Mersin Barosu Başkanı: Çoklu baro FETÖ projesidir 2020-07-09 09:05:52 MERSİN - Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Çoklu baro” planının 2000’li yıllarda başlayan bir “FETÖ projesi” olduğunu belirterek, bunun toplumsal ayrışmaya yol açacağı uyarısında bulundu. Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, iktidarın baroların yapısını değiştirmek için hazırladığı ve kamuoyunda “Çoklu baro” olarak bilinen 28 maddelik “Avukatlık Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘BAROLARI BÖLMEK İSTİYORLAR’   Savunmanın en büyük temsilcisi olan baroların parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu işaret eden Yeşilboğaz, bu girişimlerin ilk olmadığını, yasa tasarısıyla baroları ele geçirme, parçalama ve susturmanın hedeflendiğini söyledi. Baroları bölme planının 2000’li yıllarda başlayan bir “FETÖ projesi” olduğunu dile getiren Yeşilboğaz, “2010 yılında ise çok ciddi bir şekilde baroları parçalamaya yönelik girişimler oldu. Bu dönem bütün yargıyı ele geçirme çabaları içerisinde Anayasa’da yapılan değişiklikle HSYK yapısını değiştirdiler. HSYK’yi ele geçirdiler ve ardından da hâkim ve savcıları yandaş, yanlı ve bağlı yargı sistemi içine aldılar. Hemen ardından barolar ile ilgili bir proje vardı ve biz buna izin vermedik. Çünkü avukatların bağımsızlığı ve biat etmemesi karşısında durmak zorunda kaldılar” diye konuştu.   ‘KAOS YARATILACAK’   Kanun teklifiyle “yandaş baro” yaratılmak istendiğinin altını çizen Yeşilboğaz, “Bir kurumu itibarsızlaştırmak istediğiniz zaman önce onu bölersiniz. Bu her türlü siyasi argümana açıktır. Bunu cemaat barosu haline de getirebilirsiniz, herhangi bir siyasi parti barosuna de dönüştürebilirsiniz. Bunu derneklerde görebiliyoruz. Hâkim ve savcı alımlarında hangi barodansınız diye sorulacak artık. Her siyasi iktidar geldiği zaman kendilerine arka bahçe oluşturacak. Yargı aşamasına baktığımız zaman zaten yanlı ve bağlı bir yargımız var. Aynı zamanda vatandaşın hak arama özgürlüğü de elinden alınacak. Vatandaşlar ister istemez yandaş barodan avukat tutmak zorunda kalacak. Tüm bunlar toplumsal ayrışmaya neden olacak. Bunun yanında CMK adli yardım çok ciddi meseleler çıkacak. Yardım talep eden vatandaşlarımıza nasıl yardım edeceğiz. Bir kaos yaratılacak. Yetki alanlarının olduğunu düşünün. A kentinde ortaya çıkan bir istismar, kadına şiddet gibi bir duruma sizin yetki alanınızda değil diye siz müdahale edemiyorsunuz. Ve eğer oradaki baroda duyarlı bir baro değilse, ‘biz bunları görmüyoruz’ derse, orda insanların hakları heba olacak” ifadelerini kullandı.   ‘FEYZİOĞLU BİZİ TEMSİL ETMİYOR’   Baroların yapısında yapılmak istenen yapısal değişikliğe karşı baro başkanlarının 19 Haziran’da Ankara’ya yaptığı yürüyüşle demokratik haklarını kullanmaya başladıklarını belirten Yeşilboğaz, kent girişinde fiili gözaltı uygulamasına maruz kaldıklarını dile getirdi. Ankara yürüyüşünde yaşananların demokrasi ve hukuk açısından kötü bir süreç olduğunu ifade eden Yeşilboğaz, yasa tasarının yanlış olduğuyla ilgili çeşitli temaslarda bulunduklarını söyledi.   Yeşilboğaz, şunları söyledi: “Konuya ilişkin Ankara’da çeşitli temaslarda bulunduk fakat kimse bizimle görüşmek istemedi. Bunun arkasında Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun olduğunu biliyoruz. Gelinen süreçle Feyzioğlu’nun söylemlerine baktığımız zaman, tamamen baro başkanlarını ayrıştıran, terörize eden, suç örgütlerine bağlı iş yapan yandaş barolar olarak göstermeye çalışması ve o başkanlarımızı terörize eden cümleler kullanması bizim tarafımızdan kabul edilmez. Kendi baro başkanlarını sahiplenmeyen bir Barolar Birliği Başkanı ile bizlerin işi olmaz. Feyzioğlu kesinlikle bizi temsil etmiyor ve bizim adımıza da sözcü olamaz.”   EYLEMLER SÜRECEK   Türkiye’de 130 bin avukatın yüzde 90’ı, 80 baronun da "çoklu baro" ile karşı karşıya olduğunu uyarısında bulunan Yeşilboğaz, “Bu yasa tasarısına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadeleyi iki türlü şekilde sürdüreceğiz. Birincisi Meclis’ten çıkana kadar net bir şekilde bu sürecin karşısında olduğumuzu, eylemlerimiz ve söylemlerimizle dile getireceğiz. Çıkmaması için her türlü çabayı göstereceğiz. Çok daha kuvvetli bir şekilde yine Meclis’in önünde olacağız. Eğer aklıselim birinci yol çözüm olmazsa, ikinci mücadele sürecinde çok çeşitli eylemlerimiz var” şeklinde konuştu.    MA / Ömer Akın