Bilici: Tecrit suçu en çok Öcalan üzerinde işleniyor 2018-12-07 21:11:37   ANTEP – İHD Antep Şubesinin dayanışma gecesinde konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, tecrit suçunun bugün en çok PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığına dikkat çekerek, ülkeye barışın gelmesinin yolunun tecridi kaldırmaktan geçtiğini ifade etti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Antep şubesi dayanışma gecesi düzenledi. Bir konferans salonunda düzenlenen geceye İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, İHD Bölge temsilcisi Abdulselam İnceören, İHD Antep Şubesi Başkanı Salman Yergin ve HDP milletvekili Mahmut Toğrul’un yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Gecenin düzenlendiği salona ‘Kayıplar Bulunsun’ pankartı asılırken gecede insan hakları alanında çalışma yürüten kişilere teşekkür plaketi verildi. Gecede konuşan Toğrul, PKK lideri Abdullah Öcalan’a karşı uygulanan mutlak tecride karşı açlık grevine başlayan Leyla Güven’in tecride karşı bir haykırış olduğunu belirterek, “Güven tecride karşı özgürlüğün sesidir” dedi. ‘MECLİS LEYLA GÜVENİN TUTUKLANMASINA SESSİZ KALMIŞTIR’ İnsan haklarının ayaklar altına alındığı bir dönemde geçildiğini söyleyen Toğrul, zorlu günler karşısında 32 yıldır insan hakları alanında en büyük mücadele yürüten kurumun İHD olduğunu belirtti. 32 yıldır çalışma yürüten İHD’ye borçlu olduklarını aktaran Toğrul, şöyle konuştu: “Biz onların mücadelesinin her zaman yanındayız. Yaşadığımız süreçte adalet ve demokrasi askıya alınmıştır. 16 Nisan referandumundan bu yana bir rejim değişikliği yaşıyoruz. Bu rejimde tüm kararlar bir kişinin iki dudağı arasındadır. Meclis devre dışı bırakılmıştır. Çoğunluğun çoğulculuk anlayışını yok etmiştir. Meclis 25’inci ve 26’ıncı dönemde kendi milletvekillerinin onurunu koruyamamıştır. Dokunulmazlıkları kaldırarak meclisin onurunu ayaklar altına almıştır. 27’nci dönem meclisi de bugün Hakkari halkının temsiliyeti olan Leyla Güvenin cezaevine girmesine sessiz kalmıştır.” ‘TECRİT SUÇU EN ÇOK ÖCALAN ÜZERİNE İŞLENİYOR’ Toğrul’un ardından konuşan Bilici’de çözüm sürecinin bitirilmesinin ardından hak ihlallerinde çok büyük bir artışın olduğuna dikkat çekti. Başta yaşam hakkı olmak üzere, işkence, kötü muamele artarken ifade özgürlüğünün kısıtlandığını aktaran Bilici, “Demokratik siyasetin tüm kanalları kapatıldı. Cezaevlerinde baskılar arttı. Cezaevleri toplumun aynasıdır. Cezaevlerinde büyük bir tecrit dayatması var. Tecrit bir işkencedir. İşkence de insanlığa karşı işlenen suçtur. Bu suç bugün en çok Abdullah Öcalan üzerinde işleniyor. Öcalan, avukatlarıyla, ailesiyle ve vasisiyle görüştürülmüyor. Çözümün ve barışın bu topraklara gelebilmesi için tecrit kalkmalıdır. Barışın yolu tecridi kaldırmaktan geçiyor. Tecrit ülkeyi krize sokuyor. Tecrit yaşadığımız sorunların ana kaynağıdır. Bugün bu tecride karşı çıkmak amacıyla Leyla Güven açlık grevine başlamıştır. Enis Berberoğlu’na uygulanan hukuk Leyla Güven’e de uygulanmalıdır” diye konuştu.