MİT Başkanı Fidan Şam’a gitti iddiası 2021-01-20 11:31:55 HALEP - MSD Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Mirî Şiblî, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın yakın zamanda Şam'a gittiğini öne sürdü. Şiblî, yapılan görüşmede Şam rejimi ile kimi anlaşmalara varıldığını söyledi. Ülkedeki iç savaşın 10'uncu yılına girdiği Suriye, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nde yer alan Eyn İsa kentine yönelik giriştiği askeri saldırılar, Şam rejiminin Özerk Yönetime yaklaşımı ve DAİŞ'in yeniden giriştiği saldırılarla son dönemde oldukça hareketli. Uluslararası ve bölgesel güçler, devam eden savaş ve kaos ile pay kapma yarışını sürdürürken, ülkeye dair yanıtı en merak edilen soru yeni ABD yönetiminin Suriye ve Ortadoğu sahasında hangi adımları atacağı.   Sahadaki diğer aktörler olan Rusya, Avrupalı devletler, İran ve Türkiye, Biden yönetiminin atacağı adımlara göre yeni tutum ve politikalar belirleme yolunda.   Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Mirî Şiblî, Biden yönetimiyle birlikte Suriye’de yaşanabilecek olası askeri ve siyasi değişiklikleri, diğer güçlerin aldığı pozisyonu, bölgede yaşanan son gelişmeleri ve perde arkasında yatan nedenleri Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.   SURİYE’DE BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER OLACAK   2021 Suriye’sinin 2020'ye benzemeyeceğini belirten Şiblî, yeni yönetimin göreve gelmesiyle birlikte ABD politikalarının değişeceği temel sahalardan birinin Suriye olacağını söyledi. Suriye sahasında büyük değişikliklerin olacağı düşüncesindeki Şiblî, Suriye krizinde eli olan Rusya, İran ve Türkiye gibi güçlerin gözlerinin de yeni ABD yönetiminde olduğunu kaydetti.    Biden yönetimi ile birlikte Suriye sahasındaki kazanımlarını korumaya çalışacaklarını ifade eden Şiblî, maruz kaldıkları saldırılar konusunda sıcak örnek olarak Eyn İsa'ya işaret etti. 2019 yılında Tel Aviv'de ABD ve Rusya arasında yapılan görüşmeyi hatırlatan Şiblî, akabinde varılan anlaşmada İran'ın Suriye'deki sorunların kaynağı olarak kabul edildiğini belirtti.   ABD, İRAN'A ASKERİ MÜDAHALEYİ DÜŞÜNÜYOR!   İran'ın da bunu hissettiğini ve buna göre hareket ettiğini dile getiren Şiblî, "Son dönemlerde şunu da görüyoruz ki İsrail'in İran'a yönelik hava saldırıları ve konumlandıkları alanlar üzerinde rahat gezmeleri Rusya'nın onayı ile oluyor. İran da eskisi gibi İsrail'in uçaklarına cevap vermiyor. İsrail uçakları rahatlıkla geziyor. Bu da yapılan anlaşmanın sahaya yansımaları olarak görülüyor. İran'ın Suriye'den çıkarılması zor olacak. ABD ve Koalisyon güçlerinin onları tamamen çıkarması siyasi ve askeri planlar gerektiriyor. Çünkü İran'ın Suriye'de çok güçlü damarları var. Bu ABD'ye pahalıya mal olacak. Hatta ABD bu konuda askeri müdahaleyi bile düşünüyor" dedi.   RUSYA'NIN ONAYIYLA TÜRKİYE SINIRLANDIRILABİLİR   Türkiye'nin yeni ABD yönetimi ile ilişkilerinin seyri üzerinde de duran Şiblî, Rusya'dan alınan S400'lerin ile ülke arasındaki ilişkilerde temel bir sorun olmaya devam edeceğini vurguladı. Türkiye'nin Libya, Akdeniz ve Karabağ'a kadar el uzatmasının ise sorunları daha da derinleştirdiğini kaydeden Şiblî, şunları söyledi: "ABD, Türkiye'yi sınırlandırmak istiyor. ABD'nin bu sınırlandırması tabi Rusya'nın onayı ile gerçekleşiyor. İşin sonunda İran ve Türkiye'nin Suriye'den çıkarılması planlanıyor. Bu şekilde ABD ve Rusya, Suriye sahasında tek başlarına kalmak istiyor. Türkiye ise, İhvan-ı Müslimîn projesini hayata geçirmek istiyor. Onların çıkarılması da kolay olmayacak."   SURİYE REJİMİNDE DEĞİŞİKLİKLER OLABİLİR Mİ?   ABD yönetiminin Suriye krizinde en zayıf halka olarak ise, Suriye rejimini gördüğünü dile getiren Şiblî, Biden yönetiminin ilk işinin Suriye rejiminde değişiklikler yapma arayışı olacağını belirtti. Şiblî, bunu görüp bazı değişikliklere gidebileceğini söylediği Suriye rejiminin bazen Rusya bazen de İran’la iş tuttuğunu kaydetti. Şiblî, DAİŞ'in son dönemde Suriye sahasında yeniden hareketlenmesi üzerinde de durdu. Şiblî’ye göre, tesadüf olamayacak son dönemki saldırıların arkasında İran ve Suriye rejimi var.    ‘İRAN DAİŞ'E DESTEK VERİYOR’   İran'ın kendisine dönük planları gördüğü için DAİŞ'e destek verdiğini söyleyen Şiblî, şunları ekledi. "Bunu Suriye rejimi ile birlikte yapıyorlar. İran buradan çıkarılırsa DAİŞ yeniden alan bulur diyorlar. Bence bunu her iki güç yapıyor ve yeni süreçte İran'a dönük hamleler geciktiriliyor. Bu kadar zayıflamış olan DAİŞ yeniden onca yerde saldırılar gerçekleştiriyor. Bu ciddi bir destek olmadan gerçekleşmez. Suriye rejimi de bu plana göre gidiyor."   HAKAN FİDAN ŞAM’A MI GİTTİ?    Şam-Ankara ilişkilerine de değinen Şiblî, yakın zamanda Milli İstihbarat Dairesi (MİT) Başkanı Hakan Fidan ve beraberindeki heyetin gizlice Şam'a gittiğini öne sürdü. Şam rejimi ile yapılan görüşmede kimi anlaşmalara varıldığını iddia eden Şiblî, şunları söyledi: "Aralarında gizli bir görüşme gerçekleşti. Görüşmeden sonra Suriye rejimi Demokratik Suriye Güçlerine (QSD) güçlerine 'terörist' demeye başladı. Ondan önce QSD'ye bağlı güçlere ‘milis’ diyorlardı. Görülüyor ki Suriye rejimi ve Türkiye arasında yeni anlaşmalar var, yeni bir sürece giriliyor. Bu durum yeni şehirleri işgal edebilmesi için Türkiye'nin önünü açmayı hedefliyor."   ŞAM, KÜRTLERİ ZOR DURUMDA BIRAKMAK İSTİYOR   Eyn İsa'ya yönelik saldırıların bunun en somut örneği olduğuna işaret eden Şiblî, sözlerini şöyle sürdürdü: "Defalarca burayı almayı denediler ve bununla birlikte Suriye'de yeni bir savaşın kapısını açmak istediler. Ancak uluslararası düzeyde bazı değişiklikler yaşanıyor. Her şey Efrîn döneminde olduğu gibi gitmiyor. Efrîn döneminde bazı anlaşmalar vardı. Şam'da Guta başta olmak üzere diğer yerler Efrîn karşılığında verildi. Çünkü Guta, Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayına yakın bir yer. Yani Suriye rejimi için Guta, Efrîn'den daha önemlidir. O dönem Suriye rejiminden Efrîn'in savunulması talep edilmişti, fakat rejim buna sırtını döndü. Onun için Eyn İsa'yı da Türkiye'ye vererek, Kürtleri zor durumda bırakmak istiyor. Çünkü rejimin artık bir meşruluğu kalmadı. Kürtleri herkesten daha tehlikeli görüyorlar. Demokratik Suriye projesi, rejim tarafından tehlike ve yok oluş olarak görülüyor. Her ne kadar böyle bakılıyorsa da Suriye demokratikleşecek."   ‘SURİYE ARAPLARINDIR’ DEMEK YIKIMI BÜYÜTÜR    Suriye'nin 50 yılı aşkın süredir şoven bir sistemle yönetilmeye çalışıldığını ifade eden Şiblî, bu sistemin yıkılarak yerine Demokratik Suriye'nin inşa edileceğinin altını çizdi. Suriye'nin kültür ve tarihinin Esad rejiminden daha büyük olduğunu vurgulayan Şiblî, 10 yıldır süren savaşla Suriye'nin parçalara ayrıldığını, fakat bu durumun sadece savaşla değil, bu rejimin yönetime gelmesiyle birlikte yaşanmaya başladığını dile getirdi. Şiblî, gelinen noktada hala "Suriye Araplarındır" demenin Suriye'yi daha fazla yıkıma götürdüğü uyarısında  bulundu.   ÖZERK YÖNETİM NEFES BORUSU OLDU   Bir dönemler çok zengin olan Suriye'nin şimdilerde herkese el açar durumda olduğunu söyleyen Şiblî, "Bu ülkeyi kim, hangi amaçla bu hale getirdi. Dönüp baktığınızda bunlarla karşılaşıyorsunuz. Yaşanan onca savaştan sonra mozaik bir yapıya sahip olan ülkede neredeyse diğer kesimlerin hepsi göç etmek ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Yaşanan cenderede sadece Özerk Yönetim bu durumu aşacak bir sistem sunuyor ve bu savaşta halklara bir nefes borusu olmuş durumda. Bunu büyütmemiz ve yaşatmamız gerekiyor. Tüm dünya, halkları kucaklayan bu sistemi takip ediyor. Aynı zamanda bir model olarak görülüyor. Toplumsal eşitliği yaşamsallaştıran bu sistem hepimizin amacıdır. Türkiye ve bağlı grupların yine Suriye rejimi ve İran'ın elinde bulunan bölgelere bakınca bu daha net olarak görülebiliyor" diye konuştu.    MA / Nazım Daştan