‘Yazarları serbest bırakın’ çağrısı 2020-06-30 19:09:10   DİYARBAKIR - J&J Yayınevi sahibi ve yazar Azad Zal’ın tutuklanmasına tepki gösteren Kürt yazarlar, cezaevine gönderilen yazarların serbest bırakılmasını istedi. Kürt Edebiyatçılar Derneği, Mezopotamya Yazarlar Derneği, J&J Yayınevi sahibi ve yazar Azad Zal’ın tutuklanması nedeniyle tutuklu Kürt yazarlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, yazarlar üzerindeki baskının tarih boyunca sürekliliğine işaret edilerek, “Tarih boyunca,  adaletsizliğe karşı, insanın insan olma gereklerini savunan, sadece yaşanılabilir bir dünya özlemi ile yazmaktan öte hiçbir eylemi olmayan yazar arkadaşların üzerindeki baskı ve tutuklamalar asla kabul edilecek bir durum değildir. Geçmişte olduğu gibi, insanları düşüncelerinden dolayı giyotini işlemekten bir an bile tereddüt etmeyen sistem, bugün aynı mantıkla birçok yazar ve aydın insanı hiçbir gerekçe göstermeden göz altına almış, düşünsel olarak var olma mantığını hiçe sayarak cezalar yağdırıp cezaevine göndermişlerdir” denildi. ‘YAZARLAR BİR AN EVVEL SALIVERİLMELİ’ Cezaevinde bulunan Kürt yazarların isimlerinin anıldığı açıklamada, “Günümüz koşullarında yüzlerce kez örnekleri ile karşılaştığımız hak ihlalleri olağanüstü bir durum olmaktan çıkmış, rutin sıradan bir hal durumuna dönmüştür. Aydın ve yazar olmaktan başka bir eylemi olmayan, Feratê Dengizi, Adil Başaran, Bahaddin Robar, Mirza Roni, Azad Zal, Adil Qazi, Nesrin Navdar ve bir çok aydın, sadece kağıt ile mürekkebi buluşturmaktan öte hiçbir şey yapmamışlardır. Bu yüzden yazarların cezayı hak etmediğini düşünüyor, cezaevine gönderilen yazarların biran evvel salıverilmesini talep ediyoruz. Yazarlar, halk aydınlanması için çabalayan ve bu uğurda hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan toplum öncüleridir. Topluma yön vermeyen yazarlarına sahip çıkmayan ülkeler yıkılmaya mahkûm olmuşlardır” ifadelerine yer verildi. ‘TOPLUMUN ŞAH DAMARINI KESMEKTEN BAŞKA ŞEY DEĞİL’ Açıklamanın devamında şunlar dile getirildi: “Unutulmaması gereken şudur ki yazarlar, sadece toplumun vicdanı değer yargıların sesi ve insan olmanın gereklerini yerine getiren hümanist anlayışı temel alan kişiliklerdir. Hiç bir toplum ve hiçbir sistem düşünce gücü ve eğitim olmadan asla başarı merdivenlerini tırmanamazlar, bunun tek göstergesi ise, sitemin kendi aydın ve yazarına vermiş olduğu değerle ölçülür. Düşünen insanlarını, yazarlarını, topluma yön veren kişilikleri içeri atan bir sistem hiçbir zaman başarıya ulaşmadığı gibi, dünya kamuoyu nezdinde de itibarını sarsmaktan öte bir şey yapmamıştır. Yazarları içeri tıkmak toplumun şah damarını kesmekten başka bir şey değildir.”