DİSK 2026 asgari ücreti araştırma raporunu açıkladı 2025-12-01 14:50:41 İSTANBUL- DİSK, 2026 Asgari Ücret Araştırması raporunu ve asgari ücret taleplerini açıkladı. DİSK, asgari ücretin yılda en az 2 kez güncellenmesi gerektiğini belirtti.  Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bu ay toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu öncesi, asgari ücrete ilişkin taleplerini açıklamak için İstanbul Barosu’nda basın düzenledi. Basın toplantısında konuşan DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda en az iki kez güncellenmesi gerektiğini belirterek,  hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı dayatmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.   Somut olarak 2025’te resmi enflasyona göre 15 puan alacaklı giren asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yıl boyunca eridiğini kaydeden Arzu Çerkezoğlu, “Hükümet, yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede anne, baba ve iki çocuk çalışsa bile ailenin geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor. Açlık sınırı 30 bin liraya dayandı, yoksulluk sınırı 90 bin lirayı çoktan aştı” dedi.  Arzu Çerkezoğlu, Türkiye’de işçilerin yarısının asgari ücretli olduğunu belirtirken milyonların geçim ücreti olan asgari ücretin geçen yıl sadece ilk üç ay (ocak, şubat, mart), 2025’te ise sadece bir ay (ocak) açlık sınırının üzerinde olduğunu söyledi.   'ASGARİ ÜCRET YILDA EN AZ 2 KEZ GÜNCELLENMELİ'   2022 ve 2023 yıllarından farklı olarak bütün ısrarlarına rağmen asgari ücret 2024 ve 2025’te yıl ortasında artırılmadığını vurgulayan Arzu Çerkezoğlu, “Oysa gerek 2024 ve gerekse 2025 yıllarında yüksek enflasyon ile hayat pahalılığı devam etti. Yüksek enflasyon koşullarında asgari ücretin yılda bir kez artırılması reel ücretlerde ciddi bir kayıp yarattı. Bu nedenle, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda en az iki kez güncellenmelidir. Yine hatırlayacağınız gibi 2024 yılı yıl sonu resmi enflasyonu yaklaşık yüzde 45 olarak açıklanmasına rağmen asgari ücrete “hedef enflasyon” doğrultusunda yüzde 30 zam yapıldı. Bu yıl asgari ücretin enflasyon karşısında 10 aylık kaybı 6 bin 322 liraya ulaştı. 2025 yılı resmi enflasyonu yıl sonunda yüzde 33,8 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 471 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2025 yılı boyunca yaşanan kaybı ise 50 bin TL’yi aşmış olacak. Yani satın alma gücü olarak 14 bin liralara gerilemiş bir asgari ücret üzerinden 2026 asgari ücretini konuşuyor olacağız. 2026 asgari ücreti belirlenirken bu kayıpların giderilmesi şarttır” diye belirtti.    'ENFLASYON KADAR ÜCRET ARTIŞI KABUL EDİLEMEZ'   Türkiye’de enflasyon hedefi en son 16 yıl önce 2009’da tutturulduğunu belirten Arzu Çerkezoğlu, “Bu gelenek bozulmadı ve 2025 enflasyonu da hedeflenenden yüksek gerçekleşiyor. Emek gelirleri üzerine çok büyük baskı getirecek olan “hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı” dayatması asla kabul edilemez. Ülkemizde asgari ücret dediğimizde bir süredir kelimenin dar anlamıyla genel ücreti konuşuyoruz. Bu nedenle asgari ücret ülkemizde dünyada hiç olmadığı kadar gündem olmaktadır. Bu koşullar altında asgari ücretin istisnai bir ücret olarak değil insanca yaşanacak bir ücret olarak saptanması şarttır” diye konuştu.    Çerkezoğlu konuşmasının devamında Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na ilişkin tartışmalarla ilgili de şunları söyledi: “Önemle vurgulamak isteriz ki; bize göre asıl mesele Komisyonun yapısı ve bileşimi değildir. Komisyon yapısının daha demokratik olması kuşkusuz mümkündür ancak asıl mesele asgari ücretin saptanmasına ilişkin kurallardır.  DİSK, asgari ücret tespit edilirken ücretin sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile birlikte geçinebileceği bir ücret olarak hesaplanması gerekir.  Ayrıca asgari ücretin sadece enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi ve ülke ekonomisindeki büyümeye bağlı olarak, (Kişi Başına GSYH) dikkate alınarak toplu pazarlıkla saptanılması gerekir. Hatta somut bir öneri olarak asgari ücret, Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın belirli bir oranından (örneğin yüzde 60’ından) düşük belirlenmemelidir. Özetle asgari ücretin geçim koşulları ve ülke ekonomisindeki büyüme dikkate alınarak saptanılması gerek. Asgari ücret belirlenirken bir hanede iki kişinin çalıştığı varsayımından hareketle, haneye en azından yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmelidir.”    ‘SENDİKALAŞMA KAPSAMI ARTIRILMALI’   Asgari ücret saptanırken, en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşının da referans alınması gerektiği belirten Arzu Çerkezoğlu, “Raporumuzdaki bir başka çarpıcı veri de asgari ücretlinin 2005’ten bu yana 22 Cumhuriyet altını kaybettiği gerçeğidir. 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25,4 ve 2005’te 31,5 altın alınabilmekte iken 2025 yılı kasım ayında ancak 9,5 Cumhuriyet altını alınabilmektedir. Sonuç olarak Türkiye işçi sınıfı Avrupa’nın en düşük asgari ücretlerinden birine mahkûm edilmiştir. 2015’te Avrupa’da Türkiye’den Euro cinsinden düşük asgari ücreti olan 14 ülke varken, 2025 yılında sadece 2 ülke vardır. Euro cinsinden Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Arnavutluk ve Bulgaristan’dır.  Raporumuzda detaylı biçimde ortaya konan bu veriler ışığında temel sorunumuz şudur: Asgari ücret civarında çalışanların kapsamı ülkemizde çok yüksektir. Asıl meselemiz Türkiye’yi bir asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmaktır. Bunun da bir tane yolu vardır; sendikalaşmanın ve toplu pazarlık kapsamının artırılmasıdır. Çünkü sendikanın olduğu yerde asgari ücret olmaz” dedi.    'VEGİ DİLİMLERİNE DÜZENLEME TALEBİ'    2000 yılında ilk vergi tarife dilimi brüt asgari ücretin 21,9 katında olduğunu ifade eden Arzu Çerkezoğlu, Asgari ücret ve vergi tarife ilk dilimi arasındaki makas giderek kapandı ve 2014 yılında 10 katına, 2025 yılında ise 6 katına kadar geriledi. Vergideki bu adaletsizliklerin nispeten hafifletilmesi için, gelir vergisi tarife dilimleri, asgari ücret artışından az olmamak üzere artırılmalı; asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanan oran yüzde 10’a düşürülmeli; asgari ücret vergi istisnası vergiden değil matrahtan indirim yoluyla uygulanarak asgari ücretin bu istisnadan gerektiği gibi faydalanması sağlanmalı; 2008’den beri işverenlere sağlanan SGK prim desteği işçilere de sağlanmalı ve çağdışı damga vergisi kaldırılmalıdır. Asgari ücretten düşük emekli aylıkları asgari ücret düzeyine yükseltilmeli; diğer emekli aylıkları da orantılı olarak yükseltilmelidir” şeklinde konuştu.    ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI    Türkiye’nin dört bir yanındaki işçilere çağrıda bulunan Arzu Çerkezoğlu, “Öncelikle fabrikalarda atölyelerde, okullarda, belediyelerde, hastanelerde, ofislerde, plazalarda, inşaatlarda, madenlerde, tersanelerde evine ekmek götürmek için çalışan, alın teri döken tüm işçi arkadaşlarımızı örgütlü olmaya, sendikalı olmaya, DİSK’li olmaya çağırıyoruz” ifadesinde bulundu.