Annelerden Soylu’ya: Kendi kendinizi mi yargılayacaksınız Mehmet Ağar da sizin ortağınız 2018-08-27 15:56:52   İSTANBUL - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerine tepki gösteren Cumartesi Anneleri, “Siz de haklısınız, kendi kendinizi mi yargılayacaksınız. Mehmet Ağar da sizin ortağınız. Bizi susturmaya gücünüz yetmez. Adalet arayışımız devam edecek. Annelik başka bir şey Süleyman Soylu sen bilmezsin” dedi.    İnsan Hakların Derneği (İHD)  İstanbul Şubesi ve Cumartesi İnsanları, Cumartesi Annelerinin 700’üncü hafta oturma eylemine yönelik polis saldırısını ve bu sırada kayıp yakınlarının darp edilerek gözaltına alınmasını protesto etti. Dernek binasında düzenlenen basın toplantısında “Kayıplarımız aramaktan vazgeçmeyeceğiz” pankartı ve kayıpların fotoğrafı asıldı.    Toplantıya Cumartesi Anneleri Emine Ocak, İkbal Eren, Hanife Yıldız, Maside Ocak, Besna Tosun, Hanım Tosun, Cumartesi İnsanı Mikail Kırbayır, Hüseyin Ocak, Ali Ocak, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, Garo Paylan, Oya Ersoy, Ahmet Şık, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Şeker ile çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. Basın açıklamasını İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri yaptı.   ‘KEYFİ BİR YASAKLAMAYDI’   Cumartesi Anneleri'nin 700’üncü hafta etkinliğinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından keyfi olarak yasaklandığını belirten Yoleri, “Cumartesi Anneleri ile dayanışmak için alana gelen insanlara polis şiddet uygulandı. Emine Ocak darp edildi, kayıp yakınları da dahil 47 Cumartesi İnsanı darp edilerek göz altına alındı” dedi. Yoleri, Cumartesi Anneleri'nin 23 yıldır kayıplarını bulmak için her hafta Galatasaray Meydanı’nda toplandığını ve oturma eylemi yaparak kaybedilenlerin bulunmasını ve adaletin sağlanmasını istediklerini hatırlattı.     ‘SOYLU DEVLETİN SUÇLARINI ÖRTEMEYE ÇALIŞIYOR’   Cumartesi Anneleri'nin 700 haftadır sürdürdükleri eylemin barışçıl olduğunu, siyasal aidiyet ve yönelim içermediğini belirten Yoleri, bu eylemde sadece adalet talep ettiklerini ifade ederek, “Buna rağmen bugün sabah saatlerinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı talihsiz açıklama, gerçekleri çarpıtmak, Cumartesi Anneleri’nin meşruiyetini karalamak ve devletin suçlarını örtmek amacı gütmektedir. Aynı zamandı sürmekte olan gözaltında kayıp davalarına siyasi bir müdahaledir” ifadelerini kullandı.    ‘DEVLET 31 YIL SONRA SUÇUNU İTİRAF ETTİ’   5 Şubat 2011’de Başbakan Tayip Erdoğan’ın Dolmabahçe’de Cumartesi Anneleri ile yaptıkları görüşmeyi hatırlatarak Soylu’ya seslenen Yoleri, “Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo anneye verilen söz üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu hatırlatırız. Bu raporda 31 yıl boyunca Cemil Kırbayır için pencereden atladı kaçtı diyen devlet yetkililerinin yalan söylediği ve Cemil’in gözaltındayken öldürüldüğü ve kaybedildiği kabul edilmiş. Devlet 31 yıl sonra suçunu itiraf etmiştir” diye konuştu.   ‘OCAK HAKKINDAKİ SÖYLEDİKLERİ ÇARPITMADIR’   Soylu’nun Hasan Ocak hakkında söylediklerinin de gerçeklerin çarpıtılmasından ibaret olduğunun altını çizen Yoleri, “Burada kısaca; soruşturma dosyasında mevcut Adli Tıp Raporu, olay yeri inceleme raporu, kimlik araştırmasına ilişkin tutanaklar ile dosyadaki devlet tanığının son ifadesinde olayı hatırlamadığı yönündeki beyanını hatırlatırız” diye ifade etti.    ‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’   “Cumartesi Anneleri anneliği istismar etmemekte, annelik hakkını kullanarak çocuklarının kemiklerine ulaşmaya çalışmakta ve tüm kaybedilenler için adalet istemektedirler. Bu talep hepimizin talebidir” diyen Yoleri, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cumartesi Anneleri gücünü; kayıplarına olan özleminden, kimliksiz ve kimsesiz olarak gömülen kayıplarına ulaşma çabasından almaktadır. Bitmeyen bu yas sürecinin tamamlanmasını ve adaleti sağlamak devleti yönetenlerin görevidir. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan demokratik hakların kullanımını sağlamak devleti yönetenlerin görevidir. 700'üncü haftasında Cumartesi insanlarına yönelik uygulanan keyfi yasak ve polis saldırısı 699 haftadır süren barışçıl ortamı provoke etmiş, şiddet ortamı haline getirmiştir. Bu saldırıyı bir kez daha protesto ediyor, devleti yönetenleri bu yanlıştan dönmeye davet ediyoruz. Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz!”    ‘DAVACI SIFATIYLA BURADAYIM’   Açıklamanın ardından söz alan Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır da, kayıp yakınlarının davacı sıfatıyla burada olduğuna belirterek şöyle konuştu: “Suçlu devlettir. Devleti yönetenlerdir. Ben 1980’de gözaltına alınıp işkenceyle yaşamına son verilen Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır’ım. Yaşam hakkı elinden alındığı gibi kendisine mezar verilmeyen Cemil Kırbayır’ın peşindeyiz. Devleti yönetenler Cemil Kırbayır’ı firar ettirmiştir. Bizim ısrarımız sonucu insan hakları komisyonu Cemil Kırbayır’dan hareketle dosya hazırlamış, tanıkları dinlemiş. Sonuç olarak Cemil’in gözaltında iken ağır işkence sonucu katledildiği ve cesedinin bu kişiler tarafında yok edildiğiydi. Bu rapor için suç duyurusu gönderildi. Ama hala bir yanıt hala alamadık.”    ‘CESARETİMİZİ HAKLILIĞIMIZDAN ALIYORUZ’   23 yıldan bu yana devleti muhatap alarak sessiz direnişleriyle ve haklılıklarını ifade ettiklerini belirten Kırbayır, “Bizim canlarımızı yüreklerimizi alanlar, haksızlardır. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Biz şunun ya da bunun müdahalesi altında hareket etmiyoruz. Biz irademizi ve cesaretimizi haklılığımızdan alıyoruz. Sen kaybetmişsin. Senden davacıyız. Sen bu meydandan bizi götüremezseniz. Senin görevin bizi oradan uzaklaştırmak değil, oraya gelip bizi dinlemektir. Lütfen gel ve bizi dinle” ifadelerini kullandı.   'SİZDEN EŞYA DEĞİL CANLARIMIZI İSTİYORUZ'   Daha sonra söz alan kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da, 1996’da Ankara’ya gittiğini ifade ederek, tüm yetkililerin kendisini başından savdığını belirtti. “Ben evladımı arıyorum kim bana sahip çıkarsa ben onların yanında olurum” diyen Yıldız, “Ben buraya Murat’ın annesi olarak geldim ama baktım bir sürü Murat var. Ben onların da annesiyim” dedi. Kendisinin de Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmede olduğunu hatırlatan Yıldız, “Erdoğan bizim üzerimizden boy gösterdi. Süleyman Soylu da boy gösterdi. Beni buraya benim yüreğim getirdi. Ben evladımı devlete götürdüm şimdi devletten alamıyorum. Biz sizden eşya istemiyoruz. Biz sizden canlarımızı istiyoruz” diye konuştu.   ‘ANNELİK İSTİSMAR EDİLMİYOR ARANIYOR’   25 Ağustos’un “kara cumartesi” olarak kayıtlara geçtiğini belirten kaybedilen Harettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, Soylu’ya tepki göstererek, “Annelik istismar edilmiyor. Annelik aranıyor. Emine anne Hasan Ocak’ı çukurdan çıkardı. Hangi istismardan söz ediyorsunuz? Süleyman Soylu sen bunları bilmiyor musun? Anneleri meşrulaştırmıştı senin başındaki. Sen şimdi bizim anneliğimizi inkar ediyorsun. Bizi, sizin gazınız, tüfeğiniz susturamaz. Siz de haklısınız, kendi kendinizi mi yargılayacaksınız. Mehmet Ağar da sizin ortağınız. Bizi susturmaya gücünüz yetmez. Adalet arayışımız devam edecek. Annelik başka bir şey Süleyman Soylu sen bilmezsin” ifadelerini kullandı.