‘Tecridin kaldırılması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız’ 2018-11-18 09:20:30   HAKKARİ / VAN - DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’e destek vermek amacıyla Van ve Hakkari’de 2 günlük açlık grevine katılan siyasetçiler, “Tecridin kaldırılması için bu noktada üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması için Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine destek vermek amacıyla Van’da girilen açlık grevi bir gününü geride bıraktı. Hakkari’de de, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il binasında HDP ve DBP’li siyasilerin başlattığı iki günlük açlık grevi devam ediyor.   Tecridin, bütün Kürtlere uygulandığını belirten siyasetçiler eylemlerinin artarak devam edeceğine dikkat çekti.    ‘BEDELİ NE OLURSA OLSUN DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ'   Tecridin 2011 yılında başladığını belirten HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, “Ortadoğu’da yeni bir şekillenme isteyen güçler bölgede bunu Erdoğan ve onun yönetiminin eliyle yapmak istedi. Bu nedenle başlatılan barış süreci de yok edildi ve masa devrildi. Bunun ardından seçilmişler, halk iradesiyle birlikte tanınmadı. Seçilenler görevlerinden alınıp binlerce insanımız cezaevlerine atıldı. Dolayısıyla; Sayın Öcalan şahsında bütün Kürtlerin değerlerini yok etmek istiyorlar. Bunun için her alanda mücadele edilmeli. Bu kapsamda cezaevi sürecinde Sayın Leyla Güven de bunun öncülüğünü yapıyor. Bu yüzden bu eylemi çok değerli buluyoruz. Bedeli ne olursa olsun bu rejim karşısında diz çökmeyeceğiz” dedi.     ‘TECRİT DEMOKRATİK ULUS SİSTEMİNE’    Tecridin, Ortadoğu halklarının üzerinde uygulandığını belirten HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede “Tecrit, Sayın Öcalan’ın felsefesine uygulanıyor. Ortadoğu’da yüzyıllık antlaşmalar miatlarını doldurmak üzere. Şu anda Ortadoğu’da böl-parçala ve kim kendisine ne kadar alabilirse politikası uygulanıyor. Emperyalistlerin petrol ve enerji kaynakları kavgası var. Bölge ülkeleri yüzyıllık zihniyetlerini devam ettirmek istiyor. Bu iki çizgiye karşı Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu demokratik ulus sistemine karşı bir tecrit var. Burada Sayın Öcalan’a karşı değil, demokratik ulus tezine karşı bir tecrit uygulanıyor. Ortadoğu’da demokratik cumhuriyetlerin, barış ve huzurun oluşmasının tek adresi İmralı’dır, muhatap ise Sayın Öcalan’dır. Bu tecridin kırılmasında Leyla Güven bir adım atarak ön ayak oldu. Biz de bundan sonra daha fazla etkinlikle, eylemle bunu sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.    ‘GÜVEN’İN YANINDAYIZ’    Güven’e büyük bir haksızlık edildiğini belirten açlık grevi aktivistlerinden Yavuz Adsız da, “Leyla Güven vekilimizdir. Bedenimizle, fikirlerimizle, düşüncemizle Leyla Güven’e destek oluyoruz ve bu tecridi de kabul etmiyoruz. Ne kadar baskı ve zulüm edilse de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Sayın Güven’in başlattığı eylemin yanındayız” dedi.    ‘TECRİT SONA ERENE KADAR EYLEM DEVAM EDECEK’    Başlattıkları açlık grevi eylemcilerini ziyaret eden Barış Annesi Fatma Turan da, “Sayın vekilimiz serbest bırakılıncaya kadar bu eylemin yanındayız. Bizler Tayyip Erdoğan’dan ve bu devletten bir şey   istemiyoruz. Sadece adalet arıyoruz. 3 yıldır Sayın Öcalan’a giden bütün yollar yasaklandı. Ne avukatları ne de ailesiyle görüştürülmüyor. Tecrit, sona erene kadar eylemlerimiz devam edecek” dedi.    Bütün Türkiye halklarının tecrit altında olduğunu kaydeden Recep Aktaş da, “Bizim gördüğümüz huzursuzluğu, zorluğu, ezilmişliği diğer halklar da çekiyor. Bunun yegane sebebi devleti yönetenlerdir. Bu yöneticiler, birliğimiz ve rahatımızı için çalışmıyorlar. Onların tek dertleri kendilerini bu halkların sırtında yaşatmaktır. Bu eylemin barışa ve huzura vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.    HDP Van İl Eşbaşkanı Yadişen Karabulak da, tecridin insanlık dışı olduğunu belirterek, “Biz kadınlar, Güven’e destek amaçlı açlık grevine girdik. Buradan bir kez daha Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kabul etmeyeceğimizi söylüyoruz” dedi.    ‘TECRİTLE HALK SAĞIR VE DİLSİZ BIRAKILDI’   HDP Van İl Yöneticisi Tayyip Sertkal da, Güven’in açlık grevini  çok önemli gördüklerini ve desteklediklerini söyledi. Binlerce  Kürt siyasetçinin cezaevlerinde olduğunu hatırlatan Sertkal, “İmralı’daki tecrit zulmün tecrididir. Leyla Güven de bu tecridin kaldırılması için açlık grevine başladı ve bu çok önemlidir” dedi. Tutukluların yanında olmak ve onları yalnız bırakmamak gerektiğine vurgu yapan Sertkal, “Devlet, tutsaklar üzerinde büyük oyunlar oynuyor ve onları tecride mahkum ediyor. Belediyelere kayyumlar atandı, milletvekillerimiz tutuklandı, bunlar kabul edilemez. Van halkı başta olmak üzere kimse bunları kabul etmiyor. AKP Kürt siyasetini nefessiz bırakmak istiyor ve ülke gündeminden çıkararak oyunlar oynuyor. Abdullah Öcalan ile görüşmeler sağlansın, ailesi ve avukatları ile görüşsün, bu halk sağır ve dilsiz bırakıldı” diye konuştu.    ‘ÖCALAN AVUKATKLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMELİ’    DBP İl Eşbaşkanı Aynur Tarhan da, “Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit, bütünen Kürt halkına yöneliktir. Bu anlamda tecridin son bulmasını, Sayın Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla derhal buluşturulmasını ve bu baskının son bulması adına Leyla Güven’in başlatmış olduğu açlık grevini destekliyoruz. Leyla Güven’in talepleri taleplerimizdir. Biz de onun şahsında tecridin son bulması adına açlık grevi başlatmış bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.    ‘TECRİDE SADECE HAK İHLALİ OLARAK BAKAMAYIZ’    HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç da, tecridin insanlık dışı bir durum olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: “Tecridin uygulanış amacı da insanlığın doğasına aykırı olan ve insanı kendisine, emeğine, çevresine yabancılaştıran bir durumdur. Tecrit, özellikle halklara karşı egemenlerin kendi gücünü kurmak ve onları tahakküm altına almak için kurdukları bir sistemdir. Kuşkusuz kişilerin kendisine, emeğine ve çevresine yabancılaşması için de etkili olan bir sistemdir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ile ilgili tecridi bu kadar basit değerlendiremeyiz. Çünkü Sayın Öcalan’a devlet tarafından bugün uygulanan tecridin birçok amacı ve boyutu var. Siyasi, toplumsal ve ahlaki olarak da şu an bir toplumun lideri; yani sadece bir insan hakları ihlali olarak bakabileceğimiz bir durum değildir” dedi.     ‘ÖCALAN, BARIŞI GETİRECEK NADİR İNSANLARDAN’    Tecridi,  “Birçok boyutuyla Kürt halkı ve Ortadoğu halkları üzerine uygulanan bir tecrittir” diye yorumlayan Sarısaç, “Sayın Abdullah Öcalan sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu’da da barışı tesis edebilecek, barışın savunuculuğunu yapacak nadir insanlardan bir tanesidir. Fakat Öcalan’ın bu tutumu ve barış için bunca mücadelesi tabi ki mevcut egemenlerin ve iktidarın işine gelmediği için sekteye uğratıldı ve barış süreci onların deyimiyle buzdolabına kaldırıldı” dedi.    ‘ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ’    Siyasi öncüler olarak görevlerinin halkın beklentisini dile getirmek olduğunu söyleyen Sarısaç, “Demokratik ülkede yaşamış olsaydık belki bunu dile getirmenin yolu farklı olacaktı; ama ne yazık ki 82’lerden başlayan ve en son çare olarak dönüşümsüz açlık grevleri, ölüm oruçları ancak bizim Türkiye’de demokratik şartlarda kendimizi ifade biçimimiz oluyor. Bu noktada Leyla Güven’in başlatmış olduğu dönüşümsüz açlık grevi önemlidir, onurlu bir duruştur. Biz de onun yoldaşları olarak halkımızı bu noktada Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Sayın Leyla Güven’in başlatmış olduğu açlık grevini destekliyoruz. Bu noktada da üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu, ülkeden barışın ve demokrasinin sağlanabilmesi için ne gerekiyorsa yapacağımızı belirtiyoruz” diye konuştu.