Kaymakam Safitürk davası ertelendi: Dosyanın en önemli tanığı deli! 2018-09-24 18:32:09   MARDİN – Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’ün öldürülmesine ilişkin görülen davada konuşan sanık Devran Aslan, savcının yanında kafasına silah dayandırılarak ifadesinin alındığını belirtirken, diğer sanıklar emniyet amiri ve koruma amirinin neden yargılanmadığına dikkat çekti. Saftürk’ün ağabeyi Ali Haydar Safitürk ise, dosyanın en önemli tanığı olan kişinin deli olduğunu söyledi.    Mardin’in Derik ilçesinde belediyeye kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün 10 Kasım 2016’da makamına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirmesiyle ilgili açılan davanın 11’inci duruşması görüldü. 6’sı tutuklu toplam 15 kişinin yargılandığı dava duruşması Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sadece tutuklu Vedat Erol’un salona getirildiği duruşmaya, diğer tutuklu 5 kişi ise Urfa, Siverek ve Bitlis’te tutuldukları cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı. Tutuksuz yargılananların da hazır bulunduğu duruşmayı, Safitürk’ün ailesi ve avukatları ile yargılananların yakınları, Mardin Valisi Mustafa Yaman ve bazı devlet yetkilileri takip etti.    SAVCI 9 KİŞİYE 3’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ   Yapılan kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada bazı belgeler okundu. Ardından savcılık önceki duruşmada verdiği mütalaasını tekrarlayarak; tutuksuz yargılanan Saime Ateş Şerifoğlu, Mehmet Ali Yazıl, Hüseyin İzci, Abdulkadir Deniz, Ahmet Deniz, Fikret Deniz’in beraatlarını talep etti. Savcı ayrıca, tutuksuz Nursel Eser, Ziynet Erdaş, Zuhal Dalçin ile tutuklular Tahsin Erdaş, Vedat Erol, Mehmet Deniz, Devran Aslan, Fikret Baği ve Şerif Mansuroğlu’nun ise, 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet cezası ile cezalandırılmasını istedi.    SAFİTÜRK’ÜN AĞABEYİ: DOSYANIN EN ÖNEMLİ TANIĞI DELİ   Mütalaanın ardından söz verilen Safitürk’ün ağabeyi Ali Haydar Safitürk, kardeşinin öldürülmesinde başkalarının parmağı olduğunu belirtti. Safitürk, şunları söyledi: “Dosya hazırlanırken savcı beyle görüşmek istedim. Bana diyor ki; sen suyu bulandırmak istiyorsun… Emniyet amiri olan adam Kaymakam öldürüldükten sonra ambulansa bindiriyor. Ondan sonra odasına gidiyor ve eşyalarını topluyor. Bu iddianame neresinden baksanız eksik kalıyor. İşbirlikçileri de var. Bu nedenle bu iddianame bozulmalı. Mehmet Ali Gezer diye bir adam dosyanın en önemli tanığı deniliyor. Ama bakıyorsunuz dosyanın en önemli tanığı deli. Bu adam deli. Eğer bu adam yaptı ise ben yanlış anlamayın ama helal olsun diyorum. Kesinlikle bu adamın böyle bir şey yapmış olma imkanı yok, çünkü bu adam deli. Bu adam nasıl yapmış olabilir?”     Ardından söz alan İçişleri Bakanlığı avukatları da, mütalaada ceza istenen kısımlara katıldıklarını ancak hakkında beraat istenen isimlerin de üzerlerine atılı suçtan cezalandırılarak tutuklanmalarını talep etti.   ‘KAFAMA SİLAH DAYAYARAK İFADE İMZALATTILAR’   Mahkeme heyetinin mütalaaya karşı söz verdiği tutuklulardan Mehmet Deniz ise, olayla ilgisinin olmadığını belirterek, Şerif Mesutoğlu ile aralarındaki alışverişin zeytin alışverişi olduğunu dile getirdi. Vicdanının rahat olduğunu söyleyen Deniz, beraatını istedi. Gözaltında iken dosyanın önceki savcısının yanında kafasına silah dayadıklarını ve istenilen ifadenin öylece verildiğini aktaran tutuklu Devran Aslan da, “Defalarca gözaltında iken alınan ifademin ne şekilde alındığını anlattım. Kafama silah dayayarak bu ifadeyi imzalattılar” dedi.   ‘BU DAVA KUMPASTIR’   Mütalaaya karşı söz alan tutuklu Şerif Mesutoğlu ise, mütalaanın iddianameden farksız olduğunun altını çizdi. Mesutoğlu, dosyada hukuka dair bir delil olmadığını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı: “Dosyada Şerif’i merkeze aldılar. Yanında kimi götürebilirsek mantığı ile bir dosya hazırlandı. Gözaltında tehdit ettiler. Olmadık teklifler sundular. Eşimin tutuklanmasının istenmesi bile emniyetin bir komplosudur. Kaymakamın koruma polisleri aynı gün değişti. Kimse bunu sormuyor. Koruma polisler binayı ilk defa gören insanlardı. Mardin Valisi ilk önce ‘ciddi bir şeyi yok’ açıklaması yaptı. Ama ne oldu da bu insan sonra ölüme gönderildi. Bu olay sahte ifadelerle sulandırılıyor. Amaç burada bizim üzerimizden dosyayı kapatmak. Emniyet bir yalan uydurdu. Herkesi de bu yalana inandırdı. Bu dava tamamen kumpas bir davadır. Kaymakam olayında bir numaralı şüpheli kaymakamın güvenlik amiri olmalı ama ne hikmetse bunların ifadesine bile başvurulmuyor. Bu işin içinde emniyet amiri var. Ancak kimse ifadesine bile başvurmuyor. Bu işin içinde şu an salonda olan bazı kişilerin bile olduğuna inanıyorum.”     Tutuklu Tahsin Ertaş ise, Kaymakam Safitürk’ün öldürülmesi olayının, kurduğu 5 barınma merkezi ve kayyum atanması ile alakasının olmadığını belirterek, olayın perde arkasının İçişleri Bakanlığı içindeki cemaat ve AKP yapılanmasının kavgası olduğunu iddia etti. Ertaş, bahsi geçen tüm delillerin varsayımlar üzerine oluşturulan senaryolar olduğunu ifade etti.     22 EKİM’E ERTELENDİ   Ardından yargılananların avukatları savunma yaparak, ek süre talebinde bulundu. Mahkeme avukatların esasa karşı savunmalarını hazırlayabilmeleri için süre verilmesine karar vererek, duruşmayı 22 Ekim’e erteledi.     İDDİANAMEDE   İddianamede; Abdulkadir Deniz, Ahmet Deniz, Devran Aslan, Fikret Bağı, Fikret Deniz, Hüseyin İzci, Mehmet Deniz, Mehmet Ali Yazıl, Nursel Eser, Saime Ateş Mesutoğlu, Şerif Mesutoğlu, Tahsin Erdaş, Vedat Erol, Zinet Erdaş ve Zuhal Dalçin hakkında, "Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak", "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek", "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etmek", "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "Kamu malına zarar vermek", "Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirilmesi" ve "6136 sayılı yasanın 12. maddesine muhalefet" iddialarıyla  3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 23 yıldan 54 yıla kadar hapis cezası isteniyor.