12 bin yıllık uygarlık ömrü 50 yıllık baraja kurban edildi 2020-07-15 09:07:52 İZMİR - AA tarafından “yeni” yüzüyle fotoğrafları paylaşılan Hasankeyf’in baraj suları altında bırakılmasıyla kültürel hafızanın silinmek istendiğine dikkati çeken ekolojist Ertuğrul Barka, “Uygarlığı, 50 yıl ömrü olan bir baraj için yok etmek insanlığın neresine sığar” diye sordu.    Tarihi Hasankeyf’i sular altında bırakan barajın yarattığı tahribat ve yıkımın bilançosu her geçen gün artarken, hükümet yetkilileri ve bağlı medya kuruluşları tarafından söz konusu durum çarpıtılarak kamuoyuna sunuluyor. Devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı (AA), geçtiğimiz günlerde 12 bin yıllık tarihe sahip kentin sular altında kalmış halini “Hasankeyf yeni yüzüyle misafirlerini bekliyor” başlıklı haberiyle paylaştığı fotoğraflarla kamuoyuyla paylaştı. Tepkilere neden olan fotoğrafları yorumlayan ekolojist Ertuğrul Barka, yaşananların amacının “kültürel hafızaları silmek” olduğunu söyledi.    KÜLTÜR VE TARİH BETONA BOĞULDU   “Bir yurttaş Hasankeyf’e gittiği takdirde kültür ve tarihi katliamından başka hiçbir şey göremeyecek” diyen Barka, barajla kentin kültürünün ve tarihinin betonlara boğulduğunu belirtti. Kültürleri yok eden bir geleneğin mensubu olmaktan rahatsız olduğunu söyleyen Barka, “Hükümet kendi kültürümüz dediğimiz Selçuklu Kümbetinin etrafını TOKİ evleri ile kapatıyorlar. İstanbul’da anfi tiyatronun orta yerine cami yapıyorlar. Hangi akla ve kültüre göre yapılıyor bu? Bir tiyatronun orta yerine yapılmış camiye kim namaz kılmaya gider. Mesele cami aracılığıyla orayı yok etmek” ifadelerini kullandı.    ‘DÜNYA ZARARIN FARKINDA AMA SUSKUN’   Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar kültür ve tarihin yok edilmesine dönük politikaların değişmediğini ifade eden Barka, ülkede kültür ve inançlara yaşam hakkı tanınmadığını söyledi. Barka, “Hasankeyf’i yok etmeleri bu politikanın devamıdır. Türkleştirme önünde gördükleri her engel ortadan kaldırılıyor. Orada bir kültürü, tarihi belleği yok ediyorlar. İnsanlığın tutunduğu kökleri yok ediyorlar. Tıpkı İran Kürdistan’ında, Palangan civarında dağlardan gürül gürül akan Kürtlerin kutsal saydığı suların önüne barajlar kurmak gibi. Burada da Hasankeyf’i yok ederek bir yığın değeri yok ediyorlar. Hasankeyf’e verilen zararın dünya farkında. Fakat hepsi suskun. Öyle eserler, öyle tarihsel ve kültürel kalıtılar vardır ki bunlar tüm insanlığa aittir. Bize insanlık tarihinden bir şeyler öğretir” diye konuştu.    HASANKEYF VE KARADENİZİ ORTAKLAŞTIRMAK   “Eskiden Kula evleri, Safranbolu evleri ve Sakız evleri vardı. Bunları kişiliksizleştirip TOKİ ve beton ormanına döndürdüler” diyen Barka, günümüzde her kentin girişinin birbirine benzetildiğini belirtti. Şehirlerin kişiliklerinin kaybolduğunu dile getiren Barka, “Ülkenin de kişiliği kayboldu. Bu ülke Hasankeyf’i yok ederek esasen kendi kişiliğini kaybetti. Eninde sonunda kültürel enkazın altında kalacaklar. 12 bin yıllık bir kültürel mirası, tarihi, uygarlığı 50 yıl ömrü olan bir baraj için yok etmek insanlığın neresine sığar? Hasankeyf’te mesele elbette ekonomik değil. Mesele politik ve askeri amaçlar içindir. Hem coğrafyayı hem de yaşamı yok ediyorlar ve birilerine peşkeş çekiyorlar. Devlet partilerinin ortaklaştığı siyasettir bu. Hasankeyf’i sular altına bırakınca insanları doğalarından koparıp bu kentlere göç ettiriyorlar” dedi. Barka, son olarak, “Hasankeyf’le ve Karadeniz’i bir arada düşünmemiz lazım ve ortaklaştırmamız gerek” diye seslendi.