Gözaltında ihraç edildi: Hatay baskı altında 2018-02-25 09:12:46 HATAY – Barış talebinin bedelini ihraç edilerek ödediğini belirten eğitimci Gülizar Işık Çay, “Hatay halkının yüzde 70-80’i savaşa karşıdır. Ancak zorla iş yerlerine bayrak dağıttılar, halkın savaştan yana görünmesi için büyük baskı yapılıyor” dedi.  Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve bağlı grupların 20 Ocak günü başlattığı Efrin operasyonuna tepki gösterenler ve eleştirenler ya gözaltına alınıyor ya tutuklanıyor ya da ihraç ediliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Hatay Şubesi’nin 22 Ocak’ta savaşa karşı düzenlediği basın açıklamasına katılanlardan biri olan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi Gülizar Işık Çay, gözaltına alındı hemen akabinde ise ihraç edildi.   Bu ülkede barış istemenin bedelini ihraç edilerek ödediğini belirten Işıkça, her şeye rağmen barıştan yana olmaya devam edeceğini söyledi. 17 yıllık eğitim emekçisi Işık Çay, “Yaptığımız basın açıklamasıyla barış çağrısında bulunarak, ‘Biz barış istiyoruz savaşa karşıyız, ölümler istemiyoruz ‘ dedik. Tek talebimiz buydu. Ne yazık ki hemen ertesinde 13 Şubat günü evlerimiz basıldı ve o açıklamaya katılan 17 kişi gözaltına alındık. Gözaltına alınanların içerisinde avukatlar, İHD savunucuları, siyasi parti temsilcileri de vardı. Açıklamada çekilen fotoğraf karesinde bulunan kim var kim yok herkesi aldılar” dedi.   ‘HATAY HALKININ YÜZDE 70-80’İ SAVAŞA KARŞIDIR AMA…’   Bu operasyonda Hatay’ın devlet için önemli bir yeri olduğunu ve bundan kaynaklı kentte ciddi bir baskının olduğunun altını çizen Işık Çay, “Bundan dolayı Hatay halkı savaş karşıtı hiçbir söylemde bulunamıyor. Çünkü Türkiye’de savaş karşıtı olanlara ciddi bedeller ödetiliyor. İnsanların çoğunun savaştan yana tutum aldığı söylense de çok iyi biliyorum ki Hatay halkının yüzde 70 ya da 80’i savaşa karşıdır. Sadece insanlar bunu dile getiremiyor. Çünkü Hatay’da belediyeler olsun güvelik görevlileri olsun insanlara zorla iş yerlerine bayrak dağıttılar. Bu savaşa ilişkin Valilik’ten ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nden de halkın bayrak asmaları gerektiğine ilişkin yazılar geldi. Halkın savaştan yana görünmesi için büyük baskı yapılıyor. Özellikle Hatay’da savaşı istemeyenlerin başında kadınlar geliyor. İnsanlar sadece dile getiremiyor” diye konuştu.   Kendilerine yönelik gözaltı operasyonunun bir mesaj olduğunu kaydeden Işık Çay, “Burada bu operasyonla şunu söylemeye çalışıyorlar; Savaşa karşı olabilirsin ama bunu dile getiremezsin. Eğer bunu yaparsanız muhakkak ama muhakkak karşılığını alırsın” denildiğini aktardı.    ‘GÖZALTINDA İHRAÇ EDİLDİĞİMİ ÖĞRENDİM’   Gözaltında iken ihraç edildiğini söyleyen Işık Çay, şöyle dedi: “Gözaltımın ikinci gününde ihraç edildiğimin haberi sendikam tarafından arkadaşlarıma iletilmiş. KHK ile atılmadım. Benim dosyam yüksek disiplinde görüşülüyordu fakat gözaltına alındıktan sonra işlemler hızlandırılıp ihraç kararı alınıyor. İhraç kararının bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştim. Gözaltında 4 gün kaldıktan sonra serbest bırakılmanın mutluluğunu yaşarken ihraç edildiğim haberini aldım. Tabi üzüldüm ama bu benim barıştan yana geri adım atacağım anlamına gelmiyor. Tabi ki öğretmenlik mesleği çok farklı bir meslek belki başka bir meslek olsaydı bunu rahat bir şekilde kaldırabilirdim fakat öğrencilerimden ayrıldığım için üzüldüm ve ağladım. Bu ağlamam zayıflıktan ya da geri adım atmaktan dolayı değildi. Bana daha tebligat verilmedi ama yine de öğrencilerime ders vermek ya da onlarla vedalaşmaya gidemedim. Evet sırf barış istedim diye ihraç edildim üzüldüm fakat asla ama asla pişman değilim.”   'BARIŞIN BEDELİNİ ÖDEYENLERDEN BİRİYİM’   Bu ülkede barışı savundukları için öldürülen Tahir Elçi ve Hrant Dink gibi birçok insanın olduğunu ifade eden Işık Çay, “Biliyorsunuz ki Türkiye’de son yıllarda barışı savunan akademisyenler, Türk Tabipleri Birliği’ne üye doktorlar, öğretmenler ve duyarlı sanatçılar bunun bedelini ödediler. Ben de bir öğretmen olarak ihraç edilerek bedel ödeyenlerden biriyim. Hem meslektaşlarımdan hem öğrencilerimden hem de yurttaşlardan güzel destekler aldım. Bir eğitmenim ve her zaman barıştan yana tavır almamız gerekiyor” diye konuştu.    ‘YAŞAMI SAVUNMAK SUÇ SAYILDI’   Yaşamı savunmanın suç sayılamayacağını dile getiren Işık Çay, “Aslında bizler savaşı istersek suç işlemiş olurduk. Hatta büyük bir suç işlemiş olurduk. Biz yaşamı istedik bu suç olamaz. Savaşı isteyenler en büyük suçlular. Bunu kendileri de biliyorlar. Savaşı isteyenler tüm güç ellerinde olduğu için her şeyi yapabiliyorlar ama bir gün her şey ortaya çıkacak. Bugün bir şeyler yapamıyor olabiliriz ama biliyoruz ki eninde sonunda kazanacağız” dedi.    'GERİ ADIM YOK’   Her şeye rağmen barış için mücadelesini sürdüreceğini ve artık kaybedecek bir şeyinin olmadığını belirten Işık Çay, şöyle devam etti: “Benim en büyük hakkım olan öğretmenliğimi elimden aldılar dolayısıyla bu saatten sonra geri çekilmenin, duraksamanın, korkmanın, beklemenin hiçbir anlamı yok. Ne yaparlarsa yapsınlar en sonunda biz kazacağız.”