Adalet Nöbeti: Hakimler siyasi otoritenin katibi haline geldi 2018-12-06 14:15:10 İSTANBUL - Adalet Nöbeti’nin 82’nci haftasında konuşan Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel, savcı ve hakimlerin siyasi otoritenin katipleri haline getirildiğini belirtirken, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu da, “Bu nöbetin parolası hukuk, işareti de demokrasidir” dedi. Avukatların Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılması amacıyla başlattıkları Adalet Nöbeti, 82’nci haftasında devam etti. Adliyenin Atrium alanında bulunan Themis Heykeli önünde başlayan nöbet, C kapısında yapılan açıklamayla devam etti.    Açıklamada, "Herkes için adalet" pankartı açan avukatlar, tutuklu meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.   ‘SİYASİ İKTİDAR YARGIYI YÖNLENDİRMEYİ BIRAKMALI’   İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, ülkede korku iklimi yaratılarak tüm yurttaşların esir alınmaya çalışıldığını belirtti. Türkiye’nin açık bir cezaevine çevrilmek istendiğini ifade eden Yücel, siyasi iktidarın, yargıyı yönlendirme alışkanlığını terk etmek zorunda olduğunu kaydetti. Ülkedeki adalet ihtiyacının hiçbir zaman bu denli yüksek olmadığına vurgu yapan Yücel, yargının ancak kendi içinde bir düzen sağlaması halinde adalet ihtiyacının sağlanabileceğini aktardı.    DEMİRTAŞ KARARI    İstinaf mahkemesinin Demirtaş’ın cezasını onamasına da değinen Yücel, “İstinaf eğer ‘bağımsızım’ diyorsa sırası geldi diye mi Demirtaş’ın dosyasını elinize aldınız; yoksa önünde 2 bin dosya beklerken sırf siyasi iktidar sizden bir şey istediği için mi o dosyayı aradan çekip karar verdiniz? Bu iki soruyu açıklamak zorunda” dedi.   ‘NEDEN NÖBETTEYİZ?’    Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan da, Adalet Nöbeti’nde olmalarının gerekçelerini şöyle sıraladı: “Son 15 yılda 14 bin kadın cinayeti işlendi. 10 yılda şiddetten ölen kadın sayısı 2 bin 337. 15 yılda en az bin 693 madenci, iş kazasında yaşamını yitirdi. Sadece 2017’de 2 bin 6 işçi ölümü yaşandı. Türkiye çocuk istismarı konusunda 3’üncü, çocuk evlilikleri konusunda ise dünyanın en iştahlı ülkesidir. Çocuk işçi sayısı 2 milyona ulaştı. Hayvana yöneltilen cinnet istatistiklerini kayıt altına alma ihtimalimiz bile yok. Bu tablo yaşanmasın diye nöbetteyiz.”   'HAKİMLER SİYASİ OTORİTENİN KATİPLERİ HALİNE GELDİ’   Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel de, AİHM’in Demirtaş kararının Türkiye yansımalarını kaygıyla takip ettiğini belirtti. Öcel, “Mahkeme, AİHM’in tahliye kararına rağmen siyasi çevreden etkilenerek tahliye kararını reddetti. Bu durum, Türkiye yargısının gelmiş olduğu noktayı gösteriyor. Yönlendirmelerle etkisiz hale getirilen yargı, bağımsızlık sıfatını tamamen yitirmiş; savcı ve hakimler siyasi otoritenin katipleri haline getirilmiştir. Yargı kararlarının uygulanması siyasi otoritenin onayına bağlanmışsa o ülkede mahkeme de adalet de tutuklanmış demektir. Ama bizler sonuna kadar adalet arayışımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.   ‘PAROLA HUKUK, İŞARETİ DEMOKRASİ’   İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise Adalet Nöbeti’nde demokrasi açısından her şeyi ifade ettiklerine dikkat çekerek, “Bu nöbet, demokrasiyi savunanların sessizce haykırışıdır. Biz hukuk devleti olmak istiyoruz. Bu ülkenin avukatları hukuk devleti olma yolunda mücadele veriyorlar. Bu ülkenin avukatlarının adalet arayışları, yurttaşlarının hukuk güvenliklerine dair bir hak arayışıdır. Avukatlar olarak, mücadelemizi uğradığımız zulümlere karşı yürütüyoruz. 82 hafta önce 3 meslektaşımıza özgürlük talebiyle başlattığımız bu nöbete, başka meslektaşlarımızı da katmak onlara da özgürlük talep etmek zorunda bırakıldık. Haksızlığın zulme dönüştüğü bir ortamın demokrasi olamayacağı inancıyla 82 haftadır haykırıyoruz, haykırmaya da devam edeceğiz. Çünkü bu nöbetin parolası hukuk, işareti de demokrasidir” diye konuştu.