Muhalife ruhsat yok! 2020-10-17 09:01:12 İSTANBUL - Ruhsatları verilmeyen stajyer avukat sayısının her geçen gün arttığını belirten hukuk örgütleri temsilcileri, “hak gaspı” şeklinde nitelendirdikleri bu durumun en çok muhalif olan kişilere uygulandığını belirtti.   Haklarında herhangi bir mahkumiyet kararı bulunmamasına rağmen, devam eden soruşturma ve kovuşturmalar gerekçe gösterilerek ruhsatları verilmeyen stajyer avukatların sayısı her geçen gün artıyor. Sayıları 598’i geçen stajyer avukatların ruhsatlarının verilmemesine ise, Avukatlık Kanunu’nun 5/3 Maddesi gerekçe gösteriliyor. “Devletin güvenliği, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları” içeren madde hukuk örgütleri tarafından “masumiyet karinesini hiçe sayılıyor” şeklinde yorumlanıyor ve yüzlerce stajyer avukatın mağdur olmasına neden oluyor.     Ruhsatların verilmemesini değerlendiren Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gökmen Yeşil ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Eylem Arzu Kayaoğlu, bu durumun hukuka aykırı olduğunu ve savunma hakkının gaspı olduğunu vurguladı.     ‘MASUMİYET KARİNESİNE AYKIRI’    Ruhsatların verilmemesinin masumiyet karinesine aykırı olduğunu belirten ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, suçu sabit görülmediği takdirde böyle bir uygulamanın keyfilik taşıdığını ifade etti. Yeşil, “Avukatlık Kanunun ilgili maddesi ve fıkrası çok açık bir şekilde masumiyet karinesinin bir ihlalidir. Hakkında bir kovuşturma olmamakla birlikte, soruşturma olan kişilerin de ruhsat başvuruları reddediliyor. Maddenin kendisi temel haklara, uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi kendisini de ihlal eder şekilde düzenlenmiş. Çünkü madde içinde soruşturma hususundan söz edilmemesine rağmen haklarında soruşturma olan stajyer avukatların ruhsatları da verilmiyor” dedi.    ‘HAK ARAMA ENGELLENİYOR’    Son yıllarda avukatlara ve avukatlık mesleğine saldırıların artığını, bu ruhsat durumunun da mesleğe bir saldırı olduğuna dikkati çeken Yeşil, özelikle de muhalif avukatların ruhsat başvurularının engellendiğini kaydetti. Durumun salt bir avukatlık meselesi olmadığını vurgulayan Yeşil, “Avukat kendisi için avukatlık yapmıyor; avukat bir hukuk hizmeti veriyor. Özellikle muhalif avukatların temel hak ve özgürlükler ile ilgili yürüttükleri hak mücadelesi hem bireysel dava dosyaları açısından hem kolektif faaliyetler açısından toplumu ilgilendiren meseleler. Yani muhalif avukatların baktığı işler kendi hayatıyla ilgili işler değil, yurttaşların sorunlarıyla ilgili. Dolayısıyla ruhsat gaspıyla toplumun hak arama mücadelesi engelleniyor” diye konuştu.    ‘YASANIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR’    Sorunun ortadan kalkması için yasanın değişmesi gerektiğini ifade eden Yeşil, “Çünkü gerici, faşist, baskıcı bir iktidarın bakış acısıyla ortaya çıkmış yasalar var. Bu yasaların mutlaka değişmesi gerekir. Avukatlık Kanunun 5/3 tümüyle temel hak ve özgürlüklere aykırıdır. Dolasıyla bu maddenin iptal edilmesi gerekir. Bunu ortadan kaldırmak için de baroların, hukuk örgütlerinin ve gerekse TBB’nin mutlaka aktif bir mücadele içinde bulunması gerekmektir” diye kaydetti.    ‘SİVİL BİR ÖLÜME MAHKUM EDİYORLAR’   Ruhsatların verilmeyen stajyer avukat sayısında artış yaşandığını söyleyen ÖHD İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Arzu Eylem Kayaoğlu ise, uygulamanın keyfi bir şekilde yapıldığını söyledi. Kanun hükmünün sadece muhalif olan stajyer avukatlara uygulandığını belirten Kayaoğlu, “15 Temmuz 2016’dan sonra iktidarın siyasi görüşene aykırı başka bir görüşü savunan değil, kendisinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen her kesime yönelik bir ders verme, kontrol altına alma uygulaması var. Ayrıca bu sadece avukatları ilgilendiren bir durum değil. Düşüncelerini ifade ettiği için mahkemelere, sorgulara, emniyete götürülen herkesi savunmaya çalışıyoruz. Stajyer avukatlar da bunu yapacağı için ruhsatları verilmiyor. Sivil bir ölüme mahkum ediyorlar” değerlendirmesinde bulundu   ‘AİHM’E BAŞVURACAĞIZ’    Ruhsatları verilmeyen stajyer avukatların iç hukukta mücadelelerini sürdürdüklerini ifade eden Kayaoğlu, Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) sonuçlanmamış başvurularının olduğunu aktardı. Kayaoğlu, aleyhte bir karar çıktığı takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuracaklarını belirtti.   MA / Mehmet Aslan