Çermik'te referandum günü 2 kişiyi öldüren sanığa müebbet isteniyor 2018-04-16 09:14:55 DİYARBAKIR - Çermik'te 16 Nisan referandum günü  2 aile arasında oylama sırasında başlayan ve 2 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili tutuklu sanık M. Yıldız hakkında "müebbet hapis" istemiyle dava açıldı. İfadelerinde AKP'li olduklarına vurgu yapan tutuklu sanığın Başbakan'a gönderdiği mektup da iddianamede yer aldı. Diyarbakır'ın Çermik İlçesi'ne bağlı Yabanardı köyünde 16 Nisan 2017'da yapılan referandum için kurulan sandıkta, köy muhtarı H. Yıldız'ın oy kullanmaya gelinleri engellemesiyle başlayan ve okulun bahçesine taşınan olay da Abdurrezzak Yıldız ve oğlu Şeyhmus Yıldız'ı öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.    Aileler arasında daha önce yaşanan anlaşmazlık, referandum günü köy muhtarı H. Yıldız'ın gelini ve aynı zamanda yeğeni olan H. Yıldız'a oy verme işlemi sırasında müdahale etmesiyle büyüdü. Okul içinde yaşanan tartışmanın okulun bahçesinde kavgaya dönüşmesi üzerine,  olayı duyan muhtarın oğlu eski köy korucusu M. Yıldız iddiaya göre yanında getirdiği tabanca olayın yaşandığı okulun bahçesinde bekleyen köy korucusu amcası Abdurrezzak Yıldız ile oğlu Şeyhmus Yıldız'a mermi yağdırdı. Bunu gören yarıların yakınları M. Yıldız'ı darp etti. M. Yıldız (37)  çevrede bulunan korucu ve askerlerin yardımıyla evine götürülerek gözaltına alındı.     'KOMUTANIM BEN DEVLET İÇİN VURDUM HAPİS YATACAĞIMI BİLİYORUM'   İdris Yıldız isimli yurttaş ise, olayda ağır yaralanan Şeyhmus Yıldız'ı tedavi için Çermik Devlet Hastanesi'ne götürdüğü 02 AB 510 plakalı  aracın  köy içinden geçtiği sırada  kimliği belirlenmeyen kişiler tarafından uzun namlulu silahla  taranması sonucunda yaşamını yitirdi.  Toplam 3 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarda en az 7 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı. Jandarma olaydan sonra korucularla birlikte evinde gözaltı işlemi yaptığı şüpheli eski köy korucusu M. Yıldız ile  olaya ilişkin yaptığı görüşmeye ilişkin tutanak tuttu.  2'si asker ve 3'u korucu olmak üzere 5 kişinin imzasının yer aldığı tutanakta,  şu ifadelere yer verildi, "Şüpheli Mehmet Yıldız'ın yerde yatar şekilde durduğu görüldü, Şüpheli M. Yıldız'a neden maktuller Abdurrezzak Yıldız  ile  Şeyhmus Yıldız'ı  sorulduğunda 'Komutanım ben devlet için vurdum. Hapis yatacağımı biliyorum' şeklinde beyanında bulundu. (Yaralanmasına rağmen kendinde olan bir insan gibi konuşabiliyordu). Şüpheli M. Yıldız'a kim tarafından darp edilerek bıçaklandığı sorulduğunda;  'Kim olduğunu biliyorum. Arbede sırasında ben silahla ateş ettikten sonra Osman Kılıç elimden silahı aldı. Silah ne olduğu bilmiyorum" şeklinde beyanda bulunduğu. Tutanak tarafımızca tanzim edilerek doğruluğu taraflarca okunduktan sonra müştereken imza altına alındı"  denildi.      SAVCILIK VE HÂKİMLİKTE İFADE VERMEDİ    Şüpheli M. Yıldız,  20 Nisan 2017'de çıkarıldığı Çermik Cumhuriyet Başsavcılığı ve Sulh Ceza Hâkimliğinde sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ifade vermedi.  M. Yıldız,  ifadelerinde "Şu an sağlık durumum el vermediği için ifade verecek durumda değilim.  Sağlıklı düşünemiyorum. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmemekle daha sonra ifademi vereceğim" şeklinde ifade verdi. Şüpheli ifadesinin ardından 20 Nisan'da tutuklandı.    BAŞBAKANA  MEKTUP :  SİZE AKLEN VE KALBEN İNANMIŞ OLMANIN KARŞILIKSIZ BEDELİNİ..   Sanık tutuklu olduğu cezaevinde 24 Ekim 2017'de Başbakan Binali Yıldırım'a hitaben BİMER aracılığıyla yazdığı ve BİMER'in dava dosyasına konulan dilekçede şu ifadelere yer verildi, "Sayın Başbakan Bin Ali Yıldırım, Değerli Büyüğüm; şahsen size rahatsızlık verdiğim için özrümün kabulünü arz ederek mağduriyetimi bilginize sunmak istiyorum. İçinde yaşadığımız bölgenin sosyal şartları malumunuzdur. Aile olarak milli iradeye ve milli iradenin her türlü zorbalığa üstün gelmesini temin edenlerin yoluna teslim olmuş, baş koymuşuz. Yaşanan talihsiz olayın kesinlikle bizim kusurumuzdan kaynaklanmadığını bilmeniz bizim en büyük arzumuzdur. Müessif vakada vefat eden şahısların referandum günü seçim mahalline kaleşnikoflarla gelmeleri ve çok daha ağır bir neticeye sebebiyet verecek girişimler babamın dikkati sayesinde atlatılmış; fakat, gönül verdiğimiz yolda gösterdiğimiz irade karşı tarafı zorbalığa devam etmekten alıkoymamıştır. Jandarmanın müdahalesiyle kalleşnikoflar görünmez hale getirilmiş, fakat sizlere hizmet düştür. Ailem ve babam aleyhine tertip yoğunlaşarak fiili saldırıya dönmüştür.    Babamın saldırıdan kurtarma girişiminde bulunduğunda 20 kişinin bıçaklı ve taşlı linç girişimine uğraması karşısında müessif olay meydana gelmiştir.  Siz büyüklerim bilmesini istediğim tek naçiz husus maktul şahısların insanların serbestçe tercihlerini yapma istediğini zorbaca engelleme girişimine karşı koymamız sebebiyle bu vaka meydana gelmiştir. Size aklen ve kalben inanmış olmamızın karşılıksız olarak bedelini ödememiz kaderimiz ise hiç gocunmadan bunu ödemeye hazır olduğumu da bilmenizi isterim.  Saygılarımla "   MAHKEMEYE DİLEKÇE GÖNDERDİ: BABAM VE KARDEŞİM AKP MÜŞAHİDİ    Sanık M. Yıldız, mahkemeye çıkmadan önce yargılamaya bakan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne hitaben yazdığı ve dava dosyasına konulan dilekçede karşı tarafını ve ölen kişileri suçlayan ve bu kişilerin kendisine saldırdığını savundu. Sanık mektubunda kendisini özetle şöyle savundu, "Sayın Başkanım ülkemiz genelinde 16 Nisan 2017'da yapılan referandumun ülkemizin geleceği için çok önemli olduğu açıktır. Devleti yıkmak amacıyla kurulan örgüt mensuplarının seçim öncesi hain fikirler peşine düşmeleri neticesi, son derece üzücü bir olay meydana gelmiştir.  Babam ve kardeşim AKP müşahidi olarak görev yapmaktaydılar. Oylar çalınmasın, insanlar düzgün oy kullansın diye titizlik göstermişler" iddiasında bulundu.    ÖNCE OLAYI ANLATTI SONRA İSE İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ    Köy muhtarı ve aynı zamanda kayın babası olan H. Yıldız tarafından oy kullanması engellenen H. Yıldız, olaydan sonra jandarmada verdiği ilk ifadesinde "Oyumu tam sandığa atacağım sırada karşımda duran Hıdır Yıldız saçımdan tutarak beni yere itti. O sırada orada görevli olan abim Salih Yıldız araya girdi.  Hıdır Yıldız abime de vurmaya başladı ve darp etti. Daha sonra oğullarına seslenerek 'gelin bunları vurun' dedi.  Daha sonra okulun bahçesinde silahlar atılmaya başladı. Mehmet Yıldız'ın babam Abdurrezzak Yıldız ve ağabeyi Şehmus Yıldız'a ateş ettiğini gördüm.  Bu olayda babam Abdurrezzak Yıldız ve ağabeyim Şehmus Yıldız'ın ölmesine neden olan kişi H. Yıldız'dır. Şikâyetçi ve davacıyım. Kanun önünde cezalandırılmasını istiyorum" şeklinde ifade verdi. Bir süre sonra savcılıkta ifadesini değiştiren H. Yıldız, amcası ve kayınbabası olan köy muhtarı H. Yıldız'ın oy kullanma sırasında kendisine müdahale etmediğini, kendisine yardım etmek isteyen H. Yıldız'ı yanlış anladığını, kavganın bu nedenle çıktığını söyledi. H. Yıldız, ifadesindeki çelişki üzerine sorulan soruya ben olayın şoku ve üzüntüsü içerisineydim. O yüzden nasıl beyanda bulunduğumu hatırlamıyorum.  Şimdi verdiğim ifade doğrudur" dedi.     SANDIK BAŞKANI VE TANIKLAR,  MUHTAR OY KULLANMAYI ENGELLEDİ    Olaya ilişkin tanık olarak ifade veren Sandık Başkanı H. Yaman, oy verme işlemi sıradasın da tanımadığı ve ismini bilmediği bir kadının (H. Yıldız)  geldiğini, o zarfını sandığa atacağı sırada, sandığın yanında bulunan Yabanardı köy muhtarı H. Yıldız isimli kişinin kolunu tutarak kendisine doğru çektiğini söyledi. Kadının buna tepki göstermesi üzerine kendisinin yerinden kalkarak muhtarın kolundan tutup kendisine doğru çekerek, muhtara "Sen kimsenin kullandığı oya karışamazsın" dediğini kargaşa ve kavganın bundan sonra başladığını söyledi.     Sandık başkanı H. Yaman, "Okul dışında 5-6 korucu vardı, ben bu koruculara yardıma gelin diye bağırdım, ancak hiç biri yanıma gelmedi" dedi.  Ben CHP'nin Yabanardı köyü müşahidi olarak sandık başında bulunmakta olan S. Yıldız, ifadesinde akrabamız H. Yıldız, oy kullanmak için sandık başına geldiği oy zarfını tam sandığa bıraktığı sırada sandığın yanında duran köy muhtarı tarafından engellenmesi nedeniyle olayın çıktığını söyledi. S. Yıldız,  olayı duyan M. Yıldız'ın yanında getirdiği silahı belinden çıkararak bahçede bulunan  Şeyhmus Yıldız ve Abdurrezzak Yıldız'a ateş ettiğini gördüğünü belirtti.    MUHTARA 'ÖLDÜRMEYE AZMETTİRMEKTEN' TAKİPSİZLİK    Çermik Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe veren Kadir Cındık,  daha önce verdiği ifadesini olayın sıcaklığıyla verdiğini ileri sürerek ifadesini şöyle değiştirdi, "Tartışmaya müdahale ettiğimiz sırada Mehmet Yıldız isimli şahıs geldi ve okul bahçesinden belinden çıkardığı  tabanca ile Abdurrezzak Yıldız ve Şehmus Yıldız'a iki el ateş etti... Şeklinde beyanda bulunmuşsam da daha sonra sakin bir kafa ile düşündüğümde olayın tam olarak olayın bu şekilde olmadığını hatırladım.   Ben Mehmet Yıldız'ın ateş ettiğini görmedim" dedi. Olaya ilişkin şüpheli sıfatıyla jandarmaya ifade veren köy muhtarı H. Yıldız,  suçlamaları reddederek, "Karşı tarafı vurmak için herhangi bir yönlendirmede bulunmadım.  Çocuklarımı dışarıdakileri vurmak için yönlendirmedim. Kimseyi öldürme kastıyla azmettirmedim" diye ifade etti.      Çermik Cumhuriyet Savcılığı, Köy muhtarı H. Yıldız hakkında çocuklarını galeyana getirerek Abdurrezzak Yıldız ve Şeyhmus Yıldız'ı "Kasten öldürme suçuna azmettirme" suçundan açılan soruşturmada, kamu davasını açılmasını gerektirecek şüphede delil bulunmadığından takipsizlik kararı verdi.    2 CİNAYETLE SUÇLANAN SANIK 'KASTEN ÖLDÜRME'DEN SUÇLANIYOR   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak 2 kişiyi öldürmekle suçlanan tutuklu sanık M. Yıldız hakkında "Kasten öldürme", "Ateşli Silahlar Yasasına Muhalefet"  suçlarını işlediği gerekçesiyle müebbet hapis ve  1 yıldın 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.  Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, bütün soruşturma evrakı değerlendirildiğinde, şüpheli M. Yıldız'ın babası köy muhtarı olan babası H. Yıldız'ın oy kullanmakta olan bir seçmene haksız müdahale etmesi sonrasında çıkan olaylarda silahla maktuller Şeyhmus Yıldız ve Abdurrezzak Yıldız'ı ateş ederek öldürdüğü anlaşıldığı belirtildi.  Olaya ilişkin tanık ifadelerinde,  şüpheli M. Yıldız'ın yanına getirdiği silah ile önce amcası Abdurrezzak Yıldız'ı ardından amcasının oğlu Şeyhmus Yıldız'a ateş ederek öldürdüğü şeklinde ifadelere yer verildi. İddianamede, şüpheli M. Yıldız'ın olayda kullandığı silahın yasak nitelikteki ateşli silahlardan olduğu, olay yerinde elde edilen 4 adet boş kovanın bu silahtan atıldığı belirtildi.  Şüpheli Yıldız'a ait kıyafetler üzerinde yapılan incelemede atış artıklarına rastlandığı kaydedildi. İddianamede, M. Yıldız'ın iddianamede belirtilen sevk maddelerinde cezalandırılması talep edildi.    ÖLEN KÖY KORUCUSUNUN SİLAHI KAYIP    Çermik Cumhuriyet Başsavcılığı, olaydan sonra yaralı Şehmus Yıldız'ı  hastaneye götürdüğü  aracın taranması sırasında yaşamını yitiren İdris Yıldız'ın ölümü ilgili yürütülen soruşturmayı bu davadan ayırdı. Çermik Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili 6 şüpheli hakkında yürüttüğü  "Kasten öldürme" ve "mala zarar verme"  suçlarından yürüttüğü soruşturmayı İdris Yıldız'ın faillerin tespit edilmemesi ve bu olayın davamın da köy muhtarı H. Yıldız'ın evine kimin ateş ettiğinin tespit edilmediği, faili tespit edilemeyen bu olaylar ile M. Yıldız'ın katıldığı olayın soruşturmalarının ayrı ayrı yürütülmesine karar verdi. Jandarma, M. Yıldız'ın olay sırasında öldürdüğü geçici köy korucusu amcası Abdurrezzak Yıldız'a zimmetli kaleşnikof marka silahın Çermik Gürüz Jandarma Komutanlığına kayıtlı olduğunu, silahın olaylar sırasında kaybolduğu yapılan bütün aramalara rağmen bu silahın bulunamadığını ve bu silahın köyde çıkan olaylarda kullanıldığının değerlendirildiğinin ilişkin tutanak tuttu.    'SEÇİMDEN 1 GÜN ÖNCE HDP LEHİNE GÖSTERİ DÜZENLEDİLER'   Tutuklu sanık M. Yıldız, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Mart ayında görülen davanın ilk duruşmasında hakim karşısına çıkarak ilk kez burada savunma yaptı. Sanık savunmasında üzerine atılı suçlamaları reddederek, özetle şunları söyledi, "Olayda ölen yakınlarım seçimden bir gün önce PKK ve HDP lehine gösteri düzenledi.  Bayraklarını astılar.  Karşı taraf diye adlandırdığım ölen ile yakınları bizi öldüreceklerini, 40 kişi öldüreceklerini söylemiştir. Bunlar kulağıma geldi.  Babam köy muhtarıdır, karakola şikâyet etti. Oy kullanmaya gittiğimde sağda ve solda ölenler ve yakınları durmuşlardı. Oyumu kullandım.  Eve varır varır varmaz büyük bir ses duydum. Okula doğru kuştum.  Geldiğimde okulun bahçesinde büyük bir taş darbesi ile başıma vurdular.  Düştüm. Abdurrezak'ın elinde silah vardı. 5-6 yerimde bıçak darbesi aldım.  Taşlı, sopalı ve bıçaklı linçe maruz kaldım. Olaydan sonra akrabalarımın evine uzun namlulu silahlarla ateş açıldı.  Evime ateşe veriyorlardı. Ben kimseye ateş etmedim.  Üzerimde tabanca yoktu. Tabanca karşı tarafa aittir. Ölenlerin kim tarafından nasıl vurulduklarını bilmiyorum ama ben vurmadım. Suçsuzum beraatımı istiyorum. Jandarma dikkatli olsaydı bu olay olmazdı" dedi.   Sanık, jandarma ile yaptığı mülakat tutanağındaki sözlerini kabul etmeyerek, "Ben böyle bir şey demedim. Kendinde değildim,  yaralıydım,  bu tutanağı kabul etmiyorum.  Köy korucusuyum olay sırasında görevden alınmıştım" iddiasında bulundu.  Mahkeme sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, davayı Mayıs ayına erteledi. Mahkeme, olayda ölen Abdurrezzak ve Şehmus Yıldız'ın davaya müdahillik taleplerini kabul etti.   MA / Deniz Tekin