Mêrdîn’de DEDAŞ tepkisi: Halka zulüm yapılıyor 2025-07-18 19:57:39   MÊRDÎN – Mêrdîn Barosu, DEDAŞ’ın bölgedeki uygulamalarına karşı yaptığı açıklamada halka zulüm yapıldığına dikkat çekerek, EPDK’den müfettiş talep edeceklerini belirtti.    Dicle Elektrik Dağıtım AŞ. (DEDAŞ) tarafından Mêrdîn’de günde 10 saati aşan elektrik kesintileri ve çiftçilerin trafolarına el konulmasına ilişkin Mêrdîn Barosu açıklama yaptı. DEDAŞ İl Müdürlüğü binası önünde toplanan Mêrdîn Barosu yöneticisi avukatların açıklamasına köylüler ile çiftçilerin yanı sıra çiftçi dernekleri de katıldı. Açıklamada köylüler taleplerini ve durumlarına işaret eden pankartlar açtı. Köylüler, sık sık DEDAŞ aleyhine sloganlar attı. Baro adına açıklamayı Mêrdîn Baro Başkanı Ahmet Duyan gerçekleştirdi.   DEDAŞ’ın kamuya verdiği zararı dile getirmek için toplandıklarını ifade eden Duyan, “Bu şirket anayasal bir suç işlemektedir. Anayasa mahkemesi içtihatlarında da belirtildiği gibi elektrik, su gibi hizmetler kamusal hizmet statüsündedir. Bu kamusal hizmetin özel bir şirket tarafından yapılmış olması hizmetin kamusallığını ortadan kaldırmamaktadır. Ve bu hizmetler hiç kimse tarafında geçici ve ya kalıcı bir şekilde kesintiye uğratılamaz. Savaş halinde dahi ülkeler, birbirlerinin elektrik ve su kaynaklarına zarar verici saldırılarda bulunmazken, bugün malum şirketin bu uygulamasının ancak ve ancak zulüm kelimesi ile tanımlayabiliriz” ifadelerini kullandı. Solunum cihazına bağlı kişilerin, çiftçilerin ve yurttaşların elektriklerinin 12 saate kadar kesildiğini ifade eden Duyan, yapılanın zulüm olduğunu ifade ederek, “Sayaç okumadan masa başında fatura tahakkuku yapıyorsan zulüm ediyorsun demektir. Tahmine dayalı tüketim hesaplaması yaparak, kaçak yaptırımı uyguluyorsan zulüm ediyorsun demektir. Günde sekiz ile on iki saate varan kesintinin adı zulümdür” diye konuştu.   'DEDAŞ DEVLETİ DE ZARARA UĞRATIYOR'   DEDAŞ’ın devleti de zarara uğrattığını ifade eden Duyan, “Kaçak fatura bedellerine ilişki devletten alınan sübvanse bedelleri usulsüz bir şekilde alınmaktadır. Kaçak tespiti ile DEDAŞ, Tarım ve Orman Bakanlığından direkt olarak sübvanse bedelini tahsil ederken, tespitin iptaline ilişkin açılan davaları kaybetmesine rağmen bu bildirimi yapmayarak devletten aldığı ücreti iade etmemektedir. Bakın, Hz. Ömer şöyle der; Devlet malı, yetimin, öksüzün, kimsesizin malıdır; ölen, yaşayan ve henüz doğmamış milyonlarca insanın hakkıdır. Biz Mardin Barosu olarak, halkımızın hakkını sonuna kadar savunacağız. DEDAŞ’ın hukuka aykırı bir uygulamasını daha dikkatlerinize sunmak isterim. Malum şirket, elektriğini kestiği köylere jeneratör dağıtmaktadır. Birçok mahkeme kararında ve bilirkişi raporlarında bu durum sabittir. Ana akımdan vermesi gereken elektriği hangi mevzuata göre jeneratörlerle verdiğini anlamak mümkün değildir” dedi.   MÜFETTİŞ TALEP EDİLECEK   Baro olarak DEDAŞ hakkında gerekli yasal girişimleri yapacaklarını ve EPDK’den müfettiş talep edeceklerini ifade eden Duyan, “Bundan sonuç almamız halinde DEDAŞ yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bundan sonuç almamız halinde burada her gün bir köy muhtarımız ve köylülerimiz ile birlikte demokratik eylem hakkımızı kullanıp, bu kesintiler bitene kadar oturma eylemi yapacağız. Şirketin bu usulsüz uygulamalarına son vermesi için, gerek tek başımıza, gerekse mülkü amirler, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri sivil toplum kuruluşları ve halkımızla omuz omuza bu mücadeleyi vereceğiz” dedi.    'FATURALARIN HEPSİ HAYALİ'   Ardından Qoser (Kızıltepe) Çiftçiler Dernek Başkanı Mikail Erbeyi söz aldı. DEDAŞ’ın uygulamalarının bölgede kangren haline geldiğini ifade eden Erbeyi, “Bu uygulamalar artık halkımızı canından bezdirmiştir. Hangi devirde yaşıyoruz. Binbir emekle, çiftçinin ürettiği mısırı, buğdayı, bulguru bu şirket nereden aldığı güçle kurutuyor. Bu sadece Mêrdîn çiftçisinin sorunu değil. Bütün ülkenin sorunudur. Hasta haliyle güneşin altında saatlerde tarımla uğraşan çiftçinin elektriğini kesmek ne demek? Bakın arkadaşlar bize aslında elektrik lazım değil. Bize lazım olan 47 yıldır gelmeyen GAP suyudur. Başka ülkelerde çiftçi çiftçilik yapsın diye ödül olarak verilen destekleri bizim memleketimizde bu desteklere bloke konuluyor. İnsanlar göç ediyor, köylüler göç ediyor. Bunun kime faydası var? Bu verimli topraklar boş kalıyor. Biz nasıl kendi kendimize yeteceğiz. Biz nasıl dışa bağımlı olmayacağız? Herkes bilsin ki, bölge halkı hırsız değildir. Hayali faturalardır. Cezalardır. DEPSAŞ’a gidelim çiftçimizin borcu yok, ama DEDAŞ’a geliyoruz hayali faturalar gönderiliyor” dedi.   Açıklama alkışlarla sona erdi.