‘Af tasarısı geçerse, kadına yönelik tehditler artacak’ 2018-10-22 09:01:34 MERSİN - Mersin'deki kadın avukatlar, af tasarısıyla birlikte kadına saldıran ve şiddet uyguladıkları için tutuklananların serbest bırakılacağını belirterek, bu durumun kadınlar için tehditlerin devam edeceği anlamına geleceğini söyledi. Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) hazırladığı af taslağının Meclise sunulması ardından başlayan tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. 162 bin tutuklu ve hükümlünün yararlanabileceği ifade edilen taslakta cezalarda 5 yıllık indirime gidileceği belirtilirken, bu yasa kapsamında kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet suçlarından tutuklu bulunan erkeklerin bırakılması da gündemde.     ‘ŞİDDETİN DEVAM EDECEĞİ AÇIKTIR’   Avukat Azize Kurnaz, af tasarısı ile tehdit, yaralama, hakaret ve taciz düzeyinde kalmış cinsel saldırı suçlarının af kapsamına alınacağı için kadınlara yönelik tehditlerin de devam edeceğini dile getirdi. Kurnaz, “Tüm kesimleri ve özelde ise kadınları düşünecek olursak af kanunundan yararlanan adi suçluların, genelde cezaevlerinden çıktıktan sonra suç işleyip tekrardan cezaevine girmektedirler. Bu da toplumsal olarak tehlikeli bir hal almaktadır. Yani cezaevlerinden çıkan suçlular yeni suçlar işlediklerinden dolayı toplumda rehabilite olmadan tekrardan cezaevlerine girmektedirler. Cezaevlerini boşaltma amacıyla girilen bu yolda, yeni suçlar işleneceği için toplumsal huzursuzluklar baş gösterecektir. Bundan dolayı kadınların yaşadığı genel sıkıntılar devam etmiş olacaktır. Kadına yönelik şiddet, tehdit ve cinsel suçlar da bu şekilde devam edecektir” ifadelerini kullandı.    ‘BU KANUN ÇAKICI KANUNUDUR’   Af tasarısında devlet mantığının etkili olduğunu ve çıkarılacak olan affın da şahsi af olabileceğini savunan Kurnaz, “İktidar söylemlerine bakacak olursak bu affın şahsi af olduğunu söyleyebiliriz. Nasıl ki 14 Kasım 1999 tarihinde yürürlüğe giren ve bedelli askerliğe ilişkin kanun toplum nezdinde Tarkan Kanunu olarak geçtiyse; bugün de tartışılıp yasallaşması kuvvetle muhtemel olan af kanunu da Alaattin Çakıcı kanunu olarak adlandırılacaktır. Bunun da nedeni iktidarın şu anki ortağından ve istemlerinden kaynaklıdır. İkinci bir neden olarak da cezaevlerinin doluluk oranından dolayı böyle bir tasarının konuşulduğunu söyleyebiliriz. Cezaevlerinde mevcut haliyle kendi kapasitelerinin çok üzerinde mahkum bulunmaktadır. Neredeyse tüm cezaevleri kendi kapasitesinin iki katını bünyesine sığdırmıştır. Tüm bu nedenlerle iktidarlar af kanunlarına ihtiyaç duyarlar ve bununla birlikte af kanununu çıkartıp bir nevi halkın yanında olduklarını yapay bir şekilde halka hissettirmeye çalışırlar” şeklinde konuştu.   ‘KADINA YÖNELİK SUÇLAR MEŞRU GÖRÜLECEK’   Kadınlara dönük şiddet suçlarından dolayı cezaevlerinde olan erkeklerin af ile dışarı çıkma durumlarının kadınlar için açık bir tehdit olduğunu ortaya koyan Avukat Sebahat Gençtarih de, af tasarısının kadına ve çocuğa yönelik cinsel saldırı suçlarını kapsamasa da, bunun dışında kalan tüm şiddet türlerine dair suçların af kapsamına alındığını dile getirdi. Gençtarih, “Bu durumun kendisi gerek 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, gerekse taraf olunan uluslararası sözleşmelerde belirtilen şiddet ve şiddetin önlenmesine dair tanımlamalarla çelişmektedir. Bunun yanı sıra Ayrıca kadına ve çocuğa yönelik cinsel saldırı suçlarını kadına ve çocuğa yönelik diğer şiddet suçlarından ayrı tutmak bu şiddet suçlarının meşru görülmesini daha da kolaylaştıracaktır” diye konuştu.   ‘TASARI İKTİDARIN AMAÇLARI DOĞRULTUSUNDA'   Gençtarih, “Tasarıdan propaganda suçunun da çıkarıldığı söyleniyor. Dikkat edilecek olursa kin ve düşünce hürriyetine ilişkin işlenmiş suçlar veya politik suçlar hiçbir şekilde af kapsamına girmiyor ama gaspçı, hırsız, kasten yaralama ve uyuşturucu satıcısı tasarıyı sunanların gözünde topluma daha az zararlı görünüyor anlaşılan. Böylesi bir durum tasarının içeriğini açıkça ortaya koyuyor. Tasarı iktidarın amaçları doğrultusunda” dedi.   MA / Ergin Çağlar