuksuz avukat Hanifi Barış ve avukatı Ahmet Baran Çelik hazır bulundu. Duruşma, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını okunmasıyla başladı. Savcılık, mütalaasında Barış'ın "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla cezalandırılmasını talep etti. Avukat Ahmet Baran Çelik, esas mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep etti.    Mahkeme heyeti, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talebini kabul ederek, duruşmayı 12 Şubat 2019 tarihine erteledi. Mahkeme heyeti, Barış hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasına karar verdi.