Öcalan’ın avukatı: İmralı'da işkence hukuku işliyor 2018-10-20 16:19:22 ŞIRNAK - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride dair düzenlenen panelde konuşan Avukatı Newroz Uysal, İmralı’daki sistemin dünyada başka bir örneğinin olmadığını ifade ederek, "Orada farklı bir hukuk var. Bu hukuk da işkence hukukudur" dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak il örgütleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin panel düzenledi. “Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım” başlıklı panel, HDP binasında bulunan konferans salonunda gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü HDP İl Eşbaşkanı Zeki İrmez’in yaptığı panelde konuşmacı olarak Öcalan’ın avukatlarından Newroz Uysal ile DBP İl Eşbaşkanı Ayşe Altay yer aldı.    ‘BARIŞI ENGELLEMEK İSTİYORLAR’   Çok sayıda kişinin katıldığı panel, demokrasi ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.    HDP İl Eşbaşkanı Zeki İrmez, panelin açılışında Öcalan’ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkarılması ile başlayan uluslararası komplo sürecine değindi. Birçok devletin bu komploda parmağının olduğunu ifade eden İrmez, komplo ile birlikte Öcalan’ın Ortadoğu halkları için amaçladığı birlikte yaşam ve barış projesinin engellenmek istendiğini vurguladı.   İrmez, yıllardır süren tecritle de bunun amaçlandığını belirtip, Öcalan’ın bugüne kadar barış için atmış olduğu adımları hatırlattı.   ‘ÖRGÜTLENEREK TECRİDİ BOŞA ÇIKARABİLİRİZ’   “Tecrit ile Kürt halkının umutsuzluğa kapılmasını ve parçalanması istiyorlar” diyen İrmez, tüm yaşananlara rağmen Kürt halkının bugüne kadar temel haklarını elde etmek için mücadelesinden taviz vermediğini kaydetti.   İrmez, uygulanan tecridin hem ahlaki hem de hukuksal bir altyapısının olmadığı üzerinde de durdu. İrmez, “Öcalan’ın tecritte olduğu zaman Kürt halkının da tecritte olduğunu biliyorlar” dedi. Tecride rağmen Öcalan’ın barış ve kanın akmaması için yoğun bir çaba içerisinde olduğunu söyleyen İrmez, şöyle devam etti: “Ancak tüm girişimlere rağmen savaş konsepti devreye sokuldu ve tecrit ağırlaştırıldı. Tecridi, Kürt halkını ortadan kaldırmak için başlattılar. Bugün bizim tüm değerlerimize saldırıyorlar. Tüm bunları boşa çıkarmak için örgütlenmeli ve direnmeliyiz. Bunun için de tecridi doğru anlayıp, anlamalıyız.”   AV. UYSAL: ÖCALAN, KÜRT HALKI GİBİ DİRENİYOR   Av. Newroz Uysal ise, tecridin anlaşılabilmesi için ilk olarak uluslararası komployu anlamak gerektiğini ifade etti.   İmralı’nın fiziki koşulları hakkında dinleyicileri bilgilendiren Uysal, Öcalan’ın yıllardır tüm haklarının engellendiğini dile getirdi. Öcalan’ın iradesini teslim almak için 20 yıldır ince politikalar yürütüldüğünü söyleyen Uysal, “Kürt halkı nasıl direniyorsa, Sayın Öcalan da İmralı’da tecrit koşulları karşısında mücadele veriyor” dedi.    2 yıldır Öcalan’dan hiçbir haber alınamadığını hatırlatan Uysal, İmralı’daki sistemin dünyada başka bir örneğinin olmadığını ifade etti.    ’İMRALI’DAKİ HUKUK İŞKENCE HUKUKUDUR’   “İmralı’da hukuk yok” diyen Uysal, şunları söyledi: “Orada farklı bir hukuk var. Bu hukuk da işkence hukukudur. Bunun nedeni ise, Sayın Öcalan bir halkın önderidir. Öcalan’ın Ortadoğu halklarının birlikte barış içerisinde yaşaması için geliştirdiği projeler uluslararası güçler için bir tehdittir.”    Devletin, Kürtler ile masaya oturmaya karar verdiği zaman İmralı’nın kapısını açtığını, savaş kararı verdiği vakit ise İmralı’nın kapısını kapattığını kaydeden Uysal, “Çünkü Öcalan’ın öncü olduğunu biliyorlar” dedi.    ‘BİZİ ALIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’   Av. Uysal, konuşmasında tecrit ile birlikte çatışmalı sürecin başlamasına da değindi.   Zaman zaman Öcalan’ın sağlık durumu ve koşullarına dair halkın nabzını ölçmeye dönük olarak bilinçli bir şekilde haberler servis edildiğini belirten Uysal, bu duruma dair “Acaba toplum ne diyecek, Öcalan sahipleniyor mu yoksa sahiplenilmiyor mu diye merak ediyorlar. Bizi bu duruma alıştırmaya çalışıyorlar. Ancak toplum içerisinde tecride karşı büyük bir tepki var. Öyle ki bazı kampanyalar başlatılmış durumda” diye konuştu.   Panel, DBP İl Eşbakanı Ayşe Altay’ın tecridin toplumda yarattığı endişe üzerinde durduğu konuşması sonrası soru-cevap bölümüyle sona erdi.