Türkdoğan: Kandil operasyonu uluslararası ve iç hukuka aykırı 2018-06-16 09:06:53   DİYARBAKIR - Kandil'e yönelik yapılan operasyonun ne uluslararası hukuka ne de Anayasa'ya uymadığını ifade eden İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "Kürt sorunu, sadece ve sadece demokratik barışçıl yollarla çözülür” dedi.   TSK'nin 3 ay önce Kandil operasyonunu başlatmasına rağmen AKP-MHP ittifakı tarafından yeni başlatılmış bir operasyon olarak lanse edildi. Kandil operasyonunu değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, başlatılan operasyonun ne uluslararası hukuka ne de Anayasa'ya göre yapıldığını belirtti. Kürt sorunun yalnızca demokratik ve barışçıl yollarla çözülebileceğine işaret eden Türkdoğan, “Operasyonlar, seçime yönelik yapılıyorsa; çok yazık" dedi.    'BU OPERASYONU HANGİ HUKUKA GÖRE YAPIYORSUNUZ'   Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta yürüttüğü askeri operasyonların önceki operasyonlardan farklı olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, "Bu operasyonlar, kalıcı askeri üsler kurularak yürütülüyor. Bu durum Uluslararası hukuka aykırı. BM'nin Güvenlik Konseyi kararı olmadan siz bu operasyonu yapamazsınız. BM'nin böyle bir kararı yok.  Türkiye ile Suriye arasında bir antlaşma yok. Türkiye ile Irak arasındaki antlaşma Saddam döneminden kalma. Bu antlaşma, sıcak sınır ötesi askeri operasyonları kapsamakta. Yani operasyon yapacaksınız ve geri çekileceksiniz. Anayasa'nın 91. maddesini okuduğunuz zaman Uluslararası hukukun meşru saydığı hallerde siz bu tür operasyonları yürütebilirsiniz. Bu operasyonun bir özelliği, yapılan operasyonla Irak sınırları içerisinde 30 km içeri doğru kalıcı ve seyyar askeri üsler yapılarak, yürütülüyor. Bu operasyonu hangi hukuka göre yapıyorsunuz" dedi.    'BU BİR SAVAŞ İLANIDIR'   Meclis'te çıkarılan Suriye, Irak sınır ötesi askeri operasyon tezkeresine de dikkat çeken Türkdoğan, "Bu tezkere sorunlu bir tezkere. Çünkü uluslararası hukuk izin verirse böyle tezkere çıkarabilirsiniz. 'İç hukukunuza göre tezkere var ve bunu yapıyorum' derseniz, bu bir savaş ilanıdır.  Başka bir ülkede eğer siz kalıcı askeri üs kurarsanız, bu dolaylı savaş ilanıdır. Kaldı ki, Sayın Cumhurbaşkanı defalarca savaş halinde olduğumuzu söyledi. O zaman iç hukukta da şöyle bir problem var. Siz savaş ilan etmemişsiniz" değerlendirmesinde bulundu.    'BAŞA DÖNEMEYİZ'   Türkiye'nin Kürt meselesini Kürt örgütleriyle savaşarak çözemeyeceğini vurgulayan Türkdoğan, "Bugün bu PKK'dir, yarın başka bir örgüttür. Kaldı ki; PKK bir sonuçtur, bir sebep değildir. Türkiye, Kürt sorunun çözmüş olsaydı, bugün PKK diye bir örgüt de olmayacaktı. Bunu ben değil herkes söylüyor" dedi. 2013 ile 2015 yılları arasında başta Erdoğan olmak üzere devlet yetkilileri Kürt meselesini tüm detaylarıyla birlikte konuştuklarını belirten Türkdoğan, "Raporlar, yayınladık. Nasıl çözülmesi gerektiğinin altını çizdik. 28 Şubat 2015'te açıklanan Dolmabahçe Deklarasyonu'na rağmen süreç bozuldu. Kıymetli bir deklarasyondu. Keşke olmasaydı. Ama şimdi başa dönemeyiz artık" dedi.    'GELECEK İKTİDARIN İRADESİNE İPOTEK KOYAMAZSINIZ'   Hükümete, "Irak, Suriye ve Kandil'e kadar askeri üsler kurdunuz. Yüzbinlerce askere ihtiyacınız var. Bunu nasıl finanse edeceksiniz? İnsan kaynağını nasıl bulacaksınız? İki halk arasında duygu kırıklığını nasıl tamir edeceksiniz?" sorularını soran Türkdoğan, şunları dile getirdi: "Bakın, kimse bu sorulara cevap vermiyor. O halde geriye bu seçenekler kalıyor. Bazı siyasi amaçlar için askeri operasyonlar yapıldığı seçeneği ortaya çıkıyor. 24 Haziran seçimine yönelik bu askeri operasyonlar yapılıyorsa; çok yazık. Çünkü gelecek siyasi iktidarın iradesine siz ipotek koyamazsınız. Bunun, Türkiye ve Osmanlı tarihinde neye mal olduğunu tarihçiler çok iyi biliyor. Bunları hatırlatmaya gerek yok."   'HESABINI NASIL VERECEKSİNİZ'   Erdoğan'ın 24 Haziran seçimlerini kazanacağının garantisi olmadığını vurgulayan Türkdoğan, " AKP-MHP'nin bu seçimi kazanacağının garantisi yok. Siz sanki seçimi kazanacakmış gibi uzun yıllara sirayet edecek bir plan ve program yapamazsınız. Hangi hukuka göre bunu yapacaksınız. Millet İttifakı'nın söylemlerine baktığımız vakit, şu anda Irak ve Suriye'de yapılan askeri operasyonlarının bir geleceğinin olmadığını gösteriyor. O zaman siz nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz? Yaşamını yitiren asker ve polislerin hesabını nasıl vereceksiniz? O bölgede çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. O sivillerin Türkiye'ye açacağı yaşam hakkı ihlali davaların hesabını nasıl vereceksiniz?" diye sordu.   Kürt meselesinin sadece ve sadece demokratik ve barışçıl yollarla çözebileceğinin altını çizen Türkdoğan, "Kolombiya, İrlanda ve Güney Afrika'da da barış anlaşması yapıldı. Aynı Türkiye, şu anda Filipinler'de üçüncü göz olarak masada bulunuyor. Siz bunu bilen devletsiniz. Dolayısıyla aynı yanlışı tekrar etmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. İnan ki elbette yeniden diyalog süreci başlayacak ve müzakereye dönüşecektir. Bu arada yaşamını yitiren binlerce insanın hesabını nasıl vereceğiz. İktidarın bence bunu düşünmesi gerekir. Bu kadar ekonomik kayba gerek olmadığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.    'BİR AN ÖNCE DURDURULSUN'   Operasyonların bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini ifade eden Türkdoğan, "Kürtler ile Türkler arasındaki birlikteliği bozacak uygulamalar yapılıyor. Bunun insan haklarına yansıması da çok ciddi anlamda ağır hak ihlali olarak karşımıza çıkıyor. Bizler her yerde yaşama hakkını savunduğumuz için kimsenin yaşamını yitirmemesi gerektiğini ve bu nedenle de bütün bu operasyonların da bir an önce durdurulması gerekir" diye konuştu.    MA / Mehmet Şah Oruç - Esra Solin Dal