'Çekilme' iddiaları ve dengeler 2025-04-23 09:50:59 İSTANBUL - Gazeteci Mutlu Çiviroğlu, Kürtlerin Suriye'de bir denge unsuru olduğuna işaret ederek, “Tüm farklılıkları bir arada tutan yegane güç Kürtlerdir" dedi. Gazeteci Mansur Adalı ise, Özerk Yönetim’in dış güçlere bağlı hareket etmediğini söyledi.    Kuzey ve Doğu Suriye’de 26 Nisan’da Kürt ulusal birliği konferansı gerçekleştirilecek. Söz konusu konferans, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının geleceği açısından oldukça önemli. Ortaya çıkacak sonuçlar, ülkenin nasıl bir modelle yöneticileceğini de büyük orada etki edecek. Kürtler arası birlik tartışmaları sürerken, uluslararası koalisyon güçleri ile ABD'nin bölgedeki varlığına dair haberler de yeniden gündeme getirildi.    ABD'de yaşayan gazeteci Mutlu Çiviroğlu ile gazeteci Mansur Adalı, son dönemde yaşanan tartışmaları değerlendirdi.    ‘MÜMKÜN DEĞİL’   ABD’nin Suriye’den asker çekmesinin çok mümkün olmadığını belirten Çiviroğlu, Suriye’nin ABD’nin ulusal, bölgesel ve küresel güvenliği için önemli olduğunu kaydetti. ABD ve Trump yönetiminin asker çekmeye dair doğrudan bir açıklamasının olmadığına dikkati çeken Çiviroğlu, “Başkan Trump’a üç kez Suriye’den çekilip çekilmeyeceği soruldu. Trump buna dair net bir cevap vermedi. Trump’ı yakından takip eden bir gazeteci olarak bundan anladığım; ABD’nin Suriye’den çekilmeyeceğidir. Çekilme olsaydı Trump bunu net bir şekilde söylerdi. Dışişleri Bakanı Marco Antonio Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’in açıklamasına baktığımızda da ABD’nin Suriye’den çekileceğine dair bir ibare yok. Çekilmeye dair çıkan haberleri Rojava'ya dönük bir manipülasyon olarak değerlendiriyorum. Bu durum daha çok Washington’u etkileme ve kamuoyu yaratma olarak değerlendiriliyor. Ama Washington’daki havaya baktığımızda, Suriye'den çekileceğine dair bir işaret yok. Pentagon güçlerinin bulunduğu ülkelerde rutin olarak gözden geçirme, düzenleme ve ayarlama yapıyor. Bu da normal bir durumdur” dedi.  ‘SAYI ARTTIRILDI’   Pentagon’dan yapılan açıklamaya göre; Suriye’de 2 bin civarında ABD askerinin bulunduğunu aktaran Çiviroğlu, eskiden bu sayının 900 olduğunu hatırlattı. Çiviroğlu, “Pentagon’dan yapılan açıklamada da asker sayısının azaltılacağı yönündeydi. Yani bu da eski sayı olan 900’a indirileceğidir. Zaten eskiden sayı bu kadardı, şimdi yeniden bu sayıya indirilecek. Sayının indirilmesi ya da artırılması ile çekilme çok ayrı şeylerdir” diye belirtti.    ‘KÜRTLER SURİYE'DE BİR DENGE UNSURUDUR’   Suriye’deki ABD askerinin daha çok Irak'taki ABD askeri yapısıyla koordineli çalıştıklarını aktaran Çiviroğlu, “Bu bağlamda bölgede bulunan üsler arasında takviye veya gidiş gelişler normal ve rutin şeylerdir. Burada olağandışı bir şey yok. Bu hareketlilik biraz daha Trump yönetiminin kendi güçlerini yeniden gözden geçirme, güncelleme ve Trump’ın seçmen tabanına ‘ABD askerlerinin dünyayı polis gücü olmaktan kurtaracağız’ bağlamındaki siyasetin sahaya uygulanmasıdır. Suriye, ABD için çok önemli. Çünkü İran ile Türkiye’nin nüfuzlarını artırmalarını engellemek ve de İsrail'in güvenliği açısından önemlidir. Tüm bu konular göz önüne alındığında ABD askerlerinin çıkması çok mümkün görünmüyor” diye konuştu.    Kürtlerin Suriye'de bir denge unsuru olduğuna işaret eden Çiviroğlu, “Kürtler olmadan, Alevilerin başına gelenleri dünya gördü. Dürzilerin, Alevilerin ve Suriye'deki etnik ve azınlıkların durumu belli ve tüm farklılıkları bir arada tutan yegane güç Kürtlerdir. Batı da bunu görüyor. Bu yüzden batılı güçler, Kürtlerin güçlenmesini istiyor. Bu anlamda ABD’nin değil 900 askerini bulundurması, Suriye’de bir askerinin bile bulunması sembolik olarak çok önemlidir. Dolayısıyla asker sayısının azaltılması çok önemli değildir. ABD’nin Suriye’de askeri varlığını sürdürecektir” ifadelerini kullandı.    ‘GERÇEĞİ YANSITMIYOR’   Kuzey ve Doğu Suriye’de gazetecilik yapan Mansur Adalı, “Özellikle Reqa ve Dêrazor’da DAİŞ’in varlığına son verildiği günden beri, ABD güçlerinin Suriye’den çekileceğine dair haberler yapılıyor. Kuzey ve Doğu Suriye'de tutuklu bulunan on bine yakın DAİŞ'li ve adeta pimi çekilmiş bir Hol Kampı gerçekliği var. Tüm bunlar DAİŞ'in bölgeyi tehdit eden varlığına işaret ediyor. Öte yandan Türkiye’nin Suriye'deki durumu var. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda kısa vadede ABD'nin bölgeyi terk etmesi öngörülmüyor. Suriye’de şu anda var olan hareketliliğin nedeni, koalisyon güçlerinin eskiden var olan mevzilenmelerinde bir değişime gitmesi ve ihtiyaç duymadıkları bazı noktaları boşaltmalarıdır. İsrail'in güvenliğini sağlama stratejisi üzerinden ihtiyaç duyulması halinde, farklı bölgelere de tekrar sevkiyat yapabilirler. Sahada bu yönlü bilgiler mevcuttur” dedi.    ‘KUZEY VE DOĞU SURİYE ALTERNATİFSİZ DEĞİL’   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin alternatifsiz olmadığını kaydeden Adalı, “Özerk Yönetim denge oluşturan bir konumdadır. Özellikle bölge açısından hiçbir dönemle kıyaslanamayacak düzeyde stratejik önemi artmış bulunuyor. Özerk yönetim 12-13 yıllık demokratik toplum inşasıyla her zaman kendi öz gücüne ve iradesine, toplumsal birlik, farklılıklarına dayanan bir politikayla ayakta kaldı. Hiçbir zaman dış güçlere bağlı ayakta kalma arayışı veya dış güçlere umut bağlayan bir pozisyon içerisinde olmadı. Bundan sonra da olmaz. Ama dengeleri gözeterek farklı alternatifler üzerinde farklı faaliyetler, farklı itibarlar geliştirme arayışları da olabilir. Bu konuda da alternatifsiz değiller” dedi.   MA / Esra Solin Dal